Biz bizim olana sahip çıkmayınca, kapının ardındakini kazanmak uğruna evdekini hor görmeye, hiç görmemeye başlayınca, haliyle araya nefis de girince savrulmalar da görünen köy oluyor...
Kaybedilene/kaybedene "kaybetti" gözüyle bakıldığı için kimse geri "kazanma" derdinde değil; Bu durumlarda çoğu kimse cehenneme bilet kesici oluyor...
Bilgi sahibi olmadan tavır aldığımız için sorunlar daha da büyüyor ve çözümden uzaklaşıyoruz...
Büyüdükçe, güçlendikçe tevazuya sarılmak, güveni tahkim etmek gerek; aksi hırsa, şımarıklığa, bedbahtlığa yol açar ki sonu diptir!..
Fitne mumuyla aydınlananın karanlığı çok olur...
Zamlar, kimini teğet, kimini çiğneyip geçiyor; ancak rızık bellidir ve kimse takdir edilenin ne fazlasına ulaşır ne de azıyla yetinir... Asıl mesele, değerlerimiz örseleniyor ve bu, zamların teğet geçtiği zümre ile onlara alkış tutan at gözlüklülerin eseri!..
Fesada uğramış bir toplum, kendini düzeltmezse 40 yıl beklemek gerek, temiz bir nesil için...