Okuryazar / Dergi / Sinoplu Filozof Diyojen: Gölge Etme Başka İhsan İstemem yazısını görüntülemektesiniz.
Sinoplu Filozof Diyojen: Gölge Etme Başka İhsan İstemem

Sinoplu Filozof Diyojen: Gölge Etme Başka İhsan İstemem

“Çıplak Sinik, fıçısı için ateşten korkmaz; kırılırsa, yarın kendine yeni bir ev yapar ya da kurşun parçalarıyla tamir eder.”

Juvenal, Satirler (XIV.308ff)

Sinoplu Diyojen (MÖ dördüncü yüzyıl), Diogenes Laertius'un Ünlü Filozofların Yaşamları adlı derlemesinden kendisiyle ilgili bazı anekdotları paylaşılmayacak kadar huysuz bir karakter. Bu hikayeler, onun hayata dair benimsediği ilkeleri gösterir: Kişisel mutluluk doğal ihtiyaçların karşılanmasıyla elde edilebilir; doğa ise utanç verici ya da edebe aykırı değildir. Bu nedenle hayatı son derece sadelik içinde, yoksulluğa alışmış ve utanmadan geçmiştir. Kendi iradesini takip etme ve toplumun geleneklerine bağlı kalmama konusundaki bu kararlılığından dolayı kendisine “köpek” lakabı verilmiştir; “sinik” ismi de buradan türemiştir. (Kendisine “neden köpek deniliyor?” sorusuna Diyojen şöyle yanıt vermiştir: “Çünkü bana bir şey verenlere yaltaklanıyorum, hiçbir şey vermeyenlere havlıyorum ve düzenbazları ısırıyorum.”) 

kinik-diyojen-1-5796.jpg

Bir zamanlar köle olarak satıldığında, eliyle işaret ederek, “Beni şu adama sat; onun bir efendiye ihtiyacı var” demiş. Adam bu tavsiyeye kulak vermiş ve Diyojen'e evini emanet etmiş ve onu çocuklarının eğitimiyle görevlendirmiştir.

Bir çocuğun avucuyla su içtiğini gören Diyojen, kupasını fırlatıp atmış, "Bir çocuk, sade yaşama konusunda beni geçti." demiştir. Platon'un evine davet edildiğinde, onun halısının üstünde yürümüş ve "Bu şekilde Platon'un kibrini çiğniyorum." Demiştir. Platon da ona “Gururlu değilmiş gibi görünerek ne kadar gururlu olduğunu ortaya koyuyorsun Diyojen” diye karşılık vermiş. Platon'un “insan iki ayaklı ve tüysüz bir hayvandır” tanımlamasına karşılık Diyojen bir tavuğu yolup “İşte Platon'un adamı” demiştir.

Büyük İskender'in “Eğer İskender olmasaydım, Diyojen olmak isterdim” dediği rivayet edilir. Bir keresinde Diyojen güneşlenirken İskender yanına gelmiş ve “Sana her isteğini gerçekleştireceğim." demiş. Diyojen de “Gölge etme başka ihsan istemem” diye cevap vermiş. (Bu olayla ilgili başka birçok kaynak da var, özellikle Plutarkhos, İskender'in Hayatı, XIV.1-5.) Güpegündüz neden lambayla dolaştığı sorulduğunda Diyojen, "[Dürüst] bir insan arıyorum” demiş. Genç bir adamın utanıp kızardığını görünce, bunun erdemin rengi olduğunu söylemiştir.

Neden insanlar dilencilere sadaka veriyor da filozoflara vermiyorlar diye sormuşlar. “Çünkü bir gün topal ya da kör olabileceklerini düşünüyorlar, ama felsefeye ihtiyaç duymak zorunda kalacaklarını hiç düşünmüyorlar” demiş. Felsefe öğrenmekte zorlandığından yakınan bir gence Diogenes, “Madem iyi yaşamayı umursamıyorsun, o halde neden yaşıyorsun?” diye sormuş. Gramercilerin Odysseus'un başına gelen her şeyi öğrenmek istediklerini ama kendi başlarına gelenleri umursamadıklarını söylemiştir. Matematikçileri, gözlerini göklere dikip ayaklarının altındakini gözden kaçırdıkları; hatipleri ise adaletten bahsetmelerine rağmen onu asla uygulamadıkları için eleştirmiştir. Diyojen'e bir gün, arp çalan sıradan bir kişiyi neden övdüğü sorulduğunda, “çünkü o arp çalıyor ve hırsızlık yapmıyor” diye cevap vermiştir.

Diyojen'e içmesi en keyifli şarabın hangisi olduğu sorulduğunda, “Parasını başkalarının ödediği şarap” cevabını vermiştir. Bir keresinde kuru incir yerken birazını Platon'a ikram etmiş, sonra da “Sana biraz alabilirsin dedim, hepsini yiyebilirsin demedim” diye çıkışmış. Yemek için uygun vaktin ne zaman olduğu sorusuna ise, “Zenginler için canları ne zaman isterse, fakirler içinse ne zaman bulurlarsa o zaman” diye cevap vermiş. Diyojen'e neden bir heykelden dilendiği sorulduğunda, "Reddedilmeye alışmak için" demiş. Toplum içinde uygunsuz davranmakla kınandığında, "Keşke karnımı ovalamakla açlığı dindirmek de bu kadar kolay olsaydı." demiş. Bir meyhanede içki içtiği için eleştirildiğinde, "Saçlarımı da berberde kestiriyorum." diye yanıtlamıştır.

Delphi'deki Phrynê'nin altın heykelinin üzerine Diyojen'in şöyle yazdığı söylenir: “Yunanistan'ın ahlaksızlığından.” Ve “ölümcül ballı bir iksir”e benzettiği bir fahişenin çocuğunun kalabalığa taş attığını gördüğünde: “Dikkat et de babana vurma.” diye bağırmış. Kötü bir okçuyu gördüğünde, zarar görmemek için hedefin yanına oturmuş. İnsanların ne zaman evlenmesi gerektiği sorulduğunda, "Gençler henüz evlenmemeli, yaşlılar ise hiç evlenmemeli” diye cevap vermiş. Neden ayaklarına parfüm sürdüğü sorulduğunda, "Böylece kokusunu alabilirim; eğer başıma sürsem, havaya uçar gider." demiş.

Yaşlı bir adam olarak dinlenmesi söylendiğinde, “Ne yani, stadyumda koşuyor olsaydım, hedefe yaklaşırken hızımı azaltmalı mıydım?” diye cevap vermiş. Hayatın bir kötülük olduğunu söyleyen birini, “Hayat değil, ama kötü yaşamak kötülüktür” diye düzeltmiştir. Diyojen'e nereli olduğu sorulduğunda, “Ben bir dünya vatandaşıyım” (kozmopolit) demiş ve Diyojen'in nasıl bir adam olduğu sorulduğunda, “Delirmiş bir Sokrates” cevabını vermiştir.

John William Waterhouse'un Diyojen (1882) adlı eserinden alınan yukarıdaki detayda sanatçı lambayı ve kırık fıçıyı (ve soğan diyetini) özenle göstermektedir. Gölgeler, somurtkan Diyojen ile güneş arasında İskender'i temsil eden genç bir kadın tarafından oluşturulmuştur. Kadın, on yıl önce keşfedilen Boeotia'daki Tanagra'dan gelen pişmiş toprak figürlerine benzetilerek resmedilmiştir.

kinik-diyojen-2-839.jpg

Bu örnek, Altes Museum'da (Berlin) bulunuyor. Örtülerin vücut üzerindeki akışı, renk izleri, bireysel ifadeler ve rahat pozlar o dönemde büyük bir heyecan yaratmıştır. Atina Arkeoloji Derneği'nin kazıların sorumluluğunu üstlenmeye başladığı 1873 yılına gelindiğinde, M.Ö. 350'lerden itibaren üretilen ve Atina'da geliştirilen kalıplanmış figürinler piyasayı doldurmuş, hem büyük ölçüde restore edilmiş hem de tamamen taklit edilmiş parçalar ortaya çıkmıştır.

Waterhouse'un filozofu bir merdivenin yanına yerleştirmesi gibi, Raphael de onu Vatikan'da II. Julius’un papalık dairelerinden birini süsleyen bir fresk olan Atina Okulu'nda (1509-1511) Aristoteles'in ayaklarının altındaki merdivenin basamaklarına yerleştirmiştir. İzole edilmiş figürün üzerine bir gölge düşürülmüştür.

kinik-diyojen-3-4857.jpg

Waterhouse'un tablosundaki sembolizm çok ince olsa da, Jean-Léon Gérôme'un Diogenes'i (1860) öyle değildir.

kinik-diyojen-4-6603.jpg

Diogenes Laertius, Ünlü Filozofların Yaşamları adlı eserinde, felsefenin amacının mutlu bir yaşam sağlamak olduğunu öne süren Epikuros'tan (M.Ö. 341-270) da bahseder: “Zevk veren tatlar, cinsel hazlar, güzel sesler ve biçimler dışında iyi olanı nasıl kavrayacağımı bilmiyorum.” Metresi Hetaira Leontion'du.

Diyojen gibi, Sokrates'in de Atinalı ya da Yunanlı değil, dünya vatandaşı olduğu söylenir (Plutarkhos, Sürgün Üzerine, 5F) - ki bu, Casablanca’daki Rick için de geçerlidir.


Kaynak: Diogenes Laertius: Lives of the Eminent Philosophers (1925) translated by R. D. Hicks (Loeb Classical Library); J. W. Waterhouse (2002) by Peter Trippi. https://penelope.uchicago.edu/encyclopaedia_romana/greece/hetairai/diogenes.html


ok-isareti4-300.png Yaşam kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir Göz atmak için tıklayın


ok-isareti4-300.png Tarih kategorisindeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Etiketler: Sinoplu Diyojen, Gölge Etme Başka İhsan İstemem, Kinik Dijojen, Diogenes Laertius, Ünlü Filozofların Yaşamları, Platon, Aristoteles, Sokrates, Büyük İskender, Plutarkhos, Felsefenin amacı, Matematik, Gramer, Diyojen,  Delphi, Phrynê, John William Waterhouse, Kozmopolit nedir, Altes Museum, Berlin, Atina Arkeoloji Derneği, Dürüst İnsan Arıyorum, Jean-Léon Gérôme, Diogenes, Epikuros, Sözü Kime Aittir, Atina Okulu, Sinik Nedir



ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Son Yorumlar

Emre Bağce- 2 hafta önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı
Daha Fazlasını Gör