Okuryazar / Dergi / Şuursuz dalgınlık yazısını görüntülemektesiniz.
1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Şuursuz dalgınlık

Şuursuz dalgınlık

Yaşamdan sevinç duymanın ne demek olduğunu biliyor musunuz?

Jiddu Krishnamurti


Düşler ne için vardır, düş, insanoğlunun sahip olduğu esasında tek canlılık belirtisidir, kişi düş kurabildiği sürece varlığını sürdürebiliyor, umut etmekle eş değer kavramlar, düşün gerçekliğini umut etmek, hala bir yerlerde varlığını sürdüren minik bir umudun olduğunu düşlemek. Tabi düş kurmanın da bir sınırı vardır, her şeyin olduğu gibi. Biz ne türden bir düşe sahip olursak olalım, o düşün gerçekliğini istiyoruz, aslında gerçekleşebilecek olanları ve olmayanları bilmediğimizden değil, inanmak istediğimizden, çünkü kişi herhangi bir şeye inanmayı bıraktığı zaman, bunun derecesinin, maddesel olarak ya da soyut olarak her ne olursa olsun, yaşamı soluklaşıyor ve canlılığını yitiriyordu, farkındasız bir soluk alışla.

Aslında bakıldığında bir düş sadece bir düştür, peki onu gerçek kılacak olan eyleme neden geçemiyoruz peki, maddi yoksulluklarımızdan ötürü mü, çağın genel sorunu yüksek derecede budur da, yoksa ruhani yoksulluklarımız yüzünden mi? Yoksa şikayet etmekten hayatınızla alakalı, düş kurmaya vakit mi bulamıyorsunuz, şikayetçi bir gerçekçi misiniz, yoksa şikayetlerle bulanmış bir karamsar mı? Yoksulluğu ve yoksunluğu sadece maddiyata atmak ciddi bir yanılgı olurdu. Kolay olan düşü düşlemek çünkü, kendimize yeterince güvenmediğimiz için korkuyoruz. Esas sıkıntı verecek olan, düşlenen birçok şeyden en az birinin bile gerçekleşmemesidir. Gerçeklikle düş birbiriyle yakın, aynı zamanda da mesafeli bir ilişki içerisindedir. Bizler çoğu zaman bu mesafeden yitik durumdayız.

Birbiriyle yakın ilişkide olan iki şeyi daha es geçmemek lazım tüm bunlarla beraber, farkındalık ve acı. Farkındalığı arttıkça kişinin acı çekme durumu da artar, bu yüzden genelde farkında olmak istemezsiniz pek çok şeyin, bundan kaçarsınız yani. Farkındalıktan kastım, ben her şeyi biliyorum öyle bir zekaya sahibim ki, her şeyi biliyorum ve bildiğim tüm bu şeyler de bana acı veriyor durumu değil. Yaşadığımız süreç boyunca, öğrenmeye devam edeceğiz ve bu güzel. Öğrendiğimiz zamanlar, daha çok anlamamızı sağlayacak bir şeyleri, ama asla tam olarak değil, bu öğrendiğimiz şeyler sadece acıyı sunmayacak pek tabi, lakin sunacak da.

Düş tutsaklığından kaçınmalı, ne düşü tutsak etmeli, ne de zihni, dedi. Şuursuz bir dalgınlıkla ilerledi vakitli vakitsiz, ne çok ileri gidebildi, ne de çok geride kalabildi. İlerleyerek kalakaldı olduğu yerde. Düşledi ve kayboldu, düşledi ve yeniden göze görünür oldu.

Gizem Karagüzel - Şuursuz dalgınlık


ok-isareti4-300.png Gizem Karagüzel'in diğer yazıları da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
Gizem Karagüzel imzasında diyor ki;

Gizem Karagüzel Profili Gizem Karagüzel ait Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Şu yazılar da ilginizi çekebilir

Son Yorumlar

Mustafa Atagün- 1 hafta önce

İmzalayanların uymadığı bir beyanname!İnsan Hakları Evrensel Beyannam...

Emre Bağce- 1 ay önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 2 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...
Daha Fazlasını Gör