Ses ver ne olur, sesine geleyim Gel deyiver, beklemeden geleyim Öyle özledim, öyle özledim ki Emaneten gönder gölgene sarılayım
Bize her yer Kerbela, her günümüz Muharrem Çepe çevre etrafımız yezitlerle dolup taşarken Bize düşen hep ağlamak, ağlarken anlamak Yezitler bayram ededursun, biz matemi yaşarken
Demek ki benim imanım ancak buğz edebilecek kadar. Her ne kadar yüreğim yaralı, ruhum ezim ezim eziliyorsa da yapabildiğim başka bir şey yok. Bir hadiste ifade edildiği gibi en zayıf iman zalime karşı sadece buğz edebilmektir. Elimden başka bir şey gelmiyor Ya Resul Allah! Utanıyorum, affeder misin?
Yetmedi mi zalimin zulmü hala? İnsanlıktan nasibini alamamış zalimler, katlettiğiniz İnsandır, İNSAN. Tüm kutsal kitaplarda insana verilen değer ortada iken nedir bu vahşet? Zalimin zulmü varsa, zulme maruz bırakılan Müslümanların da Allah'ı (C.C.) var. Akıttığınız kanda boğulacaksınız inşallah.
"Mehmet Akif'in Safahat'ını okumayan var mı acaba?" diye soracağım ama var! Geçenlerde üniversite 2. sınıf öğrencilerine sordum, adını bilmeyen çok kişi vardı. Yazık ki ne yazık! "Çanakkale şehitlerini" yazan tek yerli ve milli şairimiz. Okullarımızda bunu bile öğretemiyorsak, ne öğretiyoruz acaba?
Eylül geldi geçiyor. Sonbahar kendisini çoktan hissettirdi. Kışa hazırlanmamızı bize ikaz ediyor. Geçiş dönemi salgınları başladı. Sonbaharın meyveleri toplanma aşamasında artık. Elma, ayva, nar gibi meyveler hem nimet hem de kışa hazırlık olarak algılanmalı değil mi? Her nimet şükür gerektirir.
Bahar yaz mevsimine hazırlıktır. Soğuk iklimin yanı sıra karamsar ruh halinden insanoğlunu yaz aylarına ve güzelliklerle dolu ruh iklimine dönüştüren bahar insanoğluna yaradan tarafından bahşedilmiş önemli bir imkandır. Bu imkanı değerlendirmek ne büyük bir fırsat değil mi?