- Yazar: Okuryazar Editöryal
- Kategori: Deneme
- Etiketler:
- Bu yazı Okuryazar’a 4 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 204
Suskunlar
Güzel şeyler adına içimizdeki umut kıvılcımları hayatın gündelik akışı içinde paramparça oluyor. Sadece umutlarımız değil, vicdanlarımız da aşınıyor. İnsanlığın sönmüş vicdanına üflemek, onu yeniden alevlendirmek zahmetli olsa da, umuda olan hasretimizi diri tutmaya çalışmak gerek. İçimizde biriken umut, herkesin ortak paydası olan vicdanı uyandırmak, zalime korku, zayıfa umut olmak… Mazlumun yavan ekmeğini zalimin yağlı pilavına tercih etmek belki.
Hiç bir düşünce, inanç ve felsefe yoktur ki adalet, kardeşlik ve eşitlik kavramlarından bahsetmesin. Neredeyse tüm düzenler bu kavramları temel değerler haline getirmiştir. Bu değerlerin varlığını sürdüren, ona gerçek değer katan vicdandır. Adalet, kardeşlik, eşitlik belirli bir inanç ve düşünceyle sınırlanamayacak evrensel değerlerdir. Ancak küresel dünyanın sınır tanımaz hale gelmiş yapısı dünyanın farklı uçlarındaki insanların birbirleriyle temas etmesini kolaylaştırırken, haksızlıkların, eşitsizliklerin ve zulümlerin çerçevesini de genişletmiş; evrensel temel değerleri sarsmaya ve onları ortadan kaldırmaya başlamıştır bile. Öyle ki içinde yaşadığımız süreç tüm sistemleri, inançları ve felsefi kalıpları yıkmakta; ortak değerlerin hamisi olan vicdanı karanlık zindanlara hapsetmektedir. Dünyanın dört bir yanında zulümler yaşanırken, insanlar, bunun ezikliği altında sessiz sedasız, suskunlar. Yaşadığımız hayatın zaman zaman bir esaret olduğunu kabul etmekten, bunu kendimize söylemekten bile çekiniyoruz. Vicdanımızın sesini kısıyor, hayatın sadece bizim hakkımız olduğunu zannediyoruz.
Küresel dünyanın tahakküm ortamında aslında iki taraf var: Zalim ve mazlum. Suskunlar mı? Onlar zalimlerin lehine, mazlumların aleyhine suskunlar. Dünyada yaşanan zulümler karşısında sorulacak çok soru var; belki en önemlisi niye bu kadar korktuğumuzdur. Korkaklık. Bizi aldatan ve alçaltan tercihimiz.
Yüreklilik gösterip vicdanları esaretten kurtararak insanlığa olan borcumuzu ödeyebiliriz. Çünkü vicdanlar özgürleşmeden insanlık, insanlık dile gelmeden dünya, dünya adil olmadan kardeşlik ve yaşam pek de mümkün olmayacaktır.
Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
Bu Yazının Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 2 hafta önce
Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...
Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce
İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı