Siyahın en karanlığında, Savrulup gitmek ve Ve yeniden doğmak, doğmanın, Doğuşun da gündelik bir seansıdır bu dünya.

İnsan düşüncelerinden ibarettir. Düşüncelerimiz ya bizi bir yere/kişiye/eşyaya hapseder ya da özgür kılar. Her iki durum da bizim elimizde olan bir şeydir. Bunun için düşüncelerinden azade ol ve gökyüzüne doğru uç.

Çaydaki şeker misali Eriyip tükeniyoruz buralarda. Kimimiz bir derde deva, Kimimiz ise bi-deva, Bitiyoruz hiçlik varlığında.

Evet, zor günler arkada kaldı ve şimdi daha da zor günler bizi bekliyor. Tarih boyunca hep böyle olmuştur ama şunu da iyi biliriz ki her zorluğun arkasından bir kolaylık da gelir. Bunun içindir ki asla ümidimizi yitirmeyiz. Ölene dek, ruh bedeni terk edeceği ana kadar hep dopdolu ümitle yaşayacağız.

Yaşamak için kuru bir ekmek, bir tas su ve bir de bir heybe dolusu ümit lazım bize. Bunun ötesi farazi zira yaşamak için ilk önce nefes alıp vermek lazım sonrası step by step.

"Her şey sahte olmuş hatta gerçek bile."

Yalan nedir ve bireylere nasıl enjekte edilir? Toplumun çürümesine neden olan iki yüzlülük hastalığın kaynağı nedir? Riyakarlık nedir? Takiye nedir? Sıkıntılar büyük ama peki ÇÖZÜM? Bütün bunlarla ilgili yabancı bir kaynaktan bir yazıyı sizin için tercüme edip yayınlayacağım burada. Beklemede kalın!