- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Destanlar
- Etiketler: Dede Korkut Hikayeleri, Boğaç Han Destanı, Dede Korkut Masalları, Dirse Han'ın Oğlu Boğaç, Boğaç Han Hikâyesi Olay örgüsü, Boğaç Han Hikayesi, Destanlar, En Sevilen Destanlar
- Bu yazı Okuryazar’a 3 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 98467
Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı
Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı Dede Korkut hikayelerinin ve Oğuz destanlarının en bilinenlerindendir. Destanda Boğaç Han'ın yapmış olduğu kahramanlık işlenir. Bu kahramanlık sonucu Dede Korkut tarafından kendisine Boğaç Han adının verilmesi anlatılır. İsim alma kısmı hikayenin veya destanın bir kısmını oluşturur. Diğer kısmı babasının yanındaki hizmetkarlardan, hem babasına hem kendisine tuzak luran 40 (kırk) namerde karşı verdiği mücadele anlatılır.
Aşağıda destanın tümünü okuduğunuzda göreceğiniz üzere, Boğaç Han Destanı veya hikayesinin olay örgüsü şöyledir:
1. Bayındır Han'ın davetine katılan Dirse Han'ın çocukları olmadığı için aşağılanması
2. Dirse Han'ın eşi ile dertleşmesi ve neden çocuklarının olmadığını konuşmaları
3. Dirse Han ve eşinin çocukları olması için iyilik yapmaları, şölen düzenlemesi
4. Yaptıkları iyilik ve duaların sonucu olarak bir çocuklarının olması
5. Çocuklarının Boğaç Han adını alması (Bayındır Han'ın çok güçlü boğasıyla dövüşüp onu öldürmesi nedeniyle)
6. Kendisine Beylik verilen Boğaç Han'ın babasının çevresindeki kişilere ilgisiz kalması sonucu, 40 kişinin kendisine karşı tuzak kurması
7. O kişilerin Dirse Han'ı oğlu Boğaç Han'a karşı kışkırtmaları ve bu şekilde tuzaklarını uygulamaya koymaları
8. Babası Dirse Han'ın çevresindeki kişilerin tuzaklarına düşmesi, onların dolduruşuna gelerek oğlu Boğaç Han'ı öldürmek istemesi
9. Boğaç Han'ın annesinin gelişmelerden huzursuz olması, üzüntü duyması ve Boğaç Han'a tüm gücüyle yardım etmesi
10. Dirse Han'ın çevresindeki kişiler tarafından tutsak edilmesi
11. Boğaç Han'ın babasını kurtarması
12. Dede Korkut'un ve/veya Boz atlı Hızır'ın Boğaç Han ile Anne ve babasının zor durumlarında hızır gibi yetişip onları koruyup, kollaması, dua ve tavsiyeleriyle Boğaç Han'a ve ailesine yol göstermesi
***
Bir gün Kam Gan oğlu Han Bayındır yerinden kalkmıştı. Şami [1] otağını yer yüzüne diktirmişti. Alaca gölgeliği gök yüzüne yükselmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. Hanlar hanı Bayındır yılda bir kerre ziyafet verip Oğuz beylerini misafir ederdi.
Gene ziyafet tertip edip attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirmişti. Bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ kurdurmuştu. Kimin ki oğlu kızı yok, kara otağa kondurun, kara keçe altına döşeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin demiştir. Oğlu olanı ak otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayana Allah Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz, belli bilsin demiş idi.
Oğuz beyleri bir bir gelip toplanmağa başladı.
Meğer Dirse Han derlerdi bir beyin oğlu kızı yok idi. Söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Serin serin tan yelleri estiğinde Sakallı boza çalan çayır kuşu öttüğünde Sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda Büyük cins atlar sahibini görüp homurdandığında Aklı karalı seçilen çağda Göğsü güzel koca dağlara gün vuranca Bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda sabahın ilk aydınlığında Dirse Han kalkarak yerinden doğrulup, kırk yiğidini beraberine alıp Bayındır Han'ın sohbetine geliyordu.
Bayındır Han'ın yiğitleri Dirse Han'ı karşıladılar. Getirip kara otağa kondurdular. Kara keçe, altına döşediler. Kara koyun yahnisinden önüne getirdiler. Bayındır Han'dan buyruk böyledir hanım, dediler.
Dirse Han der:
Bayındır Han benim ne eksikliğimi gördü, kılıcımdan mı gördü, soframdan mı gördü, benden aşağı kimseleri ak otağa, kızıl otağa kondurdu, benim suçum ne oldu ki kara otağa kondurdu dedi.
Dediler:
Hanım, bugün Bayındır Han'dan buyruk şöyledir ki oğlu kızı olmayana Tanrı Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz demiştir dediler.
Dirse Han yerinden kalktı, der:
Kalkarak yiğitlerim yerinizden doğrulun, bu garaip bana ya bendendir ya hatundandır dedi.
Dirse Han evine geldi. Çağırıp hatununa söyler, görelim ne söyler:
Deyiş Der:
Beri gel başımın bahtı evimin tahtı Evden çıkıp yürüyünce servi boylum Topuğunda sarmaşınca kara saçlım Kurulu yaya benzer çatma kaşlım Çift badem sığmayan dar ağızlım Kavunum yemişim düvleğim [2] Görüyor musun neler oldu
Kalkarak Han Bayındır yerinden doğrulmuş, bir yere ak otağ, bir yere kızıl otağ, bir yere kara otağ diktirmiş, oğulluyu ak otağa, kızlıyı kızıl otağa, oğlu kızı olmayanı kara otağa kondurun, kara keçe altına döşeyin, kara koyun yahnisinden önüne getirin, yerse yesin, yemezse kalksın gitsin, onun ki oğlu kızı olmaya Tanrı Taala ona beddua etmiştir, biz de beddua ederiz demiş.
Ben varınca gelerek karşıladılar kara otağa kondurdular, kara keçe altıma döşediler, kara koyun yahnisinden önüme getirdiler, oğlu kızı olmayana Tanrı Taala beddua etmiştir, biz de beddua ederiz, belli bil dediler: Senden midir, benden midir, Tanrı Taala bize bir topaç gibi oğul vermez nedendir, dedi, söyledi:
Der:
Han kızı yerimden kalkayım mı Yakan ile boğazından tutayım mı Kaba ökçemin altına atayım mı Kara çelik öz kılıcımı elime alayım mı Öz gövdenden başını keseyim mi Can tatlılığını sana bildireyim mi Alca kanını yer yüzüne dökeyim mi Han kızı sebebi nedir söyle bana Müthiş gazap ederim şimdi sana dedi.
Dirse Han'ın hatunu söylemiş, görelim ne söylemiş.
Der:
Hey Dirse Han, bana gazap etme, incinip acı sözler söyleme, yerinden kalk, alaca çadırını yer yüzüne diktir, attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kes, İç Oğuz'un Dış Oğuz'un beylerini başına topla, aç görsen doyur, çıplak görsen donat, borçluyu borcundan kurlar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük ziyafet ver, dilek dile, olur ki bir ağzı dualının hayır duası ile Tanrı bize bir topaç gibi çocuk verir, dedi.
Dirse Han dişi ehlinin sözü ile büyük bir ziyafet verdi, dilek diledi. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. İç Oğuz, Dış Oğuz beylerini başına topladı. Aç görse doyurdu. Çıplak görse donattı. Borçluyu borcundan kurtardı. Tepe gibi et yığdı, göl gibi kımız sağdırdı. El kaldırdılar, dilek dilediler.
Bir ağzı dualının hayır duası ile Allah Taala bir çocuk verdi. Hatunu hamile oldu. Bir nice müddetten sonra bir oğlan doğurdu. Oğlancığım dadılara verdi, baktırdı.
At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur. Her kemikli gelişir, kaburgalı büyür. Oğlan on beş yaşına girdi. Oğlanın babası Bayındır Han'ın ordusuna karıştı.
Meğer hanım, Bayındır Han'ın bir boğası var idi, bir de erkek devesi var idi. O boğa sert tasa boynuz vursa un gibi öğütürdü. Bir yazın bir güzün boğa ile erkek deveyi savaştırırlardı. Bayındır Han kudretli Oğuz beyleri île temaşa ederdi. seyreder eğlenirdi.
Meğer sultanım, gene yazın boğayı saraydan çıkardılar. Üç kişi sağ yanından, üç kişi sol yanından demir zincir île boğayı tutmuşlardı. Gelip meydanın ortasında koyu verdiler. Meğer sultanım, Dirse Han'ın oğlancığı üç de kabile çocuğu meydanda aşık oynuyorlardı. Boğayı koyu verdiler; oğlancıklara kaç dediler. O üç oğlan kaçtı. Dirse Han'ın oğlancığı kaçmadı. O meydanın ortasında baktı durdu. Boğa da oğlana sürdü geldi. Diledi ki oğlanı helak kılsın. Oğlan yumruğu ile boğanın alnına kıyasıya tutup vurdu. Boğa geri geri gitti. Boğa oğlana sürdü tekrar geldi. Oğlan yine boğanın alnına yumruğu île sert vurdu. Oğlan bu sefer boğanın alnına yumruğunu dayadı, sürdü meydanın başına çıkardı. Boğa ile oğlan bir hamle çekiştiler. İki kürek kemiğinin üstüne boğanın köpük bağlandı. Ne oğlan yener, ne boğa yener. Oğlan fikreyledi, der:
Bir dama direk vururlar, o dama destek olur, ben bunun alnına niye destek oluyorum duruyorum dedi.
Oğlan boğanın alnından yumruğunu giderdi, yolundan savuldu. Boğa ayak üstünde duramadı, düştü tepesinin üstüne yikıldı. Oğlan bıçağına el attı. boğanın başını kesti. Oğuz beyleri gelip oğlanın başına toplandılar, aferin dediler. Dedem Korkut gelsin, bu oğlana ad koysun, beraberine alıp babasına varsın, babasından oğlana beylik istesin, taht alı versin dediler.
Çağırdılar. Dedem Korkut gelir oldu. Oğlanı alıp babasına vardı. Dede Korkut oğlanın babasına söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Hey Dirse Han beylik ver bu oğlana Taht ver erdemlidir Boynu uzun büyük cins at ver bu oğlana Biner olsun hünerlidir Ağıllardan on bin koyun ver bu oğlana Etlik olsun hünerlidir Develerden kızıl deve ver bu oğlana Yük taşıyıcı olsun hünerlidir Altın başlı otağ ver bu oğlana Gölge olsun erdemlidir Omuzu kuşlu cübbe elbise ver bu oğlana. Giyer olsun hünerlidir. Bayındır Han'ın ak meydanında bu oğlan cenk etmiştir, bir boğa öldürmüş senin oğlun, adı Boğaç olsun, adını ben verdim yaşını Allah versin dedi.
Dirse Han oğlana beylik verdi, taht verdi. Oğlan tahta çıktı, babasının kırk yiğidini anmaz oldu. O kırk yiğit haset eylediler, birbirine söylediler:
Gelin oğlanı babasına çekiştirelim. olur ki öldürür, gene bizim izzetimiz hürmetimiz onun babasının yanında hoş olur, ziyade olur dediler.
Vardı bu kırk yiğidin yirmisi bir yana. yirmisi de bir yana oldu. Önce yirmisi vardı, Dirse Han'a şu haberi getirdi, der:
Görüyor musun Dirse Han neler oldu, murada maksuda ermesin, senin oğlun kötü çıktı hayırsız çıktı, kırk yiğidini yanına aldı, kudretli Oğuz'un üstüne yürüyüş etti, nerede güzel ortaya çıktı ise çekip aldı, ak sakallı ihtiyarın ağzına sövdü, ak bürçekli kadının sütunu çekti, akan duru sulardan haber geçer, çapraz yatan Ala Dağ'dan haber aşar, hanlar hanı Bayındır'a haber varır, Dirse Han'ın oğlu böyle görülmemiş şey yapmış derler, gezdiğinden öldüğün daha iyi olur. Bayındır Han seni çağırır, sana müthiş gazap eyler, böyle oğul senin nene gerek, böyle oğul olmaktan olmamak daha iyidir, öldürsene dediler.
Dirse Han varın getirin, öldüreyim, dedi.
Böyle deyince hanım, o namertlerin yirmisi daha çıka geldi ve bir dedikodu onlar da getirdiler.
Der:
Kalkarak Dirse Han senin oğlun yerinden doğruldu, göğsü güzel koca dağa ava çıktı, sen var iken av avladı kuş kuşladı, anasının yanına alıp geldi, al şarabın keskininden aldı içti. Anası ile sohbet eyledi, babasına kast eyledi, senin oğlun kötü çıktı hayırsız çıktı, çapraz yatan Ala Dağ'dan haber geçer, hanlar hanı Bayındır'a haber varır, Dirse Han'ın oğlu böyle görülmemiş şey yapmış derler, seni çağırtırlar, Bayındır Han'ın katında sana gazap olur, böyle oğul nene gerek, öldürsene dediler.
Dirse Han der:
Varın getirin öldüreyim, böyle oğul bana gerekmez, dedi.
Dirse Han'ın hizmetkarları der:
Biz senin oğlunu nasıl getirelim, senin oğlun bizim sözümüzü dinlemez, bizim sözümüzle gelmez, kalkıp yerinden doğrul, yiğitlerini okşa beraberine al, oğluna uğra, yanına alıp ava çık, kuş uçurup av avlayıp oğlunu oklayıp öldürmeğe bak, eğer böyle öldürmezsen bir türlü daha öldüremezsin, belli bil dediler.
Deyiş
Serin serin tan yelleri estiğinde Sakallı boza çalan çayır kuşu öttüğünde Büyük cins atlar sahibim görüp homurdandığında Sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda Aklı karalı seçilen çağda Kudretli Oğuz'un gelininin kızının bezendiği çağda Göğsü güzel koca dağlara gün vurunca Bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda sabahın ilk aydınlığında Dirse Han yerinden kalktı. Oğlancığını yanına alıp kırk yiğidi beraberine aldı, ava çıktı.
Av avladılar, kuş kuşladılar. O kırk namerdin bir kaçı oğlanın yanına geldi, der:
Baban dedi geyikleri kovalasın getirsin benim önümde tepelesin, oğlumun at koşturuşunu, kılıç çalışını, ok atışını göreyim, sevineyim, kıvanayım, güveneyim dedi, dediler
Oğlandır ne bilsin, geyiği kovalıyordu, getiriyordu, babasının önünde vuruyordu. Babam at koşturuşuma baksın kıvansın, ok atışıma baksın güvensin, kılıç çalışıma baksın sevinsin diyordu.
O kırk namertler derler:
Dirse Han, görüyor musun oğlanı, kırda bayırda geyiği kovalıyor senin önüne getiriyor, geyiğe atarken ok ile seni vurup öldürecek, oğlun seni öldürmeden sen oğlunu öldürmeğe bak dediler.
Oğlan geyiği kovalarken babasının önünden gelip gidiyordu.
Dirse Han kalktı sinirle sert yayını eline aldı. Üzengiye kalkıp kuvvetle çekti, doğrultup attı, oğlanı iki küreğinin arasından vurup çaktı, yıktı. Ok isabet etti, alca kanı fışkırdı koynu doldu, büyük cins atının boynunu kucakladı yere düştü. Dirse Han istedi ki oğlancığının üstüne gürleyip düştü. O kırk namert bırakmadı. Atının dizginini döndürdü, yurduna gelir oldu.
Dirse Han'ın hatunu oğlancığınım ilk avıdır diye attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. Oğuz beylerine ziyafet vereyim dedi. Toparlanıp yerinden kalktı, kırk ince kızı beraberine aldı, Dirse Han'a karşı vardı. Başını kaldırdı Dirse Han'ın yüzüne baktı. Sağ ile soluna göz gezdirdi, oğlancığını görmedi. Kara bağrı sarsıldı, bütün yüreği oynadı, kara süzme gözleri kan yaş doldu. Çağırıp Dirse Han'a söyler, görelim hanım ne söyler:
Beri gel başımın bahtı evimin tahtı Han babamın güveyisi Kadın anamın sevgisi Babamın anamın verdiği Göz açıp da gördüğüm Gönül verip sevdiğim A Dirse Han Kalkarak yerinden doğruldun Yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin Göğsü güzel koca dağa ava çıktın İki vardın bir geliyorsun yavrum hani Karanlık gecede bulduğun oğul hani Çıksın benim görür gözüm a Dirse Han yaman seğriyor Keşlisin oğlanın emdiği süt damarım yaman sızlıyor Sarı yılan sokmadan akça temin kalkıp şişiyor Yalnızca oğul görünmüyor bağrım yanıyor Kuru kuru çaylara su saldım Kara elbiseli dervişlere adaklar verdim Aç görsem doyurdum çıplak görsem donattım Tepe gibi et yığdım göl gibi kımız sağdırdım Dilek ile bir oğul zorla buldum Yalnız oğul haberini a Dirse Han söyle bana Karşı yatan Ala Dağdan bir oğul uçurdunsa söyle bana Taşkın akan koşan sudan bir oğul akıttınsa söyle bana Aslan ile kaplana bir oğul yedirdinse söyle bana Kara giyimli azgın dinli kafirlere bir oğul aldırdınsa söyle bana Han babamın katına ben varayım Ağır hazine bol asker alayım Azgın dinli kafire ben varayım Paralanıp cins atımdan inmeyince Yenim ile alca kanımı silmeyince Kol but olup yer üstüne düşmeyince Yalnız oğul yollarından dönmeyeyim Yalnız oğul haberini a Dirse Han söyle bana Kara başım kurban olsun bugün sana dedi. feryat figan eyledi ağladı.
Böyle deyince Dirse Han hatununa cevap vermedi, o kırk namert karşı geldi, derler:
Oğlun sağdır esendir, avdadır, bugün yarın nerde ise gelir, korkma kaygılanma, bey sarhoştur cevap veremez dediler.
Dirse Han'ın hatunu çekildi geri döndü. Dayanamadı, kırk ince kızı beraberine aldı. büyük cins ata binip oğlancığını aramağa gitti. Kışta yazda karı buzu erimeyen Kazılı Dağına geldi çıktı. Alçaktan yüce yerlere koşturup çıktı. Baktı gördü bir derenin içine karga kuzgun iner çıkar, konar kalkar. Büyük cins atını ökçeledi, o tarafa yürüdü.
Meğer sultanım, oğlan orada yıkılmıştı. Karga kuzgun kan görüp oğlanın üstüne konmak isterdi. Oğlanın iki köpekceğîzi var idi. kargayı kuzgunu kovalardı, kondurmazdı. Oğlan orada yıkılınca boz atlı Hızır oğlana hazır oldu. üç defa yarasını eli île sıvazladı, sana bu yaradan korkma oğlan ölüm yoktur, dağ çiçeği ananın sütü ile senin yarana merhemdir dedi, kayboldu.
Oğlanın anası oğlanın üstüne koşturup çıka geldi. Baktı gördü oğlancığı alca kana bulanmış yatıyor. Çağırarak oğlancığına söyler, görelim hanım ne söyler:
Der:
Kara süzme gözlerim uyku bürümüş aç artık On iki kemikçiğin harap olmuş topla artık Tanrının verdiği tatlı canın seyranda imiş yakala artık Öz gövdende canın var ise oğul haber bana Kara başım kurban olsun oğul sana Akar senin suların Kazılık Dağı Akar iken akmaz olsun Biter senin otların Kazılık Dağı Biter iken bitmez olsun Koşar senin geyiklerin Kazılık Dağı Koşar iken koşmaz olsun taş kesilsin Ne bileyim oğul arslandan mı oldu Yoksa kaplandan mı oldu ne bileyim oğul Bu kazalar sana nereden geldi O gövdende canın var ise oğul haber bana Kara başım kurban olsun oğul sana Ağız dilden bir kaç kelime haber bana dedi.
Böyle diyince oğlanın kulağına ses geldi. Başını kaldırdı, ansızın gözünü açtı anasının yüzüne baktı. Söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Beri gel ak sütunu emdiğim kadınım ana Ak bürçekli izzetli canım ana Akanlardan sularına beddua etme Kazılık Dağının günahı yoktur Bitenlerden otlarına. beddua etme Kazılık Dağının suçu yoktur Koşan geyiklerine beddua etme Kazlık Dağının günahı yoktur Arslan ile kaplana beddua etme Kazılık Dağının suçu yoktur Beddua edersen babama et Bu suç bu günah babamdandır dedi.
Oğlan yine der:
Ana ağlama, bana bu yaradan ölüm yoktur korkma, boz atlı Hızır bana geldi, üç kerre yaramı sıvazladı, bu yaradan sana Ölüm yoktur, dağ çiçeği, ananın sütü sana merhemdir dedi.
Böyle diyince kırk ince kız yayıldılar, dağ çiçeği topladılar. Oğlanın anası memesin! bir sıktı sütü gelmedi. iki sıktı sütü gelmedi, üçüncüde kendisini zorladı, iyice doldu, sıktı süt ile kan karışık geldi. Dağ çiçeği ile sütü oğlanın yarasıma sürdüler. Oğlanı ata bindirdiler, alarak yurduna gittiler. Oğlanı hekimlere emanet edip Dirse Han'dan sakladılar.
At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur. Hanım, oğlanın kırk günde yarası iyileşti, sapa sağlam oldu. Oğlan ata biner kılıç kuşanır oldu, av avlar kuş kuşlar oldu. Dirse Han'ın haberi yok, oğlancığını öldü biliyor. O kırk namertler bunu duydular, ne eyleyelim diye konuştular. Dirse Han eğer oğlancığını görürse, bırakmaz bizi hep öldürür dediler. Gelin Dirse Han'ı tutalım, ok ellerini ardına bağlayalım, kıl sicim ok boynuna takalım, alıp kafir ellerine yönelelim diyerek. Dirse Han'ı tuttular. Ak ellerini ardına bağladılar, kıl sicim boynuna taktılar, ok etinden kan çıkıncaya kadar dövdüler. Dirse Han yayan, bunlar atlı yürüdüler, alıp kanlı kafir ellerine yöneldiler. Dirse Han esir oldu gider. Dirse Han'ın esir olduğundan Oğuz beylerinin haberi yok. Meğer sultanım, Dirse Han'ın hatunu bunu duymuş. Oğlancığına karşı varıp söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Görüyor musun ay oğul neler oldu Sarp kayalar oynamadı yer oyuldu yurtta düşman yok iken senin babanın üstüne düşman geldi, o kırk namertler babanın arkadaşları babanı tuttular, ak ellerini ardına bağladılar, kıl sicim ek boynuna taktılar, kendileri atlı babanı yayan yürüttüler, alıp kanlı kafir ellerine yöneldiler, hanım oğul kalkarak yerinden doğrul, kırk yiğidim beraberine al, babanı o kırk namertten kurtar. yürü oğul. baban sona kıydı ise sen babana kıyma, dedi.
Oğlan anasının sözünü kırmadı. Boğaç Bey yerinden kalktı, kora çelik öz kılıcını beline kuşandı, ok kirişli sert yayını eline aldı, altın mızrağını koluna aldı, büyük cins atını tutturdu sıçrayıp bindi, kırk yiğidini beraberine aldı, babasının ardınca koşturup gitti.
O namertler de bir yerde konmuşlardı, al şarabın keskininden içiyorlardı. Boğaç Han sürüp yetişti. O kırk namert de bunu gördüler.
Dediler:
Gelin varalım şu yiğidi tutup getirelim, ikisini bir arada kafire yetiştirelim dediler.
Dirse Han der:
Kırk yoldaşım aman Tanrının birliğine oktur güman [3] benim elimi çözün, kolca kopuzumu elime verin, o yiğidi döndüreyim, ister beni öldürün ister diriltin, bırakı verin dedi.
Elini çözdüler, kolca kopuzunu eline verdiler. Dirse Han oğlancığı olduğunu bilmedi, karşı geldi. Söyle, görelim hanım ne söyler:
Der:
Boynu uzun büyük cins atlar gider ise benim gider Senin de içinde bineğin var ise söyle bana Savaşmadan vuruşmadan alı vereyim dön geri Ağıllardan on bin koyun gider ise benim gider Senin de içinde etliğin var ise söyle bana Savaşmadan vuruşmadan alı vereyim dön geri Develerden kızıl deve gider ise benim gider Senin de içinde yük taşıyıcın var ise söyle bana Savaşmadan vuruşmadan alı vereyim dön geri Altın başlı otağlar gider ise benim gider Senin de içinde odan var ise yiğit söyle bana Savaşmadan vuruşmadan alı vereyim dön geri Ak yüzlü ela gözlü gelinler gider ise benim gider Senin de içinde nişanlın var ise yiğit söyle bana Savaşmadan vuruşmadan alı vereyim dön geri Ak sakallı ihtiyarlar gider ise benim gider Senin de içinde ak sakallı baban var ise yiğit söyle bana Savaşmadan vuruşmadan kurtarayım dön geri Benim için geldin ise oğlancığımı öldürmüşüm Yiğit sana günahı yok dön geri dedi.
Oğlan burada babasına söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
Boynu uzun büyük cins atlar senin gider Benim de içinde bineğim var Bırakmam yok kırk namerde Develerde kızıl deve senin gider Benim de içinde yük taşıyıcım var Bırakmam yok kırk namerde Ağıllarda on bin koyun senin gider Benim de içinde etliğim var Bırakmam yok kırk namerde Ak yüzlü ela gözlü gelin senin gider ise Benim de içinde nişanlım var Bırakmam yok kırk namerde Altın başlı otağlar senin gider ise Benim de içinde odam var Bırakmam yok kırk namerde Ak sakallı ihtiyarlar senin gider ise Benim de içinde bir aklı şaşmış şuuru yitmiş ihtiyar babam var Bırakmam yok kırk namerde dedi.
Kırk yiğidine tülbent salladı, el eyledi. Kırk yiğit büyük cins atını oynattı, oğlanın etrafına toplandı. Oğlan kırk yiğidini beraberine aldı, at tepti, cenk ve savaş etti. Kiminin boynunu vurdu, kimini esir eyledi. Babasını kurtardı, çekildi geri döndü.
Dirse Han burada oğlancığının sağ olduğunu bildi. Hanlar hanı Bayındır oğlana beylik verdi, taht verdi, Dedem Korkut destan söyledi deyiş dedi, bu Oğuznameyi düzdü koştu, böyle dedi:
Onlar da bu dünyaya geldi geçti Kervan gibi kondu göçtü Onları da ecel aldı yer gizledi Fani dünya yine kaldı Gelimli gidimli dünya Son ucu ölümlü dünya Kara ölüm geldiğinde geçit versin. Sağlıkla, akılla devletini Hak artırsın. O övdüğüm yüce Tanrı dost olarak medet eriştirsin. Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli büyük ağacın kesilmesin Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kanatlanın uçları kırılmasın. Koşar iken ak boz atın sendelemesin. Vuruşunca kara çelik öz kılıcın çentilmesin. Dürtüşürken alaca mızrağın utanmasın. Ak bürçekli ananın yeri cennet olsun. Ak sakallı babanın yeri cennet olsun. Hakkın yandırdığı çırağın yana dursun. Kadir Tanrı seni namerde muhtaç eylemesin hanım hey!...
Kelime Açıklamaları:
1 Bir cins çadır, bir çadır cinsi
2 Küçük kavun, güzel kokan küçük kavun, şamama.
3 Şüphe.
En sevilen destanlar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
En sevilen masallar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
En sevilen hikayeler (öyküler) de ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve bu sayfayı çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Etiketler: Dede Korkut Hikayeleri, Boğaç Han Destanı, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı, Boğaç Han Destanı oku, Dede Korkut masalları, Dede Korkut Kitabı, Dede Korkut masalları oku, Masallar, Dede Korkut Hikayeleri oku, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Hikayesi, Dirse Han'ın Oğlu Boğaç, Boğaç Han kitabının konusu nedir?, Dirse Han oğlu Boğaç Han 5. sınıf, Boğaç Han adını nasıl almıştır?, Boğaç Han Okuma Masalı, Dirse Han Oğlu Boğaç Han oku, Boğaç Han destanının özeti, Boğaç Han hikâyesi olay örgüsü, Boğaç Han özellikleri, Boğaç Han kimdir, Boğaç Han Hikayesi
Okuryazar'ı keşfedin!
Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Mustafa Atagün- 1 hafta önce
Emre Bağce- 1 ay önce
Hasan Aybars Arslan- 2 ay önce