Okuryazar / Dergi / Dört Öğüt Masalı yazısını görüntülemektesiniz.
1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Dört Öğüt Masalı

Dört Öğüt Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Vaktin birinde yoksul bir adam varmış. Gün olmuş evlenmek istemiş. Güzel bir kız almış. Evini geçindirecek parası yokmuş. Gurbete çıkmış. Güney illerine gitmiş. Bir ırgat kapısına durmuş. Günlüğüm kaça dememiş, hiç sormamış, tam yirmi yıl çalışmış. Nihayet ayrılmaya karar vermiş. Ağanın yanına çıkmış:

“Ağam, tam bugün yirmi yıldır kapında çalışıyorum. Hakkım neyse ver. Sılama gideceğim. Anamı avradımı özledim gayri,” demiş.

Ağa da çıkarmış çalışmasının karşılığı ona üç lira vermiş. Adam almış cebine koymuş. O sıra orada bulunan Ağa'nın karısı adama acımış. Adama:

“Dur da sana bir çörek yapayım,” demiş.

kadın gitmiş, çöreği yapmış. Çöreğin birinin içine de beş altın lira koymuş. Adama vermiş.

“Bu çöreği sakın yolda yeme, karına benden hediye olsun,” demiş.

Adam çöreği heybesine koymuş, helâleşip yola düşmüş. Yola düşmeden bir daha ağanın yanına varmış.

“Ağam, epey iyilik ettin. Hakkını helal et,” diye söylemiş. Ağa da:

“Oğlum dur sana diyeceklerim var, hele bir yol otur,” diye karşılık vermiş.

“Hayırdır inşallah.”

“Bana bir lira ver sana bir öğüt vereyim”. Adam çıkarıp bir lira vermiş.

“İyi dinliyor musun? Sakın geceleyin yola çıkma.”

-…

—Bana bir lira ver bir öğüt söyleyeyim. Adam çıkarmış, bir lira daha vermiş.

—Sakın dibi görülmedik sudan geçme. Anladın mı?

-…

“Bir lira daha ver bir öğüt daha vereyim.” Adam cebindeki son lirayı da vermiş.

“Aslını bilmediğin işte söz sahibi olma.” Adam tam gideceği sırada. Ağa:

“Dur bir de sana bedava bir öğüt vereyim,” demiş.

Adam durmuş.

“Aslını bilmediğin işe burnunu sokma.”

Adam sağ ol demiş, koyulmuş yola. Yolda bir kervana rastlamış. Kervancıbaşına:

“Nereye gidiyorsunuz?” diye sormuş.

Kervancı:

“Yozgat'a.” diye cevap vermiş.

“Ben de Yozgat'a gidiyorum. Beni de alın Kervana.”

Kervancı başı kabul etmiş. Adam kafileye katılmış. Epey yol gitmişler. Nihayet gece olmuş. Adam:

“Ben artık gitmeyeceğim,” deyince, Kervancı:

“Neden?” diye sormuş.

“Gidemem.”

“Biz bu kadar değerli şeyler götürüyoruz da korkmuyoruz. Sen niye korkuyorsun?”

“Ben gidemem, siz gidin.”

Adam böyle cevap verince kervancıbaşı fazla üstelememiş. Devam etmişler yollarına.

Adam sabahleyin gün ağarınca yola revan olmuş. Bir de bakmış ki yolda kervancıların hepsi ölmüş yatıyor. Kiminin kellesi bir yanda kimininki bir yanda. O zaman kendi kendine: “Liranın birini bulduk” demiş.

Yine giderken yolda bir atlıya rastlamış. Birlikte yola düşmüşler. Yollarını yalçın bir ırmak kesmiş. Adam bakmış ki suyun dibi görünmüyor. Korkmuş. Atlı: “Hadi terkime bin de karşıya geçelim.” demiş.

“Yok, kardeş ben binemem.”

“Hadi canım ne korkuyorsun. Bin geçelim karşıya.”

“Yeminim var, geçemem,” diye cevap vermiş adam.

Atlı dibi görünmedik suya girmiş. Girdiği o an olmuş. Bir batmış, bir daha çıkamamış. Adam kendi kendine: “Liranın birini daha bulduk” diye sevinmiş.

Suyun başında kalan adam, sağa bakmış, sola bakmış sonunda bir yol bulup karşıya geçmiş. Akşam üzeri bir köye gelmiş. Köy odasına konuk olmuş. Bakmış ki bir hatun boğazına bir ip bağlanmış duvarda asılı duruyor. Bir köpek de yatak üzerine yatmış, uyuyor. Yemek getiriyorlar. Önce it yiyor, artığını da hatuna veriyorlar. Adam hiç aldırış etmemiş. Yemeğini yemiş yatmış. Sabah kalkmış yola düşmüş. Arkasından ağanın adamları gelmişler. Adamı ağanın yanına götürmüşler.

Adam korka korka:

“Ağam benim suçum ne ki, palas pandıras getirdiniz,” diye sormuş.

“Bak burada köpek yatıyor. Orada bir hatun bağlı duruyor. İtin artığını hatun yiyor. Be hey adam, senin ağzının içinde dilin yok mu? Niye bir defa nedendir bu cefa diye sormuyorsun?”

“Benim ağam bana bir öğüt verdi. Aslını bilmediğin işte söz sahibi olma” dedi.

Ağa adamın bu sözünü çok beğenmiş. Arkasından:

“Hele bir yol sorsaydın senin de kellen bu keller arasına karışacaktı, diyerek bir kapı açmış ve içinde yatan kelleleri göstermiş.”

Adam: “Eh liranın birini daha bulduk” diye sevinmiş. Ağa adama bir heybe gözü altın vermiş. Adamlarını tembihlemiş. “Bu adamı köyüne kadar götürün” demiş.

Adam köyüne gelmiş. Evinin penceresinden bir de bakmış ki ne görsün? İçer de genç bir adam karısıyla dövüşüyor, çağırıp bağırıyor. Adam dayanamamış, tüfeği doğrultmuş, tam tetiği çekeceği sırada aklına ağanın öğüdü gelmiş. “Aslını bilmediğin işe burnunu sokma” Bunun üzerine kapıyı çalmış. Karısına:

“Beni tanıdın mı? Ben senin kocanım,” demiş.

Kadın bir bakmış iki bakmış. Sonunda kocasını tanımış. Sarılmış boynuna. Adam bir yandan yan gözle yabancı adama bakıyormuş. Bunu fark eden karısı:

“O kim biliyor musun?” demiş.

-…

“Yirmi sene evvel sılaya gittiğin sırada karnımda bıraktığın oğlun.”

Karısı böyle deyince adam sevinçten ağlamış. O zaman ağasının kendisine paradan da değerli öğütler verdiğini anlamış. Böylece muratlarına ermişler.

* Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, 1975, sayı: 314, der., Muhsin Köktürk. Dili sadeleştirilmiştir.


ok-isareti4-300.png En sevilen masallar da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


ok-isareti4-300.png En sevilen destanlar da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


ok-isareti4-300.png En sevilen hikayeler (öyküler) de ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Etiketler: Dört Öğüt Masalı, Masal ve Hikayeler, Halk Hikayeleri, Masal Oku, En Sevilen Masallar, Muhsin Köktürk


ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Şu yazılar da ilginizi çekebilir

Son Yorumlar

Mustafa Atagün- 1 hafta önce

İmzalayanların uymadığı bir beyanname!İnsan Hakları Evrensel Beyannam...

Emre Bağce- 1 ay önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 2 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...
Daha Fazlasını Gör