Okuryazar / Dergi / Tartışma Nasıl Yazılır? yazısını görüntülemektesiniz.
1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Tartışma Nasıl Yazılır?

Tartışma Nasıl Yazılır?

Bilimsel merak, araştırmacıların, kanıtların geçerliliğini ve ilgili yorumları sorgulamalarını gerektirir ve araştırma böylece ortaya çıkar.
Wayne G.Watson


TARTIŞMA VE YAZILIŞI


Tartışma'yı tanımlamak diğer kısımlardan daha zordur. Bu nedenle de genellikle yazması en zor olan kısımdır. Ve bilirsiniz veya bilemezsiniz birçok makale, makalenin verileri hem geçerli hem de ilginç olmasına karşın, hatalı Tartışma kısımları nedeniyle dergi editörleri tarafından reddedilir. Hatta daha fazla olasılıkla, verilerin gerçek anlamı Tartışma'da sunulan yorumla tamamen karanlıkta kalabilir; yine reddedilir.

Pek çoğu olmasa da, çoğu Tartışma bölümü çok uzun ve çok lâf doludur. Doug Savile'in dediği gibi, “Arada bir, ahtapot dediğim tekniği farkederim: Yazar, kendisinin ortaya koyduğu sonuçlardan veya yaptığı yorumlardan kuşku duymaktadır ve koruyucu bir mürekkep bulutu arkasına saklanmaktadır (Tableau, September 1972).

Bazı Tartışma kısımları, Advise and Consent'de (Doubleday & Co. Garden City, NY, 1959, p. 47) Allen Drury'nin tanımladığı diplomatlardan birini hatırlatmaktadır. Bu diplomat karakteristik olarak, “nihayet tümüyle hafif bir ışık bırakarak uzaklaşıncaya ve kibar bir gülüş ve mırıltılı bir karışıklıktan başka hiçbirşey kalmayıncaya kadar İngilizce'nin labirentinden dolaşa dolaşa sürüklenen cevaplar” verirdi.


TARTIŞMANIN BİLEŞENLERİ


İyi bir Tartışma'nın temel karakteristikleri nelerdir? Aşağıdaki kurallara dikkat edilirse, ana bileşenlerin kolaylıkla belirleneceğini zannediyorum:

1. Sonuçların gösterdiği ilkeleri, genelleştirmeleri ve ilişkileri sunmaya çalışın. Aklınızda olsun; iyi bir tartışma'da Tartışırsınız—Sonuçları tekrarlamazsınız.

2. İstisnalara veya ilgi kurmadıklarınıza, uzlaşma olmayan noktalara işaret edin. Asla, pek uyumlu olmayan verileri çok riskli bir alternatif olan, örtmeye çalışma veya eritme yollarına gitmeyin.

3. Sonuçlarınızın ve yorumlarınızın, evvelce yayımlanmış çalışmalarla nasıl uyum içinde olduğunu (veya zıt olduğunu) gösterin.

4. Utangaç olmayın. Çalışmanızın teorik yönleri yanında, olası pratik uygulamalarını da tartışın.

5. Vardığınız neticeleri mümkün olduğunca açık ifade edin.

6. Kanıtlarınızı her sonuç için özetleyin. Veya, bilge bir bilim adamının söyleyeceği gibi, “Bir %6'lık dışında, asla hiçbir şeyi varsaymayın”.

Tartışma'da, fiilin zamanı geçmiş ve geniş zaman arasında gidip gelmelidir. Başkalarının çalışmaları (yerleşmiş bilgiler) geniş zamanda, fakat sizin kendi sonuçlarınız geçmiş zamanda anlatılmalıdır (Bölüm 27'ye bkz.) .

GERÇEĞE DAYALI İLİŞKİLER


En basit ifadeyle, Tartışma'nın ana amacı, gözlenen gerçekler arasındaki ilişkileri göstermektir. Bu noktayı belirginleştirmek için daima, bir pireyi eğiten biyolog hakkındaki eski bir hikâyeyi anlatırım.

Pireyi aylarca eğittikten sonra biyolog, belli komutlara cevap almayı başarmıştı. Deneylerin en zevkli olanı, profesörün “zıpla” komutunu verdiği ve pirenin de her komutta havaya zıpladığı deneydi.

Profesör, bu olağanüstü başarılı çalışmayı gelecek kuşaklara bir bilimsel dergi vasıtasıyla aktarmak için sunmak üzereydi. Fakat o, gerçek bir bilim adamı tarzı ile deneylerini bir adım daha ileri götürmeye karar verdi. Algılayıcı organın yerini saptamaya çalıştı. Bir deneyde, birer birer pirenin bacaklarını koparacaktı. Pire, itaatkâr bir şekilde komut üzerine zıplamaya devam etti. Fakat her bir sonraki bacağın koparılmasında, zıplamalar daha az etkin olmaya başladı. Nihayet son bacağının koparılmasıyla pire, hareketsiz kaldı. Birçok defa, tekrar tekrar verilen komut, her zamanki davranışı vermedi.

Profesör, buluşlarını nihayet yayımlayabileceğine karar verdi. Kalemi kağıdı aldı ve çok dikkatle, aylardır yürütmekte olduğu deneylerin ayrıntılarını tarif etti. Elde ettiği sonuç, bilim dünyasını yerinden oynatacak bir sonuçtu: Pirenin bacakları koparıldığında işitme duygusunu kaybeder.

Claude Bishop, Kanadalı editörler dekanı, benzer bir hikâye anlatır. Bir fen dersi öğretmeni, alkolün tehlikesini anlatmak için basit bir deney yaptı. Biri su, diğeri cin ihtiva eden iki bardak koydu. Her birinin içine birer solucan attı. Suyun içindeki solucan neşeli bir şekilde yüzdü. Cin'in içindeki hemen öldü. “Bu deney neyi kanıtlar?” diye sordu. Arka sıradaki küçük Johnny fırladı: “Eğer cin içerseniz vücudunuzda solucan kalmayacağını kanıtlar”.

MAKALENİN ÖNEMİ


Çok sık olarak, sonuçların önemi hiç tartışılmaz veya yeterince tartışılmaz. Eğer bir makaleyi okuyan, Tartışma kısmını okuduktan sonra kendisini “Peki sonra?” diye sorarken bulursa; muhtemelen, yazar kendini ağaçlara (veriler) o kadar kaptırmıştır ki, ormanda ne kadar güneş ışığı olduğuna dikkat etmemiştir.

Tartışma, çalışmanın önemini belirten kısa bir özet veya sonuç ile bitmelidir. Anderson ve Thistle'in (9) ifade şeklini severim: “Nihayet; iyi yazım, iyi müzik gibi, uyumlu bir zirve noktasına sahiptir. Pek çok makale, etkisinin çoğunu tartışmanın berrak akışı bir delta şeklinde dağıldığı için kaybeder”.

BİLİMSEL GERÇEĞİ TANIMLAMA


Gözlenen gerçekler arasındaki ilişkiyi göstermede, evrensel sonuçlara ulaşmanıza ihtiyaç yoktur. Nadiren bütün doğruları aydınlatmaya muktedir olacaksınız. Çoğu zaman yapabileceğinizin en iyisi, doğruların sadece bir bölgesine noktasal bir ışık tutmaktır. Sizin doğrularınızın bir bölgesi, verilerinize dayanabilir. Fakat verilerinizin gösterdiğinden daha geniş bir görünüşe uzanırsanız, verilerle desteklenen sonuçların bile şüphe götürür olduğu noktaya kadar varan aptalca bir izlenim verebilirsiniz.

Daha anlamlı düşüncelerden biri şiirde Sir Richard Burton tarafından The Kasidah'da ifade edilmiştir:

Bütün inançlar yanlıştır, bütün inançlar doğrudur: Gerçek; herkes kendi parçacıklarının bütün Olduğuna inanırken, sonsuz parçacıklardan ibaret Parçalanmış bir aynadır.

İşte siz de kendi ufak ayna parçanızı sergileyin veya gerçeğin bir kısmına ışık tutun. “Tüm gerçek”, en iyisi, hergün yüksek sesle onu keşfettiğini ilan eden cahillere bırakılacak bir konu olarak kalsın.

Siz kendinize ait küçük bir gerçek parçasının anlamını tarif ettiğiniz zaman, onu basit bir şekilde yapın. En basit ifadeler, bilgi ve hünerin en çoğunu ortaya çıkarır; çok kalabalık bir dil ve şık teknik kelimeler sığ düşünceleri iletmek için kullanılır.

Kaynak: Robert A. Day, Bilimsel Bir Makale Nasıl Yazılır ve Yayımlanır?, çev. Gülay Aşkar Altay, Tübitak, 1996, s. 35-37.


ok-isareti4-300.png Bilimsel Makale Nasıl Yazılır bölümündeki diğer yazılar da ilginizi çekebilir
      Göz atmak için tıklayın


Bu sayfayı beğendiyseniz, lütfen yorum yapmayı ve bu sayfayı çevrenizle paylaşmayı unutmayın.


Etiketler: Bilimsel makale nasıl yazılır, Tartışma Nasıl Yazılır?, bilimsel Gerçeği nasıl tanımlarız?, Tarışmanın bileşenleri, Robert A. Day, Gülay Aşkar Altay, Bilimsel makale nedir? Makale nasıl yazılır yazıları oku, araştırma yöntemi, teknikleri


ok-isareti4-300.png Okuryazar'ı keşfedin!

Okuryazar'a üye olup, daha fazla özellikten tamamen ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. Dilerseniz, kendinize köşe açabilir, anlık ileti paylaşabilir, yazılar kısmında ilgilendiğiniz konularda içerikler yazabilirsiniz.

Beğen ve Yorum Yap
Sosyal Mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)

Bu Yazının Yorumları

Şu yazılar da ilginizi çekebilir

Son Yorumlar

Emre Bağce- 2 hafta önce

Çok güzel ezgilerimiz var, toplum olarak gençlerimi...Tükenmek Bilmiyor Kara Günlerim...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

Mimarinin dehası demek Bruna Taut için daha doğru b...İnsanî mimarinin İstanbullu ust...

Hasan Aybars Arslan- 1 ay önce

İnsanoğlunun hırsının sınır tanımazlığı. En büyük o...Dünyada Yüksek Bina Yarışı
Daha Fazlasını Gör