Site içi Arama
Site içerisinde ayrıntılı arama yapabilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Bizimkiler: Evrim
- Yazar: Evin Esmen Kısakürek, Arda Kısakürek
- Kitap Türü: Genel Kültür, Dünya Tarihi
- Gösterim: 3097
0 kişi beğendi
0 kişi okudu
0 kişi inceledi ve yorumladı
0 kişi alıntıladı ve paylaştı
Hakkında
- Yazar: Evin Esmen Kısakürek, Arda Kısakürek
- Kitap Türü: Genel Kültür, Dünya Tarihi
- Yayınevi: Anadolu Merkezli Dünya Tarihi
- İlk Basım Tarihi:
- Gösterim: 3097
- Bu kitap Okuryazar’a 3 yıl önce eklendi ve şu anda 0 yorum bulunmaktadır.
Bizimkiler: Evrim
Bizimkiler: Evrim (Anadolu Merkezli Dünya Tarihi 27. Kitap MS 1847 - MS 1865)
27. kitap 1847–1865 arasını kapsamaktadır. Bu kitabımızın adı Evrim. Çok çalkantılı ve XX. yüzyılı şekillendiren bu döneme belki başka bir ad verilebilirdi ama bizce Evrim en uygunudur..
Evrim olgusu, biyoloji biliminin temeli ve birleştirici öğesidir. Evrim nesnel dünyanın gerçeğidir. Evrim gerçeğine karşı olanların bilim dışı varsayımları evrimin ne doğasını ne de sürecini etkilemez. Evrim ne yapılırsa yapılsın kendi yolunda ilerler. Evrim olgusunun barındırdığı bilimsel potansiyel muhteşemdir. İnsan, hayvan, bitki, tek hücreli vb “canlı” olmanın öyküsü ancak evrimle anlaşılabilir. Binlerce bilim insanı bu konuda çalışıp didinmekte, tüm yaşamın şekillenişini ve insanın öyküsünü adım adım açıklamaya çalışmaktadırlar. Talih de onlardan yanadır. Bilim dergilerinde çok sık olarak evrimde eksik bir halkaya gün geçmiyor ki evrimde eksik bir halkanın osili bulunmasın.
Amerika, Türkiye gibi sözde laik ülkelerde bile Evrim olgusuna yapılan örgütlü saldırılar olsa olsa aklın inkarıdır. azıtarak sürmektedir.evrim “sözde bilim adamlarının” korkulu rüyasıdır. Mesnetsiz safsatalarını sinsice adlar altında gündemde tutar gençlerin beyinlerini yıkamaya çalışırlar. Evrim bilimsel düşünceden nasibini alamamışların korkulu rüyasıdır.
1848 de“ Komünist Manifestosu” yayınlamıştı. Manifesto“ Bütün Ülkelerin proleterleri birleşin “ diye bitiyordu. Bu Manifestile Avrupa'da uzun zamandır dolaşan Komünizm hayaleti artık bir güç olma yolundadır. Çok korkutucu olan bu tehlike karşısında. Avrupa'nın tüm hakim güçleri kutsal bir sürgün avı için ittifak halindedirler, Papa ile Çar, Metternich ile Guizot, Fransız radikalleri ile Alman polisleri.. Normalde yan yana gelmesi zor unsurlar . amansız komünist avı başlatırlar.
XIX ortalarına gelindiğinde Avrupa'da Sanayi Devrimi neredeyse tamamlanmıştı. Sanayicilerin ve şirketlerin gelirlerinde büyük artış görülmesine karşılık köylerde ve kentlerde yaşayan fakir halk bu zenginlikten nasibini alamamıştı. İşçiler günde en az 13–15 saat çalışıyorlar, sağlıksız ve kirli konutlarda zor koşullarda yaşamaya devam ediyorlardı.
Belçika'da ortaya çıkarak diğer Avrupa ülkelerine yayılan Patates Hastalığı ( Phytophthora infestans) Avrupa'da büyük bir açlık salgınına yol açmıştı. Üstüne bir de kuraklık geldi. İşçinin ve yoksul köylünün hali içler acısı idi. Örneğin İrlanda'da yüz binlerce kişi öldü, 1 milyon kişi adayı terk etti.
Avrupa politik ve sosyal kargaşa ile boğuşurken Osmanlı'yı gerçek anlamında tüketen Kırım Savaşı başladı(1853)
1833'ten beri Rusya, Osmanlı devletinden güçlü olduğunu ispatlamış ve ona nüfuzunu kabul ettirmişti. Bu nüfuzun devamı İngiltere ve Fransa'nın işine gelmiyordu. Onlar Osmanlı devletinde kendi sözlerinin geçmesini istiyorlardı. Bu isteği fiili hale getirmek için genel politik durum da İngiltere ve Fransa'dan yanaydı. Bu arada Kudüs ve çevresinde, Rusya ile Fransa nüfuz için rekabet ediyorlardı. İngiltere ve Fransa Rus deniz gücünü halletmek ve Osmanlıdaki ıslahat hareketlerini kontrolleri altına almak istiyorlardı. Avusturya İmparatorluğu'na karşı 1848 yılında başlayan Macar ayaklanmasının Rusya'nın yardımıyla kanlı bir şekilde bastırılması, bu dönemde Rusya'nın Avrupa'da artan bir şekilde güç kazanmasının göstergesi olarak yorumlanmıştı. Birleşik Krallık, bu ve benzer nedenlerle Avrupa'daki güç dengesinin kendi aleyhine bozulmasını engellemek istiyor, bu amaç doğrultusunda Rusya'nın güçlenmesinin önüne geçmeye çabalıyordu.
Zaten Osmanlı imparatorluğunda Avrupa büyük devletlerinin nüfuzu iyice açığa çıkmıştı. Babıali nerede ise sadrazamları ve dış işlerinin kilit adamlarını İngiliz ve Fransızlara sorulmadan, onların fikri alınmadan tayin edemez olmuştu. Sanki Babıâli yabancı devletlerin elindeydi Ordusunun savaş gücü açısından İngiltere birinci, Fransa ikinci ve Rusya üçüncü geliyordu. Hemen peşlerinde ise Osmanlı imparatorluğu vardı. Osmanlı ordusunu yenilemiş ve kuvvetlendirmişti. Bu yeni ordu bir müdafaa savaşında Rusya ile baş edebilirdi. Ama Rusya'ya karşı saldırı savaşında başarılı olması pek mümkün görülmüyordu. Kitapta da okuyacağınız manipülasyonlarla bu kanlı savaş başlatıldı. Osmanlı ordusu cömertçe savaşa sürüldü…. Kırım Savaşı devam ediyordu. 1855 ilkbaharında 140 bin kişilik bir müttefik kuvveti daha Kırıma çıktı. Bu sırada İngiltere “ İngiliz Kanını Korumak “ için 20.000 Türk piyadesini Kırım'da savaşmak üzere ödünç aldı (3 Şubat 1855)
Kırım'da Ruslar mağlup oldu ve çekilmek zorunda kaldılar.
Kafkas cephesinde ise Ruslar başarı kazandılar ve Kars'ı ele geçirmeye muvaffak oldular.
Osmanlı devleti Kırım savaşı masraflarını karşılamak için İngiltere ve Fransa'dan borç aldı. Bu borç alımı gelecek yıllarda da devam ederek Osmanlı devletini çok zor bir duruma getirecektir. Örneklersek ilk borç %6 faizli 3,3 milyon lira tutarındaydı ama bundan sonra borçlanmalar devam edip gidecekti.
Tanzimat dönemi saray ve devlet adamları borç içinde yaşadılar. Yani sadece devlet borçlanmadı, kişiler de borçluydular. Sadrazam maaşı ayda 2500 altın gibi çok yüksek olmasına rağmen kuvvetli olasılıkla sadrazamın harcamalarına yetmiyordu. Ölen devlet büyüklerinin arkalarında bıraktıkları borç, genelde terekelerinden fazlaydı.
1860'a gelindiğinde Osmanlı devletinin dış itibarı iyice dibe vurmuştu. Yeni borç bulmanın şartları çok ağırlaşmıştı. Yine örneklersek, Babıâli'nin güç bela bir Fransız iş adamından bulduğu 400 milyon Frank Borcun maliyeti utanmaz bir tefecilik örneğidir.” %6 faiz ve ihraç fiyatı %53,75 “. Yani devlet 400 milyon Frank borçlanırken eline 215 milyon Frank geçecekti.
Saray, Yüksek Bürokratlar ve giderek tüm bürokrasi bir tüketim krizinde gibiydi. Saraylar, konaklar, yalılar, mobilyalar, kılık-kıyafet, düğünler, sünnet düğünleri, merasimler, eğlenceler, seyahatler derken para su gibi akıp, gidiyordu
Oluk gibi Osmanlı kanının aktığı ve devletin borç batağına çıkmamacasına saplandığı Kırım Savaşı sonunda Osmanlı açısından “dağ fare doğurmuş” tur.
“Ruslar Kırım Savaşı esnasında aldıkları Kars'ı boşaltıp Osmanlıya, müttefikler de Kırım'ı boşaltıp Rusya'ya iade edeceklerdi. Müttefik silahlı kuvvetleri en kısa sürede Osmanlı topraklarını boşaltıp, ülkelerine döneceklerdi. Rusya Tuna deltasından çekilecek ve Romanya'ya hiçbir şekilde müdahale etmeyecekti.
Sırbistan'nın Osmanlı imparatorluğuna olan bağlılığı devam ediyordu. Ama hakları Avrupa tarafından garanti edilmişti. Bu anlaşma sırasında Karadağ'a bağımsızlık kazandırılmaya çalışılmış, ancak buna muvaffak olunamamıştı.
Kırım savaşı sonunda Kırım'dan Osmanlı topraklarına büyük bir göç başladı Sadece 1864 yılında Rus limanlarından yola çıkan muhacir sayısı 400 bin kadardı.
XIX. yüzyıldan başlayarak Osmanlı İmparatorluğu geri çekildikçe, buna bağlı olarak Müslüman siviller de onunla beraber çekilmek zorunda kalmışlardı. Rusların ve yerli Hıristiyanların, Rus ordusu tarafından işgal edilen topraklarda yaptıkları işkenceler ve işkenceli ölümler öyle bir korku yaratmıştı ki Müslümanların kaçmaktan başka çaresi yoktu.
Osmanlı imparatorluğuna, çevresinden muhacir akıyordu. Aslında bu muhacir akını yeni bir şey değildi. Kırım, Kafkasya, Hazar çevresi, Macaristan, Bohemya, Polonya gibi ülkelerden önemli sığınmacı topluluklar epeydir Osmanlı imparatorluğuna geliyorlardı. Ancak bu akın Tanzimat'tan sonra iyice çoğalmıştı. Sanki musluklar sonuna kadar açılmış gibiydi. Babıali göçü teşvik ediyordu. 1857'de çıkan bir yasa ile muhacirlere hem toprak verildi ve hem de belirli bir süre için askerlik ve vergiden muaf tutuldular.
Florence Nigtingale adı altında şekillenecek olan modern hemşirelik Kırım Savaşının hatırasıdır.
Kurtuluş Savaşımızda büyük katkısı olan telgraf idaresinin kökleri de bu savaşa dayanır. Osmanlılarda ilk telgraf hattı, Kırım savaşı sırasında Eylül 1855'de İstanbul, Edirne, Varna, Kırım arasında kuruldu.
Osmanlılar 18 Şubat 1856'da yeni bir reform programı içeren Hattı Hümayun yayınladılar. Bu 1856 Islahat fermanıydı1839 Gülhane Hattı Hümayunu ile 1856 Islahat fermanının merkezinde Müslümanlarla, Müslüman olmayanlar arasındaki eşitsizliğin giderilmesi vardı
Şimdi ayrım gözetmeksizin, vergi, adalet ve eğitim karşısında eşitlik vardı. Her işe herkes girebilecekti. Herkes aynı okullara kabul edilecekti. Haklarda eşitlik, görevlerde de eşitlik getiriyordu. Askerlik herkes içindi, sadece bedel ödeyenler askerlik yapmıyordu.
Yabancı uyruklular, yerel mevzuata uymak koşulu ile gayrimenkul satın alabileceklerdi
Laik eğitim ve hayat tarzı, gayrimüslimler arasında yayılıyordu. Bu akım sonucu, Rum ve Ermeni Kiliseleri, cemaatlerinin dağılmaya başladığını göreceklerdi. Bu dağılmayı ise kiliseler ancak laik eğitim yaparak ve ulusalcı bir ideolojiyi benimseyerek önleyebileceklerdi.
Osmanlı kiliselerinde çan çalmak yasaktı ve tokmak çalarak haber iletiliyordu. Islahat fermanı ile çan çalmak serbest bırakıldı. Doğuda ve bazı yerlerde kiliseler tokmak çalma adetinden vazgeçemediler, çan ve tokmak çalmayı beraberce kullanmaya başladılar
1853 de Japonya dışa kapanmışlığını bitirdi. Başta Amerika olmak üzere Rusya, İngiltere ve Hollanda gibi emperial güçler imtiyaz ve çıkar peşinde Adaya üşüştüler. Bölge iştah açıcı idi.
Napolyon seferine katılan Lepere, İskenderiye-Süveyş arasında açılacak bir kanal tasarlamıştı. Bu kanalı Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın hizmetindeki Fransız mühendisi Linant de Belleons restore etti ve Fransa'nın İskenderiye konsolosu Lesseps planı onayladı.
Mısır hıdivliğine Lesseps'in dostu olan Sait Paşa'nın çıkması (1854) tasarıyı kesinleştirdi.
Kanalın inşaatına 25 Nisan 1859 tarihinde başlandı. Süveyş Kanalı inşaatında bir çok güçlük yaşandı, teknik problemler çıktı. Üstelik bir arada çalışan İngilizler ve Fransızlar birbirlerine tam güvenemediklerinden politik güçlükler de yaşandı. Zaten finansman bulmak başlı başına bir sorundu. Projenin maliyet öngörüleri tutmamış maliyetler katlanmıştı. Bütün güçlüklere rağmen kanal 17 kasım 1869 da açıldı. 1875ten sonra, kanal İngilizlerin ve Fransız özel sektörünün eline geçti.
Osmanlı İmparatorluğunda 1858 yılında “ Arazi Kanunnamesi “ yayınlandı Osmanlı bu kanunname ile özel mülkiyeti tanımıştır. Bu dönemde devlete ait olan topraklar özel şahısların eline geçmiş, miri arazi sistemi gündemden çıkmış, yerine özel mülk ikame olmuştur. Miras hukukunda kız çocuklara erkek çocuklar gibi eşit pay verilmişti. Bu çok önemli bir gelişmeydi. Ama biliyoruz ki bu örflere aykırı olan kanun, günümüzde bile tam uygulanamamakta, kızlar çoğu kez bir biçimde miras dışı bırakılmaktadır.
Devlet topraklarının şahıs arazilerine dönüşmesinde, liberal baskı ve Avrupa devletlerinin baskısı da önemli rol oynamış olmalıdır. Bundan sonra Osmanlı imparatorluğunda yaşanacak olan tüm felaketlerde toprakların şahıs arazilerine dönüşmesinin de ihmal edilemeyecek etkisi bulunacaktır. Bu adım çok uzun süredir ve bazı mercilerde hala ileri bir hamle kabul edilir. Hâlbuki bizce Tanzimat – Islahat döneminin en geri adımlarından biridir.
Osmanlı imparatorluğunda, Şubat 1857 yılında, Sultan Abdülmecit zenci köle ticaretini yasaklayan fermanını yayınladı. Hicaz kararın dışında tutulmuş olmasına rağmen, Mekke şerifinin ve Hicaz ulemasının tepkisini çekti. Hicaz köleliği hep sevmişti, karar kendini bağlamasa da köleliğin kaldırılmasına sürekli olarak. karşı çıkıyordu
1861 Nisan ayında Amerika'da iç savaş başlamıştır. Savaşın özü, ekonomisinin temeli köle emeğine dayanan büyük Güney Eyaletlerinin köleciliğin kalkması gündemde olduğu için Birlikten ayrılmak istemeleridir. Amerikan İç Savaşı kuzeyin zaferiyle sona erdi (1863) Savaş bitince Abraham Lincoln Güney'i sömürmek yerine onları kalkındırmak için çok sayıda karşılıksız borç teklif etti. Kuzeyli toprak sahipleri tam tersini düşünüyordu. Yaşanan kanlı iç savaşa rağmen Amerika'yı tek parça halinde tutmayı başarabilen ve köleciliğe son veren Lincoln ise bir suikasta kurban gitti.
Bu iç savaşta yaşanan vahşet görüntülerinin evlere taşınmıştır. Taşınabilir fotoğraf makineleri ile savaş meydanlarında 1500'e yakın fotoğrafçı vardı. Fotoğraflar insanların oluşan şiddeti görmelerine ve anlamalarına yardımcı oluyordu. Gazeteler fotoğrafları en ayrıntılı bir şekilde yayınladı. Bu bilgi akışı, kamuoyu vicdanını hem uyandırdı ve hem de onu öne çıkardı. Bundan sonra politikacılar savaşmadan önce kamu desteğini yanlarına almaya çalışacaklardır.
Bu zaman kesitinde de Batıda bilim ve sanat hızlı ilerleyişini sürdürmektedir. Biyoloji, tıp, kimya, fizik ve matematikteki hız muhteşemdir.
27. Kitabın içindeki konulardan bazıları şunlardır:
1848 İhtilali
Birinci İtalya Bağımsızlık Savaşı
1848'in Bazı Olayları
Kaliforniya'da Altın, Altına Hücum
Taiping İsyanı
Kavalalı Mehmet Ali Paşa Öldü
Doğu Avrupa Mültecileri Osmanlılara İltica ediyor
Fransa'da Devrim mi? Karşıdevrim mi?
Victor Emmanuel Sardunya tahtında
Britanya'dan Göç
Tıpta İlerleme
1849'un Bazı Olayları
Chopin
Edgar Allan Poe
Beyaz Altın
Balinalar
Köleler
Korumacılık mı? Liberalizm mi?
1850'nin Bazı Gelişmeleri
1850 yılında Büyük Devletler ve Nüfus
Balzac
Guy-Lussac
Doğuş Kilisesi
Okumak
Bilimin Hızlı İlerleyişi
John Stuart Mill
Claude Bernard
Çin'de Taiping İsyanı
Kristal Saray Sergisi
1851'in Diğer Olayları
Jacobi
Tahtavi
Merkezi Devlete Geçiş
Macar ve Leh İhtilalciler Osmanlıya Sığınıyor
Tom Amcanın Kulübesi
Gioberti
1852'nin Bazı Gelişmeleri
Gogol
Osmanlı Eğitimi
Avrupa Ordularında Durum
Kırım Savaşı başlıyor
Kırım Savaşı
Taiping Krallığı
Japonya'da Dışa Kapanma Bitiyor
1853'ün Bazı Gelişmeleri
Sivastopol Çıkarması
Meclisi Ali Tanzimat
1854'ün Bazı Gelişmeleri
Süveyş Kanal Şirketi
Evren Sürekli Oluşuyor
Kırım Savaşında Sona yaklaşılıyor
Çin'in her yerinde isyanlar var
1855'in Bazı Gelişmeleri
Irk
Nerval
Gauss
1856 Islahat Fermanı
Kırım Savaşı Bitiyor, Paris Anlaşması
Paris Anlaşmasının Sonuçları
Rusya'da Sarsıntı
Osmanlı Topraklarına Göç
1856'nın Diğer Olayları
Schumann
Heinrich Heine
Avogadro
Osmanlı Zenci Köle Ticaretini yasaklıyor
1857 Ekonomik Buhranı
1857'nin Bazı Gelişmeleri
August Comte
Cauchy
Arazi Kanunnamesi
Devlet Standartlaşmaya Çalışıyor
1858'in Bazı Olayları
Britanya Hindistan'ı
Robert Owen
Şeyh Şamil İsyanı Bitiyor
Romanya'nın Birleşmesi
Süveyş Kanalı
İkinci İtalyan Bağımsızlık Savaşı
Güney Amerika ve Afrika Bitişikti
Zırhlı Savaş Gemileri
185'un Bazı Gelişmeleri
Doğal Seçilim
Alfred Russel Wallace
ABD'de Sancılı
Şimdi de Lübnan
Bulgar Kilisesi
Osmanlı Kredi Bulmakta Zorlanıyor
1860'da Diğer Osmanlı Olayları
Demiryolu
1860'ın Bazı Gelişmeleri
Owen ve Huxley
Tientsin Anlaşması
Schopenhauer
Abdülaziz Osmanlı Tahtında
Osmanlı İmparatorluğunun Hıristiyan Halkları
Yaradılış Öyküsü Çöpe Gidiyor
Amerikan İç Savaşı Başlıyor
İtalyan Birliği
Bismarck Prusya Başbakanı
Fransa Meksika'nın Üzerine Yürüyor
1861'in diğer Gelişmeleri
Borç Batağı
Osmanlı Kentleri Kalabalıklaşıyor
Amerikan İç Savaşı
1862'nin Diğer Olayları
Osmanlılardaki Gelişmeler
ABD Köleliği Tamamen Ilga Ediyor
1863'ün Diğer Olayları
Delacroix
Bahailik
Çerkez Sürgünü
Osmanlıda Yönetim Reformları
ABD İç Savaşında Terrör
1864'in Bazı Gelişmeleri
Elektromanyetik Alan
Lassalle
Güney Teslim Oluyor
Osmanlı Devletinin Yüzü Batıya Dönük
1865'de Osmanlıda Diğer Gelişmeler
1865'de Bazı Gelişmeler
İlk Anarşist
Bilim Hızla İlerliyor
Kitap Yorumları
Şu yazılar da ilginizi çekebilir
1864 Kafkas Tehciri: Kafkaslarda Rus Kolonizasyonu, Savaş ve Sürgün
Yazar: Abdullah Saydam, Mehmet Hacısalihoğlu, Jülide Akyüz Orat, Evren Balta, Necat Çetin, Margarita Dobreva, Tuğba Erdem, Mehtap Ergenoğlu, Sadriye Güneş, Zübeyde Güneş Yağcı, Yaprak Has, Nedim İpek, Ömer Karataş, Osman Köse, Marieta Kumpilova, Theodosios Kyriakidis, Nebahat Oran Arslan, Ergün Özgür, Kemal Saylan, Mustafa Tanrıverdi, Erdal Taşbaş, Abdullah Temizkan, Murat Topçu - Papşu, Keisuke Wakizaka, Özgür Yılmaz
İlk Basım: 2014
Her hakkı saklıdır Okuryazar.com.tr © 2023