- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Toplum, Yönetişim
- Etiketler: İbn-i Haldun'dan Yöneticilere öğütler, Yöneticilere Altın öğütler, Doğu Ve Batı Klasiklerinden Seçme Yazılar
- Bu yazı Okuryazar’a 3 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 684
Yöneticilere Öğütler / Üç
İbn-i Haldun'dan Yöneticilere Öğütler 3
Bir söz verdiğin, bir sözleşme ve antlaşma yaptığın zaman, gereğine yeterince uy. Bir yarar sağlayacağına ilişkin söz verdiğinde, eksiksiz yerine getir.
Kötülüğü, iyilikle karşıla ve iyilikle sav. Kınarlığı (“ayb”ı) olan herkesi hoş gör. Dilini yalandan, yanlıştan koru. Kovculara (fitnecilere) kız.
Çünkü, ister hemenki, ister daha sonraki işler olsun, tüm işlerinin bozulmasında, en başta gelen etken, yalancıya yaklaşmak ve yalana kalkışma cesaretini vermektir. Neden ki, yalan, günahların başı, kovculuksa günahların son kertesi sayılır. Çünkü, kovculuk, buna kendini kaptırmış kimseyi iflah etmez. Kovculuğa kulak veren kimse de, sağlam arkadaş edinemez ve bu kimsenin hiçbir işi yoluna girmez.
İyi ve dürüst kişileri sev. Gerçekten onurlu olan kimseleri, layık oldukları tutumu göstererek güçlendir. Güçsüzlere yardım et. Yakınlarının yakınlık bağını pekiştir. Tüm bunlarda, Allah'ın hoşnutluğunu gözet, buyruğunu yüceltmeyi amaçla. Tüm bu işlerde, Allah'ın vereceği karşılığı ve ahret mutluluğunu iste.
Kötü isteklerden, zulüm eğiliminden uzaklaş. Görüşlerini bu eğilimlerden arındır ve bunlardan arındığını, halkına göster.
Yönetimlerine, adaletle mutluluk getir. İçlerinde, hakkı ve hukuku hâkim kıl. Ve seni doğru yola götürecek bilgiyle yönet halkını.
Öfkelendiğin zaman, kendine hâkim ol. Yumuşak ve ağır başlılığı yeğle. Parlamaktan, hafiflikten, bencillikten, böbürgenlikten sakın yöneldiğin yolda.
Sakın, ‘nasıl olsa egemenim, dilediğimi yaparım!' deme. Çünkü, bu tutum, hızla, eksik düşünceye, Allah'a ilişkin inanç azlığına götürür. İşinde, yalnızca Allah hoşnutluğunu amaçla ve Allah'a, katıksız bir inanç besle. Bil ki, ‘mülk', gerçekte subhan ve yüce olan Allah'ındır. O, dilediğine verir, dilediğinden de alır onu.
Hükümdarın, nimetin değerini bilemeyen arkadaşlarından ve devlet içinde, kendilerine genişçe nimet verilmişlerden daha çabuk nimetleri ellerinden giden ve nimetleri daha çabuk cezaya dönüşen kimseler bulamazsın. Hele, bunlar, Allah'ın nimetlerine, iyiliklerine karşı nankörlük ettikleri ve Allah'ın iyilik olarak kendilerine verdiği olanakları, halkı ezmek için kullandıkları zaman…
İçindeki tutkulardan sıyrıl, hazırladığın azığın ve biriktirdiğin hazinen, iyilik ve kötülüklerden sakınma azığı ve hazinesi olsun, halkın durumunu düzeltmek için olsun, halkın yaşadığı yerleri bayındır kılmak için olsun, kendini halkın işlerine verip kamu yararına olan şeyleri araştırmak için olsun, halkın kanını, canını korumak için olsun ve güç durumlarda olanlara yardım etmek için olsun.
Bilesin ki, mallar, biriktirilip depo edildiği zaman artmaz, mallar, halkın yararına kullanıldığı, hak sahiplerinin hakları verildiği ve zararları önlendiği zaman artar, çoğalır, kamunun yararına sonuçlar verir, yönetim düzenine girer, dönem iyi bir dönem olur, kamu gücü ve çıkarı sağlam temellere oturur.
Biriktirdiklerini, devletin hazinesindekileri, islamın ve müslümanların toplumsal ve ekonomik gelişmeleri için harca. Bu mallardan, müminler emirinin senin yanında bulunan yardımcılarına, haklarını eksiksiz ödeyecek biçimde ver, bunların paylarını eksiksiz öde, sorunlarını ve geçimlerini üstlen. Çünkü, bunu yaparsan, mutluluğun daha parlak olur ve Allah'tan, daha çok nimet alabilirsin.
Bu anlatılan tutumla, halkından vergi toplamakta, devletin çıkarını sağlamakta daha güçlü olursun. Senin adaletin ve iyiliğin nedeniyle, herkes, her zaman sana boyun eğer. Tüm anlatmak istediklerim, sana hoş gelsin ve bu alanda, sana sınırlarını çizdiğim çerçevede davranmaya çabala. Bu alanda, görevinin hakkını vererek ve büyük bir çaba göstererek davran. Maldan kalıcı olan, Allah yolunda ve onun gösterdiği doğru yolda harcanandan başkası değildir. Nimetlerinin değerini bilenlerin haklarını tanı ve onlara haklarını sürekli olarak ver.
Sakın, dünya ve dünyanın aldatıcılıkları, sana ahiretin korkunçluklarını unutturmasın. Unutup da, üzerine düşeni savsaklamayasın. Çünkü, savsaklamak, eksik iş yapmaya, eksik iş yapma da, çekinceli durumlara yol açar.
Yaptığın iş, güçlü ve yüce Allah'ın hoşnutluğu için ve onun yolunda olsun. Karşılığı, yalnızca ondan bekle. Çünkü, Allah, nimetlerini senin üzerine akıtmıştır. ‘Şükr'ü, dayanak olarak al. Yalnızca, Allah'a dayan. Böyle davran ki, Allah, ‘hayr'ını, iyiliğini artırsın sana. Çünkü, güçlü ve yüce Allah, iyilik bilenlerin iyilik bilirlikleri ölçüsünde karşılıklarını, iyilikçilerin iyilikleri oranında sevaplarını verir.
(Yazının devamı aşağıdaki bağlantıdadır...)
İbni Haldun kimdir?
İbn-i Haldun; 27 Mayıs 1332, Tunus - 19 Mart 1406, Kahire. Asıl adı Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî. Tunus'lu İslam düşünürü, devlet adamı. Tarih, siyaset bilimi, sosyoloji, iktisat, uluslararası ilişkiler disiplininin öncülerinden.
İbni Haldun'dan Yöneticilere Öğütler 4 yazısı da ilginizi çekebilir
Okumak için tıklayın
İbn-i Haldun'dan Yöneticilere Öğütler (tümü)
Göz atmak için tıklayın
Doğu ve Batı Klasiklerinden Seçme Yazılar da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve bu sayfayı çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Yöneticilere öğütler 3, Yöneticilere özlü sözler, Yöneticilere öneriler, Yöneticilere altın tavsiyeler, Yöneticilere tavsiyeler, Tahir'in oğluna yazdığı mektup, İbn-i Haldun'dan yöneticilere öğütler, Yöneticilere altın öğütler Doğu ve Batı Klasiklerinden Seçme Yazılar
Okuryazar'ı keşfedin!
Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Mustafa Atagün- 1 hafta önce
Emre Bağce- 1 ay önce
Hasan Aybars Arslan- 2 ay önce