Okuryazar / Dergi / Hiç kimse yazısını görüntülemektesiniz.
2 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Hiç kimse

Hiç kimse

Kelimeler bambaşkaydı, ancak onlar bana bir türden kayboluşu verebilirlerdi, sokaklar ya da şehirlerde bir şekilde yolumu bulabilirdim, burada ise bilinen yoldan sapabilirdim, kelimelerde, bilinmez sokaklar, caddeler yaratabilirdim kendime, bu heyecan verici. Kimileri bunu müzikle yapar ya da resimle, uyuyarak da olabilir, başka türden uğraşlarla da. İyi veya kötü bir şekilde yok olmam için izin verdiler, yazdım, sonra biraz daha yazdım, bu derinden bir kayboluştu. Sözcükler, cümleler iç içe geçtiler, sonrasında karmakarışık olduk, bulanıklaştık, buzlu camdan görüş misali, sonra sözcüklerden bir dağ çizdim kendime, sisler içindeydi, oraya iliştirdim kendimi, içtenlikle. Sonra orada hiç kimse oldum, hiçbir şey olmamaktansa, hiç kimse olmak daha iyidir bana kalırsa, bu şekilde esas kendiniz gibi oluyordunuz sanırım. Hep bir şeyler olmaya çalışan insanlık, günün ağarmasından, geceye değin hiç kimse oluyordu, bir şey olmaya çalışarak, olay hiç kimse olarak başlar diyorsanız, ben tam tersini düşünüyorum, olmaklık denilen şey, bir yığın adlandırmalar silsilesinde başlıyor, sonrasında hiçbirinin içine sığamadığınız ana kadar devam ediyordu, tüm kavramlardan taşıyordunuz.

Eskiden, Bob Ross'u resim yaparken izlerken, resmin bitimine yakın, tuvalin sağ ya da sol tarafına çizdiği büyük ağaçlara çok takılırdım, sonunda o kısmın geleceğini bekler olmuştum, sürekli bunun kolay olduğunu ve istersek bizim de yapabileceğimizi söylediğini hatırlıyorum, denedim olmadı, bunu tuval ya da boyalarla yapmaya çalışarak başarısız olmuştum, lakin oldukça gaza geldiğimi söyleyebilirim. Şimdi bunu sözcüklerle yapıyorum ve bu şekilde o ağaçlarda yaşadığını bildiğimiz, fakat göremediğimiz sincaplar gibiyim, sonraki an o ağacın kendisiyim, sonra bakıyorum ne Bob Ross'um, ne ağacım ne de üzerinde yaşadığı varsayılan sincap. Hiçbir şey iken, aniden her şey olabilmek çok iyi, bu şekilde tüm canlılığın içinde olabiliyorum ve bu beni iyi hissettiriyor. 'Bir'in samimiyetsiz türevlerinin size her şey olmayı verdiğini görebilmeyi isterdim.

Ona çok yaklaştım, yaklaştıkça uzaklaşıyor gibiydi iri gövdeli, yaşlı ağaç, ulaşmam zaman aldı. Bugüne kadar gördüğüm hiçbirine benzemiyor. Dallarındaki yapraklar neredeyse yere değiyor, gölgesi muazzam. Gölgesine sindim usulca ve rüzgarda birlikte savrulmaya başladık, yamacında durabilmek için dikkatliydim, birlikte olabilmemiz için ona saygı duymam gerektiğini biliyordum.

Sözcükler ona soluk verdi, olmayana
Olmayan ona soluk verdi, sözcüklerde

Gizem Karagüzel - Hiç Kimse


ok-isareti4-300.png Gizem Karagüzel'in diğer yazıları da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
Gizem Karagüzel imzasında diyor ki;

Gizem Karagüzel Profili Gizem Karagüzel ait Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Şu yazılar da ilginizi çekebilir

Son Yorumlar

Emre Bağce- 2 hafta önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı
Daha Fazlasını Gör