- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Tarih
- Etiketler: Küfe, Aşure Günü önemi, Muharrem Ayının önemi, Hz. Hüseyin, Muharrem Ayı, Aşure Günü, Kerbela Vakası, İmam Hüseyin, Mervan, Yezid, Muaviye, Kerbela Olayı, Hz. Hüseyin'in şehit Edilmesi
- Bu yazı Okuryazar’a 2 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 2819
Kerbela Olayı ve Hz. Hüseyin'in Kerbelâ'da Şehit Edilmesi: Arkasındaki Nedenler
Muharrem ayının ve Aşure gününün önemi ve anlamı üzerine hazırladığımız yazı dizisinin en yürek dağlayan kısmı Kerbela Olayı ve Hz. Hüseyin’in şehit edilmesidir.
Okumakta olduğunuz yazı, Muharrem Ayı, Aşure günü ve Kerbala vakasına dair hazırladığımız dosyanın üçüncü yazısıdır.
Bu yazıda, Hz. Hüseyin’in doğumundan Kerbela’ya ulaşmasına kadarki olaylar ele alınıyor. Bu kapsamda, Hz. Hüseyin’in Doğumu ve gençliği, Yezid’in halifeliğine karşı tavrı, Mervan’ın Hz. Hüseyin’e yaşattıkları, Kufelilerin Hz. Hüseyin’i daveti ve sonra Yezid ile bir olup Hz. Hüseyin’i tuzağa düşürmeleri, Hz. Hüseyin’in Kufe’ye gitmek için yola çıkışı ve başına gelenler ve 72 kişiyle Kerbela’ya varışı işleniyor. Kerbela’da yaşanan acı olaylara ise takip eden yazıda devam ediliyor.
Hz. Hüseyin'in Doğumu ve Gençliği
Hz. Hüseyin, 10 Ocak 626 tarihinde Medine’de doğdu. Dedesi Hz. Muhammed ve Annesi Fatıma vefat ettiğinde, Hz. Hasan, 7, Hz. Hüseyin 6 yaşındaydı. Çocukluğu ve gençliği Hz. Hasan ile birlikte geçti. 669 yılında Hz. Hasan zehirlenerek şehit edildiğinde, Hz. Hüseyin 43 yaşındaydı. Hz. Hasan’ın vefatından sonra, I. Yezîd 680 yılında hilâfet makamına gelinceye kadar kendini ibadete vererek zühd ve takvâya dayalı bir hayat sürdürdü.
Hz. Hüseyin’in Muâviye’ye karşı takındığı yapıcı tavrı 676 yılından sonra değişmeye başlamıştır. Çünkü bu yılda Muâviye’nin, oğlu Yezîd’e biat edilmesini istemesi pek çok Müslüman gibi Hz. Hüseyin’i de rahatsız etmiştir.
Medine Valisi Mervân, Muâviye’nin yerine halef tayin ettiği oğlu Yezîd’e kendi adına biat almasını isteyen mektubunu Mescid-i Nebevî’de okuyunca halk feveran etmiş ve Kerbelâ vakası veya katliamına giden süreç başlamıştır.
Yezid Halifeliğini Topluma Onaylatmaya Çalışırken, Hz. Hüseyin'in Tavrı
Abdurrahman b. Ebû Bekir Mervân’a, daha başlangıçta gerek kendisinin gerek Muâviye’nin yalan söylediğini ve saltanatı babadan oğula intikal ettiren Bizans sistemini müslümanların başına getirmek istediklerini söyleyerek bu teklife karşı çıkarken; Abdullah b. Ömer, Yezîd’in fâsıklığını; Abdullah b. Zübeyr ise Allah’a karşı gelene itaatin câiz olmadığını öne sürerek açıkça itirazda bulundular ve biata yanaşmadılar; Hz. Hüseyin de onlarla aynı fikirdeydi. Mervân’ın bu durumu bildirmesi üzerine Muâviye hemen Medine’ye gitti ve muhalefet eden kişileri çeşitli tehditlerle biata zorladı fakat başaramadı.
Muâviye’nin 680 yılında ölümü üzerine hilâfet mevkiine gelen Yezîd, Medine Valisi Velîd b. Utbe b. Ebû Süfyân’dan her ne şekilde olursa olsun Hüseyin ve diğerlerinden biat almasını istedi. Velîd, henüz Muâviye’nin ölüm haberi duyulmadan Hz. Hüseyin ile Abdullah b. Zübeyr’i Mervân ile de istişare ederek yanına çağırttı. Fakat onlar Muâviye’nin öldüğünü ve haberin halk tarafından duyulmasından önce biatlarının alınmak istendiğini anladılar. İbnü’z-Zübeyr Mekke’ye kaçtı. Hz. Hüseyin ise Velîd ile görüşmeye gittiğinde, “Benim gibi bir adam gizlice biat edemez; zaten sen de halk katında açıkça yapmadığım bir biata razı olmazsın” diyerek ertesi gün halkın önünde biat edeceğini bildirdi.
Mervan'ın Hz. Hüseyin'in yaşadıklarında oynadığı rol
Mervân, Velîd’e, yanından ayrılmadan önce Hüseyin’in biatını sağlamasını veya boynunu vurdurmasını tavsiye etti. Ancak Velîd, “Sen benim için dinimi yıkacak bir şey tavsiye ediyorsun. Yemin ederim ki Hüseyin’i öldürmek suretiyle dünyanın her yanına, üzerine güneşin doğup battığı bütün mal ve mülküne sahip olacağımı bilsem yine de bunu istemem” diyerek tavsiyesini reddetti. Velîd’in yanından ayrılan Hz. Hüseyin 4 Mayıs 680 gecesi, kendisine şu anda böyle bir harekette bulunmasının yanlış olduğunu söyleyen baba bir kardeşi Muhammed b. Hanefiyye hariç bütün aile fertlerini yanına alıp Mekke’ye doğru yola çıktı.
Kufeliler Hz. Hüseyin'i Kufe’ye Davet Ediyor
Hz. Hüseyin Medine’den Mekke’ye Giderken, Amcasının oğlu Müslim’i Destek Amacıyla Kuzey’e Kûfe’ye gönderiyor.
Hz. Hüseyin’in Yezîd’e biat etmeyip Mekke’ye gittiğini haber alan Kûfeliler’den Şebes b. Rib‘î ve Süleyman b. Surad gibi bazı ileri gelenler onu hilâfete getirmek için kendisine davet mektupları yazdılar, ayrıca Ebû Abdullah el-Cedelî başkanlığında bir heyet gönderdiler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin, durumu yerinde incelemesi için amcasının oğlu Müslim b. Akīl’i Kûfe’ye yolladı.
9 Temmuz 680 tarihinde şehre ulaşan Müslim, İbn Avsece’nin evine indi ve Hz. Hüseyin adına biat almaya başladı. İlk aşamada 12-30.000 kişinin biat ettiği ve hatta Müslim’in Kûfe Mescidi’nde açıkça bir konuşma dahi yaptığı rivayet edilmektedir.
Yezid'in Hamlesi Karşısında Kûfeliler Sözlerinden Dönüyor
Yezîd, Müslim’in bu faaliyetini öğrenince Kûfe Valisi Nu‘mân b. Beşîr el-Ensârî’yi görevden alarak yerine Basra Valisi Ubeydullah b. Ziyâd’ı tayin etti ve ondan Müslim’i şehirden çıkarmasını veya öldürmesini istedi. Ubeydullah’ın Hz. Hüseyin taraftarlarını ürküten tedbirler alması üzerine Müslim daha nüfuzlu bir kişi olan Hâni’ b. Urve el-Murâdî’nin evine yerleşti ve halkı ayaklanmaya çağırdı; hatta Ubeydullah’ın kasrını kuşattı. Ancak Ubeydullah’ın safında yer alan Kûfe ileri gelenlerinin nasihat ve tehditleri üzerine ayaklanan halk dağılmaya başladı ve geceye doğru Müslim’in yanında sadece otuz kişi kaldı; daha sonra onlar da dağıldı.
Bu gelişmeler üzerine geceleyin Kinde kabilesine mensup Tav‘a adlı bir kadının evine saklanan Müslim ihbar üzerine yakalanarak öldürüldü (9 veya 10 Eylül 680). Bu yüzden Kûfeliler’den biat aldığını daha önce mektupla haber verdiği Hz. Hüseyin’e onların sözlerinden döndüğünü bildiremedi.
Hz. Hüseyin Mekke'den Kûfe'ye Gitmek için Yola Çıkıyor
Hz. Hüseyin yeni gelişen olaylardan haberi olmadığı için Kûfe’ye hareket etmeye karar verdi. Her ne kadar Abdullah b. Abbas ona, Kûfeliler’in babasıyla ağabeyine yaptıklarını hatırlatıp sözünde durmayan bu insanların davetine uymamasını ve eğer Mekke’de kalmak istemiyorsa Yemen’e gidip orada Müslim’in hâkimiyet kurmasını beklemesinin daha iyi olacağını söylediyse de Hz. Hüseyin kararından dönmedi.
Yezîd’in halifeliğini tanımayan Abdullah b. Zübeyr ise Mekke’de kalmasını teklif etti ve biat almasına kendisinin de yardımcı olabileceğini bildirdi. Abdullah b. Ömer ve Ömer b. Abdurrahman b. Hâris gibi şahıslar da kesinlikle Kûfe’ye gitmemesini istediler, İbn Abbas ise hiç değilse yalnız gitmesini önerdi. Fakat Hz. Hüseyin, 9 Eylül 680 tarihinde umresini tamamladıktan sonra ailesi ve bazı taraftarlarıyla birlikte Kûfe’ye hareket etti. Birkaç gün sonra, bütün ailesini yanına aldığı için başlarına bir şey gelirse bunun soyunun tükenmesi demek olacağı endişesine kapılan amcasının oğlu Abdullah b. Ca‘fer önce bir mektup yazarak durmasını istedi; sonra da Mekke Valisi Amr b. Saîd b. Âs el-Eşdak’tan onun adına eman alarak kendisine gönderdi. Ancak Hz. Hüseyin, rüyasında Resûlullah’ı gördüğünü ve ister lehine ister aleyhine sonuçlansın başladığı işi tamamlamakla emrolunduğunu söyleyerek geri dönmeyi reddetti.
Yolda şair Ferezdak ile karşılaşıp Kûfe’deki durumu sorunca, "Halkın kalbi seninle, kılıçları Beni Ümeyye iledir; ilâhî takdir ise gökten iner ve Allah dilediğini yapar” cevabını aldığı halde, “Doğru söyledin, Allah’ın dediği olur, Allah dilediğini işler ve rabbimiz her gün yeni bir iştedir. Takdir hoşumuza gidecek şekilde olursa nimetlerinden dolayı Allah’a şükrederiz; O şükredenlerin yardımcısıdır. Eğer takdir umulandan başka türlü çıkarsa niyeti hak ve takvâsı da teneşir tahtası olan kimse elbette taşkınlık göstermez” diyerek yolculuğunu sürdürdü.
Hz. Hüseyin Yanındaki 72 Kişi ile Kerbelâ'ya Varıyor
Ancak daha sonra Sa‘lebiyye’de karşılaştığı iki yolcudan Kûfeliler’in biatlarından caydığını ve Müslim b. Akīl ile Hâni’ b. Urve’nin öldürüldüğünü öğrenince geri dönmek istedi; fakat bu defa da Müslim’in oğulları ve kardeşlerinin ısrarı üzerine yola devam etmeye mecbur oldu. Bu arada taraftarlarına isteyenlerin ayrılabileceğini söyledi, onlar da ayrıldılar; yanında sadece aile fertleriyle birlikte yaklaşık yetmiş kişi kaldı. Böylece sayısı azalan kafile Ninevâ bölgesindeki Kerbelâ’ya 2 Muharrem 61’de (2 Ekim 680 tarihinde) vardı.
***
Bu yazı dizisinin ilk yazısı Muharrem Ayı ve Aşure Günü’nün Tarihi Anlamı ve Önemi başlıklı yazıdır. Dosyanın ikinci yazısı Hz. Muhammed, Dört Halife ve Ehl-i Beyt’e Dair: Bunları biliyor musunuz? başlığını taşıyor. Yazı dizisinin dördüncü yazısı Hz. Hüseyin ve Ehlibeyt'in Kerbelâ'da Yaşadığı Acı ve Istırap Dolu 8 Gün. Yazılara aşağıdaki bağlantılardan eirşebilirsiniz.
Muharrem Ayına dair dosyanın 4. yazısı
Hz. Hüseyin ve Ehlibeyt'in Kerbelâ'da Yaşadığı Acı ve Istırap Dolu 8 Gün yazısı da ilginizi çekebilir
Göz atmak için tıklayın
Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.
Etiketler: Kerbela vakası, Hz. Hüseyin, İmam Hüseyin, Küfe, Mervan, Yezid, Muaviye, Kerbela olayı, Hz. Hüseyin'in şehit edilmesi, Hz. Hüseyin’in Doğumu ve Gençliği, Yezid Halifeliğini Topluma Onaylatmaya Çalışırken, Hz. Hüseyin’in Tavrı, Mervan’ın Hz. Hüseyin’in Yaşadığı Acılardaki Rolü, Kufeliler Hz. Hüseyin’i Kufe’ye Davet Ediyor, Hz. Hüseyin Medine’den Mekke’ye Giderken, Amcasının Oğlu Müslim’i Destek Amacıyla Kuzey’e Kûfe’ye gönderiyor, Yezid’in Hamlesi Karşısında Kûfeliler Sözlerinden Dönüyor, Hz. Hüseyin Mekke’den Kûfe’ye Gitmek için Yola Çıkıyor, Hz. Hüseyin Yanındaki 72 Kişi ile Kerbelâ’ya Varıyor
Okuryazar'ı keşfedin!
Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.
Beğen ve Yorum Yap
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Emre Bağce- 2 hafta önce
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce