Okuryazar / Dergi / Edebiyatta Gastronomi yazısını görüntülemektesiniz.
  • Yazar: Okuryazar Editöryal
  • Kategori: Edebiyat, Deneme, Mutfak
  • Etiketler:
  • Bu yazı Okuryazar’a 4 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 1365
0 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Edebiyatta Gastronomi

Edebiyatta Gastronomi

İnsan, tarihi boyunca birçok değişimlerden ve gelişimlerden geçmiştir. Bu değişimler ve gelişimleri kültürü oluşturur. Kültürünü oluşturan insan, kültürünü geleceğe aktarmayı ister. Bunun için de dil ve iletişim gereklidir. Kültürün taşınması süresinde insanın varlığı önemli bir rol oynamaktır. İnsan varlığı da öncelikle fizyolojik ihtiyaçlar üzerine kuruludur ki bunlar yeme-içmeyle başlar, barınmayla devam eder. Burada bahsettiğimiz konu aslında Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisidir. Maslow'a göre insan öncelikle fizyolojik ihtiyaçlarını tamamlamayla işe koyulur ve diğer aşama olan güvenlik ihtiyaçları devreye girer. Bu aşamaları sırasıyla; ait olma ve sevgi ihtiyaçları, değer ihtiyaçları ve son olarak kendini gerçekleştirme ihtiyaçları takip eder. Yukarıda bahsedilenleri biraz açmak gerekirse, insanın dünyayla bağlantısının başlamasından itibaren, hep arayış içinde olmuştur. Öncelikle karnını doyurma gereksinimini hissetmiş. Sonra başını sokabileceği bir evle ihtiyaçlarını tamamlamaya devam etmiştir. İnsan kendi yararına olan şeylerle uğraşmıştır. Avcılık ve toplayıcılık yapmıştır. İletişime geçmiştir, araç- gereç yapmış yani işlerini hep kolaylaştırmaya yönelmiştir. Bu aşamada tabi ki öğrendiklerinin unutulmaması adına mağara duvarlarına yansıtmıştır. İnsanlığın önemli buluşlarından olan yazı devreye girmiştir. Yazıyla beraber diller oluşmuştur. Dillerin sonucu kültür kavramı ortaya çıkmıştır. Aslında başa dönersek, insanın bu aşamaları geçebilmeyi başarması ilk aşamayla müthiş bir şekilde ilişkilidir. Yani yeme ve içme, insanlık tarihinin oluşmasında çok çok önemlidir ve önemli olmaya da devam edecektir. Kültürün tanımı yapılırken; bir toplumun yeme-içme alışkanlıkları, yaşayışı, coğrafyası vb. şeklinde cümleye başlamak gerekir. Kültürü oluşturan unsurların başında gıda gelir. Gıda da gastronomidir. Gastronomi tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Eski çağlarda kullanılan araç-gereçler, meslekler, avcılık-toplayıcılık bunların hepsi gastronomiyle, kültürle yakından ilişkilidir. Kültürünü oluşturmaya devam eden insan hep bir sonraki aşamaya geçmek için uğraşmıştır. Coğrafi keşifler, hayatımız için kendilerini heba eden kâşifler hep insanlık için çalışmıştır. Bu arayışlar sonucu, pozitif ve sosyal bilimler ortaya çıkmıştır. Bu bilimlerin hepsi birbiriyle etkileşim içindedir. Tarih, sosyoloji, antropoloji, fizik, kimya... İnsanlığın oluşturduğu bu bilimlerin başı gastronomidir. Bunu şununla açıklamak gerekirse: Gastronomi gıda ile karın doyurmayla ilgilidir. İnsanın ilk uyguladığı aşamadır. Dolayısıyla kendini gerçekleştirme yolunda ilerleyen insan, bilimleri, güzel sanatları oluşturmuştur. Böylece Maslow'un son aşaması olan, kendini gerçekleştirmeyi de tamamlamış olmaktadır. Yaşadıklarını, öğrendiklerini, keşfettiklerini, sanatını, güzel yanlarını hep taşımıştır. Bu taşıma sırasında kültürü kullanmıştır. Kültür eşittir insan diyebiliriz. Dolayısıyla gastronomi de bir kültürdür. Kültürün taşınmasına vesile olan dil, tıpkı gıda kadar önemlidir insan için. Kendini gerçekleştirme adına güzel sanatları oluşturan insan, bunların en güzeli edebiyatı keşfederek başarmıştır. Edebiyat, insanı yansıtır. Kurmacadır. Estetik kaygısı vardır. Yaşamdan her izi görebiliriz edebiyatta. Buna gıdalar da dâhildir. Gastronomi hep var olmuştur edebiyatta. Yazarlar, şairler, sanatkârlar da insandır. Yediklerini içtiklerini yazılarında yansıtırlar. Edebiyatın aracı dildir. Gastronominin aracı da dildir; tattır, güzel yemek yemektir. Gastronomi hem bilimdir hem de sanattır. Sanat yönüyle gastronomi, tıpkı edebiyat gibi estetik de içerir. Edebiyatla gastronominin ortak yönü de budur. Estetik kaygıyla yazılan bir romanda başka bir estetiklik taşıyan gastronomiden bahsedilmemesi yanlış olurdu. Romanda hayal gücünü, betimlemelerine taşıyan bir yazar, muazzam bir yemek masasını betimlese çok yaratıcı olur ki öyle de yapılmıştır. Yiyeceğe dair, gastronomiye dair bu betimlemeler romanın estetik yönüne iyice estetik katar. İlgi uyandırır çünkü insan yemeyle içmeyle hep ilgilenmiştir. Buna kayıtsız kalamaz. Edebiyatta Gastronomi Yaşar Sevimli Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi - fizyolojik ihtiyaçlar Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi - Güvenlik ihtiyaçları Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi - Ait olma ve sevgi ihtiyaçları Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi - Değer ihtiyaçları Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi - insanın kendini gerçekleştirme ihtiyaçları
Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Şu yazılar da ilginizi çekebilir

Son Yorumlar

Emre Bağce- 2 hafta önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı
Daha Fazlasını Gör