- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Dünya
- Etiketler:
- Bu yazı Okuryazar’a 4 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 285
Bir 'döner' hikâyesi…
Geçtiğimiz ayın son haftasında, Almanya Başbakanı Angela Merkel genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi'yle Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi'ne (Hıristiyan Birlik Partileri) bağlı ‘Orta Ölçekli İşletmeler Birliği'nin geleneksel yaz şenliğinde döner kesti ve gerek Alman gerekse de Türk medyası bu anı yakinen takip ettiler. İlgili habere birçok ulusal ve yerel medyanın internet sayfalarından ulaşılabilir. Ayrıca bu anın Merkel adına ilk olmadığını, daha önce de böylesi etkinliklerde benzer vetirelerle karşılaşıldığını eklemekte fayda var.
Peki, bu vetireyi bu denli önemli kılan ne? Ya da bu anın üzerinde ehemmiyetle durulmasını gerektiren faktörler neler? Bu sorulara binaen üç hususa dikkat çekmek mümkün.
Birincisi, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Almanya'da da ‘döner' Türklerle özdeşleştirilmektedir. Merkel'in hem ülkesinde yaşayan Türklere hem de Türkiye'ye olan önyargısı malumumuzdur. Bu nedenle Merkel'in bu adımının bir iç–çelişkiye sahip olduğu düşünülebilir. Oysa bu noktada 22 Eylül'de Almanya'da yapılan genel seçimleri hatırlatmamız gerekiyor. Bu hatırlatma, “döner” hikâyesini daha anlamlı kılmaktadır.
İkincisi, Merkel'in bu hamlesi, yarım asrı aşan süredir Türklerin maruz kaldığı ayrımcı, dışlayıcı, ötekileştirici politikaları, devam eden Neo–Nazi davalarını, düşmanca tavırların sonucu olarak yaşamını yitirenleri ve Türkiye'ye yönelik uzlaşmadan ve yapıcılıktan uzak söylem ve politikaları unutturmaya ve bu yöndeki sorunsalları pozitif düzlemde çözüme ulaştırabilmeye yetmemektedir.
Üçüncüsü, yarım asır önce Almanya'ya göç eden Türkler, dönemin işgücü ihtiyacını karşılama noktasında yer almışlarsa da, gelinen noktada işveren konumunda olarak, gettolaşarak, “entegrasyon”dan kaçınarak ve dini–milli kimliğini muhafaza ederek Neo–Nazi olarak nitelendirilen ırkçı Alman kesimler kadar Almanya yönetimini de rahatsız etmektedirler. Hatta açıkça ve sıkça dile getirilmese de Türklerin, Türkiye'ye dönmesini isteyen kesim de bir vakadır.
Akıllara şu soru gelebilir: Merkel'in döner keserken objektiflere verdiği poz ile bu üç hususun bağlantısı nedir?
El–cevap: Bu anın haber niteliği, nicel manada bahsi geçen üç hususu geç(ebil)iyorsa; niteliğinin daha yüksek olduğu şüphe götürmeyen bu hususları bu hikâyeye dâhil etmek elzemdir.
Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 2 hafta önce
Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı