Akran zorbalığı, çocuklarımızın geleceğini tehdit eden ve toplumun göz ardı edemeyeceği kadar ciddi bir sorun. Ancak bu durumun temel nedenlerini anlamadan çözüme ulaşmamız mümkün değil. Karasu gibi birçok ilçede çocuklar arasında zorbalık yaygınlaşırken, ailelerin ilgisizliği ve dijital dünyanın sınırsız erişimi bu sorunu daha da derinleştiriyor. Birçok ailede, çocuklar artık ebeveynlerinin ilgi ve şefkatinden mahrum büyüyor. Babalar, televizyon veya cep telefonlarına gömülmüşken, anneler ise gündüz kuşağı dizilerinin içine hapsolmuş durumda. Bu durum, çocukların yalnız ve sevgisiz büyümesine yol açıyor. Çocuğun aileden öğrenmesi gereken değerler, ekranlardan izledikleri olumsuz örneklerle yer değiştiriyor. Ebeveynlerin ihmal ettiği rehberlik görevini, çoğu zaman şiddet içeren veya olumsuz rol modeller sunan medya üstleniyor. Bu şekilde yetişen çocuklar, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmak yerine, kendilerini ifade etmek için zorbalığa başvurabiliyor. Sosyal medya ve dijital oyunlar, çocukları yalnızca eğlendiren değil, aynı zamanda şekillendiren güçlü araçlar. Ancak kontrolsüz bırakıldığında, çocuklarımız bu platformlarda hem zorbalığa maruz kalabiliyor hem de zorba olmayı öğreniyor. Çocuklar arasındaki zorbalık yalnızca fiziksel değil, sözel ve siber zorbalık olarak da kendini gösteriyor. Bu zorbalık türleri, çocukların psikolojik sağlığını derinden etkiliyor, onların içine kapanmalarına, akademik başarılarının düşmesine ve özgüven eksikliği yaşamalarına yol açıyor. Bu sorunu çözmek için ailelerin, çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi ve onların duygusal ihtiyaçlarını karşılaması hayati önem taşıyor. Karasu’da ebeveynler olarak, çocuklarımızın hayatlarında en güçlü rehber bizleriz. Onlara pozitif rol modeller olmamız, zorbalık davranışlarını önlemek için en etkili yollardan biri. Ayrıca, okullarımızın da zorbalık karşıtı programlarla desteklenmesi, çocuklarımızın hem farkındalık kazanmasına hem de sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olabilir. Eğitim ailede başlar ve güçlü bir topluluk olarak çocuklarımıza sevgi dolu, saygılı ve şefkatli bir dünya bırakmak için üzerimize düşeni yapmalıyız. Zorbalık sadece bir çocuk davranışı değil, aynı zamanda toplum olarak üzerimize düşen bir sorumluluktur. Her bir çocuk, sevgi ve güven ortamında büyümeyi hak eder. Bu sorumluluğu hissetmeli ve çocuklarımız için Karasu’da daha güvenli, daha sağlıklı bir gelecek inşa etmeliyiz.