Okuryazar / Dergi / Muharrem Ayı ve Aşure Günü'nün Tarihi Anlamı ve Önemi yazısını görüntülemektesiniz.
8 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen

Muharrem Ayı ve Aşure Günü'nün Tarihi Anlamı ve Önemi

Bu yazıda Muharrem ayı ve aşure gününün tarihi anlamını ve önemini okuyabilir, daha sonra Kerbela olayı (vakası) ve Hz. Hüseyin'in (İmam Hüseyin'in) neden ve nasıl şehit edildiğini ayrıntılarıyla okuyabilirsiniz.
 

İslam’dan Önceki Kavimlerde Muharrem Ayı


Sözlüklerde “haram kılınan, yasaklanan; kutsal olan, saygı duyulan” anlamlarına gelen muharrem; savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan birinin adıdır. Bu ayın Âd, Semûd, Medyen, Tasm ve Amâlika gibi tarihe karışmış eski Sami-Arap kabilelerinde veya İslâm’dan önceki Yemeni anavatan edinmiş Kahtânîler’den gelen Cürhüm ve Ya‘rub ile Ya‘rub kavminden gelen Kehlân ve Himyer kollarından gelen birçok kabilede de Muharrem kutsal sayılmıştır. Cahiliye döneminde de kutsal aylardan biri olan ve Muharremü’l-harâm şeklinde bilinen bu ay, Osmanlı belgelerinde de (Mim-m harfi) kısaltmasıyla gösterilmiştir.

sodom-gomara-medyen-halki-6164.jpg

Hicrî takvimde yer alan ay isimleri milâdî V. yüzyılın başlarında belirlenmiştir. İslâm’dan önce muharrem ayına “saferü’l-evvel” denirdi. Çünkü Araplar yılın ilk altı ayını her iki aya bir isim vermek suretiyle üç ay ismiyle ayırmış, bu ayları birbirinden ayırmak için birincisine “evvel”, ikincisine “âhir” veya “sânî” sıfatlarını eklemişlerdi. Birinci safer haram aylardan olduğu için “saferü’l-muharrem” şeklinde de anılmıştır. Önceleri sıfat olarak kullanılan muharrem kelimesi İslâmî dönemde veya İslâm’dan evvel bu ayın özel adı olmuş, ikinci safere de yalnız safer denilmiştir. İslâm öncesinde receb ayı için de muharrem kelimesinin kullanılması, bunun aslında bir isim değil sıfat olduğunu göstermektedir.

Cahiliye Devrinde Muharrem Ayı


Câhiliye devrinde Araplar, haram aylardan üçünün (zilkade, zilhicce, muharrem) arasına belli aralıklarla bir ay ekliyorlardı. Muharremle ondan önceki diğer haram ayların arasına helâl bir ay ekleyerek üç haram ayı birbirinden ayırıyor ve muharrem ayında da savaşmakta sakınca görmüyorlardı.

eski-kavimler-500.jpg

İslam Döneminde Muharrem Ayı


Kur’ân-ı Kerîm’de muharrem kelimesi ay ismi olarak geçmemekle birlikte saldırıya uğrama durumu hariç savaşın haram olduğu aylardan söz edilerek bu aylara saygı gösterilmesi emredilmiştir (Bakara 2/191, 194, 217; Mâide 5/2, 97; Tevbe 9/5, 36). Hz. Peygamber haram ayları zilkade, zilhicce, muharrem ve receb olarak açıklamıştır. İbn Abbas’tan, Fecr sûresinde üzerine yemin edilen “fecr”den (89/1) maksadın muharrem ayı olduğu şeklinde bir yorum rivayet edilmiştir. Aynı sûrede yine üzerine yemin edilen on gecenin (89/2) muharrem ayının ilk on gecesi kabul edildiği de belirtilmiştir. Resûl-i Ekrem, muharrem ayını “Allah’ın ayı” olarak nitelendirmiş, bu ayda tutulan oruçların en faziletli oruçlardan olduğunu ifade etmiştir.

Muharrem ayının onuncu günü Aşure günü Neden Önemlidir?


Muharrem ayının onuncu günü “âşûrâ” diye adlandırılır. Sâmî dinlerde özel bir yere sahip bulunan âşûrâ gününde Câhiliye Arapları da oruç tutardı. Hz. Muhammed peygamberlikten önce ve Medine’ye hicretinden sonra bu günde bazı vakitler oruç tutmuştur.

Hz. Muhammed muharremin sadece onunda değil dokuz ve on birinci günlerinde de oruç tutulmasını tavsiye etmiştir.


Hicret ve Muharrem Ayı


Hicret, Hz. Muhammed’in ve Mekke’de bulunan Müslümanların 622'de Mekke'den Medine'ye göç etmelerine verilen isimdir. Bu göçün sonucunda Medine'de, Medine Sözleşmesi ile Hz. Peygamberin yönetiminde Medine Şehir Devleti kurulmuştur.

hicret-1102.jpg

Hz. Ömer Dönemi'nde Muharrem Hicrî Yılın ilk Ayı Oluyor


Hz. Ömer’in halifeliği devrinde (hicri 17 - miladi 638 yılında) Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicreti resmî takvim başlangıcı olarak kabul edildi. Muharrem ayı da hicrî yılın ilk ayı olarak belirlendi.

Yeni Yıl Başlangıcı ve Kutlaması olarak Muharrem Ayı


Arap hükümdarları yeni yılın ilk gününe saygı gösterir ve tebrikleri kabul etmek üzere törenler düzenlerlerdi. Osmanlılar döneminde de muharrem ayında devlet erkânı padişahın huzuruna çıkarak yeni yılı tebrik eder ve padişahtan “muharremiyye” denilen hediyeleri alırlar, kendileri de maiyetlerindeki kişilere muharremiyye verirlerdi. Ayrıca şairler tarafından yeni yıla ait manzumeler yazılırdı. Muharrem ayında bilhassa tekke ve camilerde okunan Kerbelâ Vak‘ası’na dair ilâhiler “muharremiyye” olarak adlandırılmıştır. Günümüzde Mısır, Tunus, Cezayir ve Fas gibi ülkelerde bu ayda çeşitli kutlama törenleri düzenlenmektedir.

Bu bilgiler Muharrem ayına dair bilgilerin sadece bir kısmını oluşturur. Diğer kısmı ise, Kerbelâ Vakası ve Hz. Hüseyin’in Şehit Edilmesiyle ilgilidir. En hazin, can yakıcı tarafı da budur.

imam-huseyin-resmi-cizim-2610.jpg

Kerbelâ Vakası ve Hz. Hüseyin'in Şehit Edilmesi


Hz. Hüseyin ile aile fertlerinin çoğu 10 Muharrem 61’de (miladi 10 Ekim 680 tarihinde) Kerbelâ’da şehit edilmiştir. Bu şekilde muharrem ayı yukarıda anlatılan tarihsel önemine ek olarak, büyük bir acıyla anılır olmuştur.

Bu acı olayın neden ve nasıl yaşandığını anlamak için hazırladığımız sayfalara aşağıdaki bağlantılardan  göz atabilirsiniz.

Şiilik Açısından Aşura Gününün anlamı 


Şîa için bu tarih Hz. Hüseyin’in intikamını alma ahdinin tazelendiği bir matem günü olmuştur. Özellikle İran’da 10 Muharrem’de “tâziye” adı verilen törenlerin düzenlenmesi, yas merasimlerinde ağıtların söylenmesi ve maktel-i Hüseyin türü eserlerin okunması gelenek halini almıştır. 

Muharrem ayındaki matem âyinlerinin en meşhuru âyîn-i sükvârîdir. Şiîlik’te büyük önem taşıyan bu âyin Büveyhîler döneminde resmî bir nitelik kazanmıştır. Muizzüddevle, 963 yılında muharrem ayının ilk on gününü Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’daki şehâdeti için matem zamanı olarak ilân etmiş, Şiîler’in bu günlerde toplu olarak ağlayıp yas tutma, zincirlerle kendilerini dövme şeklindeki matem törenleri bugüne kadar devam etmiştir. 

Anadolu'da Alevî-Bektaşî Geleneğinde Muharrem Ayının ve Aşure'nin Yeri


Anadolu’da Alevî-Bektaşî geleneğinde de muharrem ayının özel bir yeri bulunuyor. Bazı peygamberlerin kurtuluş günleriyle dördüncü imam Zeynelâbidîn’in kurtuluşu için tutulacak oruçlar ve Kerbelâ’da Hz. Hüseyin ile diğer şehitlerin yasının tutulması amacıyla yapılacak faaliyetler bir erkânla düzenlenmiştir. Bu ayın ilk on veya on iki gününde oruç tutulur. Bu günlerde tıraş olunmaması, çamaşır değiştirilmemesi ve yıkanılmaması, cinsel ilişkide bulunulmaması, eğlenceden uzak durulması, ağıtlar, mersiyeler ve nefesler okunması gibi uygulamalar yaygındır.

haci-bektasi-veli-9627.jpg

Bazı yerlerde su içilmemesi şeklindeki su orucu âdetine de rastlanmaktadır. Ayrıca Fuzûlî’nin Hadîkatü’s-suadâ adlı eserinin okunması yaygındır.

Muharrem ayı içinde aşure yapılıp konu komşuya dağıtılması da Türkiye’de ve Balkanlarda yerleşik bir gelenektir.

alevi-gelenekleri-5835.jpg


Dosyanın ikinci yazısı Hz. Muhammed, Dört Halife ve Ehl-i Beyt’e Dair: Bunları biliyor musunuz? başlığını taşıyor. Yazıyı aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.


Muharrem Ayına dair dosyanın 2. yazısı

ok-isareti4-300.png Hz. Muhammed, Dört Halife ve Ehl-i Beyt'e Dair: Bunları biliyor musunuz? yazısı da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Etiketler: İslam'dan Önceki Kavimlerde Muharrem Ayı, Cahiliye Devrinde Muharrem Ayı, İslam Döneminde Muharrem Ayı, Muharrem Ayının Onuncu Günü Aşura (Aşure Günü) Neden Önemlidir?, Hicret ve Muharrem Ayı, Hz. Ömer Dönemi'nde Muharrem Hicrî Yılın ilk Ayı Oluyor, Yeni Yıl Başlangıcı ve Kutlaması Olarak Muharrem Ayı, Şiilik Açısından Aşura Gününün Anlamı, Anadolu'da Alevî-Bektaşî Geleneğinde Muharrem Ayının ve Aşure’nin Yeri, Hz. Muhammed, Hz. Ali Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Hicret, Muharrem Ayı, Aşure Günü anlamı ve önemi, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, İmam Hüseyin


ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Son Yorumlar

Mustafa Atagün- 1 hafta önce

İmzalayanların uymadığı bir beyanname!İnsan Hakları Evrensel Beyannam...

Emre Bağce- 1 ay önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 2 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...
Daha Fazlasını Gör