Yeni bir başlangıç, yeni bir soluk ve yeni bir platform: Ülkemiz ve Biz. Öyle inanıyorum ki bu platfrom çok güzel işlere imza atacak. Baharla birlikte tohumlar toprağa ekildi ve filizlenmesini bekleyeceğiz. Elbette öylesine beklemeyeceğiz çalışacağız da durmadan. O halde damladan deryalara diyelim.

Zaman, sihir, fanus; insanoğlunu büyüleyip hayrete düşüren kavramlar mecmuası:

Ruhun ikizi bedendir. Bedenin yegane dostu ise aşktır. Ruh çok manasız çırpınışlarda boğulmakta ve beden ise yarını düşünmeden yaşar bohemce ölüp gitmektedir. Yaşayamadığını yaşamamak, anıları yaşamaktan anı yaşayamamak ve bunun fırsatını yakalayamamak insanı deli-divane eder.

Bir toplumda ekonomik bir sorun varsa, bu durum hayatın her kademesine etki eder. Öyle ki insanların en hassas oldukları dini inançlarını dahi yıpratabilir ve klişe bir söz olsa da para huzur getirmez ama parasızlık adama huzursuzluk verir. Ayrıca fakir ama huzurlu diye birşey de yoktur: Safsata!

İnsan ruhen teslim alınamaz. İnsan bir bütün olarak zapturapt altına alınamaz. İnsan köle edilemez. İnsan çok yüce bir varlıktır ve özgürleştirilemez de. Ama bütün bunlar kişiye bağlıdır. O halde var ol, yaşa, öğren, harekete geç, yürü, yola odaklan ve bisikileti sürmeye devam et.

Ve sana duyulan Özlem, hasret... Ölmektir bakışlarında Sana olan hasretim.

Ruhu yakalarsan senindir hatta sen olursun ruhun kendisi. Yakalayamazsan da üzülme ve ardından koşma. Ya özgürce pervaz edersin ya da dar kalıplara sıkışıp kalırsın. İkisi bir arada olur mu, tecrübe eden bilir. Fakat dağların ötesini görüp de daha gelen olmamıştır: Ruh ve Ceset!