- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Bilim, Eğitim
- Etiketler: Bilimsel Makale Nasıl Yazılır, Bilimsel Makalenin Tanımı, Gerard Piel, Robert A. Day
- Bu yazı Okuryazar’a 4 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 983
Bilimsel Makale Nedir?
Yayınsız bilim ölüdür.
Gerard Piel
BİLİMSEL MAKALENİN TANIMI
Bilimsel makale, özgün araştırma sonuçlarını tanımlayan, yazılmış ve basılmış rapordur. Fakat bu kısa tanım; bilimsel makalenin belli bir biçimde yazılmış olması ve üç yüzyıl boyunca geliştirilmiş gelenekler, editör uygulamaları, bilimsel ahlâk ve basım-yayım etkileşimiyle tanımlanan belli bir biçimde yayımlanması gereğine dikkat çekilerek nitelenmelidir.
“Bilimsel makale”yi uygun bir biçimde tanımlamak için bir bilimsel makaleyi yaratan mekanizmayı, yani geçerli yayını tanımlamalıyız. Özetler, tezler, konferans raporları ve diğer birçok literatür yayımlanabilir, fakat bu yayınlar her zaman geçerli yayın ölçütünü sağlamazlar. Dahası, bilimsel bir makale bütün diğer testleri geçse de, eğer yanlış yerde yayımlanmışsa geçerli yayımlanmamış demektir. Yani, nispeten kötü bir araştırma raporu, fakat testleri geçen bir yayın, eğer doğru yerde (genellikle belli başlı bir dergi) kabul edilir ve yayımlanırsa geçerli bir yayındır. Çok iyi hazırlanmış bir araştırma raporu ise yanlış bir yerde yayımlanmışsa geçerli bir şekilde yayımlanmamış olur. Devlet raporlarının ve konferansta yayımlananların çoğunda olduğu gibi, kurum bültenleri ve kısa yaşam süresi olan yayınlar, esas yayınlar olarak nitelenmezler.
Birçok kişi, bilimsel makalenin tanımının elde edildiği temel yayın (geçerli yayın) tanımı konusunda mücadele vermiştir. The Council of Biology Editors (CBE), otoritesi olan meslekî bir organizasyon (hiç değilse biyolojide), bu tür problemlerle uğraşarak aşağıdaki tanıma ulaştı:
Kabul edilebilir temel bir bilimsel yayın, meslektaşlara (1) gözlemleri değerlendirme (2) deneyleri tekrarlama (3) entelektüel işlemleri değerlendirme imkanı verecek, yeterli bilgi içeren ilk açıklama olmalıdır. Dahası, duyumsal algılamaya elverişli; esasta kalıcı, kısıtlama olmaksızın bilimsel topluluğa açık ve bir veya daha fazla belli başlı tanınmış ikincil servislerin düzenli taraması için hazır olmalıdır (örneğin, Amerika'da Biological Abstracts, Index Medicus, Excerpta Medica, Bibliography of Agriculture, diğer ülkelerde de benzer servisler).
İlk okuyuşta, bu tanım aşırı derecede karışık veya hiç değilse çok uzun görünebilir. Fakat bunu yazmada katkısı olan bizler, her kelimeyi dikkatlice tarttık ve daha az kelimeyle kabul edilebilir bir tanımın yapılabileceğinden kuşku duyuyoruz. Çünkü; öğrenciler, yazarlar, editörler ve bütün ilgililer için bilimsel makale “nedir? ne değildir?” çok önemlidir. Bu tanımın, gerçekten ne anlama geldiğini görmek için bütünüyle incelemekte yarar vardır.
“Kabul edilebilir temel bir bilimsel yayın”, “ilk açıklama” olmalıdır. Doğal olarak çoğu zaman, yeni araştırma verilerinin ilk açıklaması bilimsel bir toplantıda sözlü sunuş olarak yer alır. Fakat, CBE ifadesinin ileriye sürdüğü, yazarın ağzından kaçırmasının ötesinde bir açıklamadır. Etkin bir ilk açıklama sadece, açıklananın, yazarın meslektaşları tarafından (şimdi veya gelecekte) tamamıyla anlaşılıp kullanılmasına imkân verecek formu olan bir açıklama olduğu zaman gerçekleşmiştir.
Böylece verilerin, potansiyel kullanıcılara (i) gözlemleri değerlendirebileceği (ii) deneyleri tekrarlayabileceği ve (iii) entelektüel işlemleri değerlendirebileceği (yazının sonuçları verilerle desteklenmekte midir?) yeterli bilgiyi sunması gerekir. Sonra, açıklama “duyular tarafından algılanmaya elverişli” olmalıdır. Bu acayip bir sözcük grubu olabilir, fakat bunlar normal uygulamada en basit şekliyle, yayın anlamına gelir. Bununla beraber bu tanım, açıklamaya sadece görsel malzeme (basılı dergiler, mikrofilm, mikrofiş) cinsinden değil, fakat aynı zamanda, belki basılı olmayan, görsel olmayan formlar cinsinden de içerik kazandırır. Örneğin, dinleme kasetleri formunda “yayın”, eğer tanımda verilen diğer testleri geçtiyse etkin bir yayın oluşturabilir. Gelecekte, ilk açıklamanın bilgisayar veri tabanına giriş olması pekâlâ mümkündür.
Yayının formuna bakılmaksızın; bu form, esasta kalıcı olmalı, bilimsel topluma kısıtlamasız açık tutulmalı ve bilgi geri kazanma servislerine açık olmalıdır (Biological Abstracts, Chemical Abstracts, Index Medicus, Science Citation Index, v.b.). Böylece, haber bültenleri ve kurum yayınları gibi haber ve diğer yönleriyle değer taşıyan yayınlar, bilimsel bilginin bulunduğu yerler olarak hizmet edemezler. CBE tanımı, daha basit olarak, fakat daha kesin terimler olmaksızın yeniden ifade edilirse; temel yayın (i) özgün araştırma sonuçlarının ilk yayını olan (ii) yazarın meslektaşlarının deneyleri tekrarlayabilecekleri ve sonuçları irdeleyebilecekleri forma sahip ve (iii) dergide veya başka bir kaynak belgesinde bilimsel toplum içinde hemen ulaşılabilir olan yayındır. Bu tanımı anlamak için yine de, önemli bir ihtar ilâve etmeliyiz. Tanımın, yazarın “meslektaşlarına” atfedilen kısmı, yayın öncesi meslektaş değerlendirmesi anlamında kabul edilir. Böylece tanım olarak bilimsel makaleler, meslektaş değerlendirmesi yapılan yayın organlarında yayımlananlardır.
Bu tanım sorununun üzerinde iki nedenle çok durdum. İlk olarak; yazarlar, editörler ve yayımcıların temel yayını tanımlamadaki isteksizlikleri nedeniyle veya yapamadıkları için, bilim topluluğunun tümü uzun süre, etkin olmayan pahalı bir bilimsel iletişim sistemi ile çalıştı. Sonuçta yayınların çoğu toplantı özetlerinde, anlaşılmaz konferans bildirilerinde, devlet belgelerinde kaldı veya dağıtımı çok az olan kitap ve dergilere gömüldü. Diğer makaleler, aynen veya ufak değişiklikler yapılmış formda bir kereden fazla yayımlandılar; bazen bu, hangi konferans raporlarının, kitapların ve derlemelerin temel yayın olduğu (veya olması gerektiği) hangilerinin olmadığı konusundaki tanım eksikliği nedeniyle olmuştur. Sonuç, tekrar ve karışıklıktır. İkincisi, tanım olarak bilimsel makale, bazı belirli türlerde bilgi içeren özel bir çeşit belgedir. Bir bilimsel makale, “bilimin gereksinimi olan düşünce nitelikleri gibi, tamamıyla aynı nitelikleri talebeder: Mantık, açıklık ve kesinlik” (50). Eğer öğrenci veya yetişmekte olan bilim adamı (ve hatta, hâlen çok sayıda makale yayımlamış bilim adamlarının bazıları) bu tanımın önemini tam anlamıyla kavrarsa, yazma işinin önemli ölçüde kolaylaşması gerekir. Karışıklık, şekillenmemiş işlerin sonucudur. Kolay iş, tanı olarak ne yapılması ve hangi sırada yapılması gerektiğini bildiğiniz iştir.
BİLİMSEL MAKALENİN DÜZENLENMESİ
Geçerli yayının gereklerini karşılayacak şekilde düzenlenmiş makale, bilimsel makaledir. O, önemli ölçüde şekillendirilmiş, ayrık ve açıkça belirli, birleşen parçalardan oluşur veya oluşmalıdır. Birleşen kısımların, temel bilimlerde en yaygın isimlendirilmesi: Introduction-Giriş, Methods-Yöntemler, Results-Sonuçlar and Discussion-Tartışma (ve böylece akronim IMRAD)'dır. Gerçekte, Malzeme ve Yöntemler başlığı, daha basit olan Yöntemler'den daha çok kullanılır. Fakat akronime girmiş olan sonuncusudur.
Yıllar boyunca, IMRAD yaklaşımını düşündüm ve önerdim. Bununla beraber bugüne kadar, herhangi bir şekilde farklı olan çeşitli düzenleme sistemleri, bazı editör ve dergiler tarafından tercih edilmiştir. Üniform olmaya doğru eğilim, IMRAD sisteminin Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü tarafından ilk 1972'de ve tekrar 1979'da (5) tanımlandığından beri artmış bulunuyor.
Bu sıralama öylesine mantıklı ki, açıklayıcı yayınların diğer türlerinde de artarak kullanılmaktadır. Kişi; kimya, arkeoloji, ekonomi hakkında mı yoksa caddelerdeki suçlar hakkında mı yazıyor, IMRAD formatı genellikle en iyi seçimdir. Bu çoğu zaman, laboratuvar çalışma sonuçlarını açıklayan makaleler için de doğrudur. Kuşkusuz, istisnalar vardır. Örneğin, yer bilimlerinde alan çalışma raporları ve tıp bilimlerinde klinik vak'a raporları bu tür düzenlemeye ilk aşamada uymazlar. Yine de, bu “görsel tanım veren” makalelerde dahi, problemden çözüme aynı mantık silsilesi çoğu zaman uygundur.
Zaman zaman, laboratuvar raporları bile farklı olmalıdır. Eğer, ilgili sonuçlara doğrudan ulaşmak için birkaç yöntem kullanıldıysa, Malzeme ve Yöntemler ve Sonuçlar kısmının bütünleştirilmiş bir “Deneysel” kısımda toparlanması istenebilir. Nadiren, sonuçlar öyle karışık olabilir veya hemen tartışmayı gerekli kılacak zıtlıklar verebilir ki, Sonuçlar ve Tartışma kısmının birarada olması istenebilir. Ayrıca, bazı temel dergiler IMRAD düzeninin kısaltılmışı olan “Notes” veya “Short Communications” yayımlarlar.
Bilimin görsel tanımlı alanlarında, çok çeşitli düzenleme türleri vardır. Böyle makalelerin nasıl düzenleneceğini ve hangi genel başlık kullanılacağını belirlemek için, amaçladığınız derginin “Yazarlara Direktifler” kısmına bakmanız gerekir. Dergi konusunda kuşkunuz varsa, veya dergi çok değişik türde makaleler yayımlıyorsa, genel bilgiyi uygun kaynak kitaplarından bulabilirsiniz. Örneğin, çeşitli temel tıp makaleleri ayrıntılı olarak, Huth (28) tarafından tarif edilmiş ve pek çok mühendislik makale ve raporları Michaelson (35) tarafından anahatlarıyla gösterilmiştir. Kısaca ben, bilimsel makalenin hazırlanışının edebî beceriyle ilgisinin, düzenlemeyle olandan çok daha az olduğunu düşünüyorum. Bilimsel makale edebî eser değildir. Bilimsel makaleyi hazırlayan kişi edebî anlamda yazar değildir. Bazı eski düşünceli meslektaşlarım, bilimsel makalenin edebî olduğu, yazarın tarz ve havasının açıkça belirgin olması gerektiği ve tarzdaki değişikliklerin okurun ilgisini canlandıracağını düşünürler. Ben öyle düşünmüyorum. Bence bilim adamları, gerçekten edebiyat okumaya, hatta belki yazmaya da ilgi duymalılar. Fakat araştırma sonuçlarının iletişimi daha kuru bir yoldur. Booth'un (13) ortaya koyduğu gibi, “Bilimsel yazımda iddialı kelimelere yer yoktur”.
Bugün ortalama bir bilim adamı, alanındakileri izleyebilmek için çok sayıda makalede rapor edilen verileri incelemek zorundadır. Bu nedenle, bilim adamları ve kuşkusuz, editörler; üniform, kısa ve öz, ve hemen anlaşılabilir bir anlatım sistemi talebetmelidirler.
DİĞER TANIMLAR
Eğer “bilimsel makale” özgün araştırma raporu için bir terim ise bu, özgün veya bilimsel olmayan araştırma raporlarından veya bilimsel makale olarak nitelendirilmeyenlerden nasıl ayrılmalıdır? Çok kullanılan bazı özel terimler: “tarama/değerlendirme makalesi”, “konferans raporu” ve “toplantı özeti”.
Bir tarama/değerlendirme makalesi hemen hemen herşeyi, en tipik olarak da tanımlanmış konudaki en yeni çalışmaları veya belli bir kişi veya grubun çalışmalarını gözden geçirir. Böylece tarama / değerlendirme makalesi, hâlen yayımlanmış olan (temel dergilerdeki araştırma raporları) bilgiyi özetlemek, analiz etmek, değerlendirmek veya birleştirmek için oluşturulur. Tarama/değerlendirme makalesindeki malzemenin tümü veya çoğu önceden yayımlanmış olmasına karşın; çalışmanın tarama/değerlendirme türü genellikle açıkça yayının başlığında belirtildiğinden (çoğunlukla; Microbiological Reviews, Annual Review of Biochemistry, v.b.) çift yayın havası normal olarak doğmaz. Fakat, tarama/değerlendirmeler yeni bir şey içermez diye varsaymayın. En iyi tarama/değerlendirme makalelerinden, yeni sentezler, yeni fikirler ve teoriler ve hatta yeni modeller ortaya çıkar.
Bir konferans raporu; kitapta veya dergide, sempozyum, ulusal veya uluslararası kongre, çalışma grubu, yuvarlak masa veya benzeri toplantı bildiri kitaplarının bir parçası olarak yayımlanmış makaledir. Bu konferanslar normal olarak, özgün verilerin sunulması için tasarlanmazlar ve ortaya çıkan bildiri kitapları (kitapta veya dergide) temel yayın olarak nitelenmezler. Konferans bildirileri çoğunlukla, belli bir bilim adamının son çalışmalarının değerlendirilmesini veya belli laboratuvarlardaki son çalışmaları sunan tarama/değerlendirme makaleleridir. Bazı konferanslarda anlatılan malzemenin bir kısmı (özellikle ilginç olanlar), çoğu zaman ilginç spekülasyonların eşlik ettiği yeni, özgün verilerin anlatıldığı ön raporlardır. Fakat genellikle bu ön raporlar, ne bilimsel makale olarak nitelenirler, ne de o amacı taşırlar. Daha sonra, genellikle de çok daha sonra, böyle çalışmalar temel bir dergide geçerli bir şekilde yayımlanırlar. O zamana kadar açıkta kalan kısımlar toparlanmış, bütün temel deneysel ayrıntılar kaydedilmiş (böylece işi bilen bir kişi deneyleri tekrarlayabilir) ve önceki spekülasyonlar sonuçlar kısmında olgunlaştırılmıştır.
Bu nedenle, basılan çok sayıdaki konferans yayınları normal koşullarda temel değildir. Böyle katkılarda, eğer özgün veriler sunulursa, bu veriler temel dergilerde yayımlanabilir ve yayımlanması gerekir. Aksi takdirde, bilgi etkin bir şekilde kaybolabilir. Eğer temel bir dergideki yayın konferans raporunda yayımlanırsa, çalışmanın bazı kısımlarını etkileyen izin ve yayım hakkı problemleri çıkabilir (Bölüm 26'ya bkz.). Fakat, çift yayın olma gibi daha temel bir problem (özgün verilerin çifte yayını) normal olarak doğmaz, doğmaması gerekir. Toplantı özetleri, bildiri kitapları gibi çeşitli türdedir. Kavramsal olarak, özgün bilgi içermeleri ve içerebilmeleriyle konferans raporlarına benzerler. Temel yayın değildirler ve bir özetin yayınlanması, daha sonra raporun tümünün yayınlanmasını engellememelidir.
Geçmişte, ulusal veya uluslararası kongre programının bir parçası olarak veya programla birlikte dağıtılan tipik, bir paragraflık özetler konusunda çok az karmaşa olmuştur. Genellikle, bu toplantılarda sunulan makalelerin daha sonra temel dergilere yayın için gönderileceği bilinirdi. Fakat son zamanlarda, genişletilmiş özetlere (veya “synoptics”) güçlü bir eğilim var. Çünkü, önemli bir uluslararası kongre gibi büyük toplantılarda sunulan bütün makalelerin tamamını yayımlamak pahalıdır ve böyle yayınlar hâlâ, temel bir derginin verdiği geçerli yayının yerini alamıyor. Genişletilmiş özetlere doğru gidişin bu nedenle bir anlamı var. Genişletilmiş özetler, makalenin tümü kadar bilgi verebilir. Tek vermediği, deneysel ayrıntılardır. Fakat sırf bu nedenle, yani deney ayrıntıları içermediğinden de bilimsel makale olarak nitelendirilemez.
Bunları yayımlama işiyle uğraşan bizler, değişik türde makalelerin dikkatli tanımının önemini görmekteyiz. Gittikçe daha fazla yayımcı, konferans düzenleyicileri ve bilim adamları bu temel tanımlar üzerinde anlaşmaya varmaktadırlar. Bunların genel kabul görmesi, bilimsel bilginin hem temel ve hem de ikincil iletişimini önemli ölçüde açıklığa kavuşturacaktır.
Kaynak: Robert A. Day, Bilimsel Bir Makale Nasıl Yazılır ve Yayımlanır?, çev. Gülay Aşkar Altay, Tübitak, 1996, s. 7-10. http://journals.tubitak.gov.tr/kitap/maknasyaz
Bilimsel Makale Nasıl Yazılır bölümündeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve bu sayfayı çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Etiketler: Bilimsel makale nasıl yazılır, Bilimsel makale nasıl düzenlenir, bilimsel makalenin tanımı nedir?, Robert A. Day, Gülay Aşkar Altay, Bilimsel makale nedir? Makale nasıl yazılır yazıları oku, araştırma yöntemi, teknikleri
Okuryazar'ı keşfedin!
Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Mustafa Atagün- 1 hafta önce
Emre Bağce- 1 ay önce
Hasan Aybars Arslan- 2 ay önce