- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Deneme
- Etiketler:
- Bu yazı Okuryazar’a 4 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 368
Kıssaların en güzeli: Yusuf ile Züleyha
Kimine göre masal, kimine göre efsane, kimine göre de yaşanmış bir aşk hikâyesi Yusuf ile Züleyha. Ama Kuran-ı Kerim'de “Ahsenül Kasas”. Yani kıssaların en güzeliydi. Aşk ayıp olaydı geçer miydi Kuran'da? Böyle bahsediyordu Aşkın Meali'nde Sinan Yağmur…
Çok değil, birkaç gün önce sevgililer günü diye bir gün geldi, esti geçti. Haftalarca hazırlık yapan mı dersin, alışveriş merkezlerini tıklım tıklım dolduranlar mı? Sırf bu gün için ne organizasyonlar yapıldı, ne kampanyalar düzenlendi. İzmit'te bir kuyumcu bu özel gün için kampanya yapınca, dükkân dolup taştı, ürün yetiştiremedi.
Kimine göre aşkın, sevginin günüydü. Kimine göre sevgisini belli etmek için bir fırsattı. Kimi de “sevgililer günü baskısı” ile kendini hediye almak zorunda hissetti. Sanki aşk sevgi, bunlara bağlıymış gibi maddeleştiren bir gündü yani.
Hediyeleşmenin, sevdiğini söylemenin kötü olduğundan bahsetmiyorum. Hadis-i şerifte de buyurulmuştur bize “Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır” diye. Bunu yaparken kendi içimizden gelen bir günde değil de, kapitalist sistemin önümüze sunduğu bir günde yapılmasından bahsediyorum. Daha on dört yaşında olduğu halde “sevgilime ne alsam” diye kara kara düşünen çocuk yaştaki bir kızın, okul harçlığını biriktirerek hediye almaya çabalamasından, hediye almazsa arkadaşlarına mahcup olacağını düşünmesinden bahsediyorum.
Nerden çıktı bu şimdi? Yusuf ve Züleyha kıssasından. Yusuf ne vermişti de Züleyha'ya, Züleyha bu kadar sevmişti Yusuf'u. Züleyha ki sarayın, Mısır'ın en zengin adamlarından birinin hanımıydı. O nasıl olmuştu da bu zenginlikle alamamıştı Yusuf'un iffetini. Yıllarca Yusuf diye yanmıştı.
Aşk dediğin Yusuf'a ve Züleyha'ya göre de, bir güne sığdırmak mıydı böyle? Ekonomik sistemin önümüze sürdüğü, bizi şartlandıran, hediye almazsak, kutlamazsak olmazmış gibi bir günde yaşamak mıydı sevgiyi? Hâlbuki Yusuf'tan kanlı, yırtık bir gömleğinden başka ne kalmıştı Züleyha'ya. Ama aşkının büyüklüğü dolandı dillere, ayetlere konu oldu, yandı, kavruldu Yusuf diye. Yusuf iffetinden “evet” diyemedi, “gel Yusuf, gel” dediğinde gidemedi Züleyha'sına…
Madde değil, manaydı onların aşkını aşk yapan, bu kadar güzelleştiren, böyle günler değildi anlayacağınız.
Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 2 hafta önce
Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı