- Yazar: Recep A(r)slanbaş
- Kategori: Haber
- Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 279
Artvin'nde; Yağmalanan, Yaşamdır Bir Artvin Paneli Haberi 7/12/2019
Artvin Grand Artvin Otelinde " Yağmalanan, Yaşamdır
Bir Artvin" paneli yapıldı.
Artvin'nde; Yağmalanan, Yaşamdır Bir Artvin Paneli Haberi 7/12/2019
Yeşil Artvin Derneği tarafından düzenlenen panel Cerattepe olaylarının video band gösterimi ile açıldı. Gazeteci Çiğdem Toker, açılışta yaptığı konuşmada: Çete, rant, rüşvet gibi; nüfus ticareti ile siyasetin finansmanının sağlandığı bir maden iş kümelenmeden bahsetti. 5'li çetelerin, merkezi idare ile birlikte; yerel yönetimlerle, mahalli idareleri yok saydığına değindi. Bu yüzden, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Zira, çevre izinleri ile etki değerlendirmelerinin; koruma kullanma dengesi ile girdi çıktı popülasyonu, stratejik envantere uygun yönetilmeliydi. Bu yüzden, mevcut durum analizine uygun; sendikal faaliyetlere izin verilmeliydi. Yine yerel yönetimlerinin Ruhsat yetkileri etkinleştirilmeliydi. Stratejik ve/veya bölgesel öncelikli, turizm ile madencilik ve hatta, belediyecelik/ idarecilik birlikte ekonomi politik edilmeliydi.Böylece, orman köylüleri ile kent sakinlerinin ve misafirlerinin; hak sahipliği gelişmeli, ıslah şerhi düşülmeli, ikili ruhsatname ile imtiyaznamelere uyulmalıdır. Sendikal ve yerel kaynaklar mutlak popoulize edilmelidir. Dedi Bununla birlikte, Av. Bedrettin Kalın hukuki süreçle ilgili bilgi vererek işin yargı boyutu hususunda bizleri aydınlattı. Panelistlerden Prof. Dr. Ali Demirsoy ise başta entegre havza yönetimi olmak üzere, içme suyu temini, atık suların çevreye zarar vermesi, kanalizasyon, atık su arıtma, çevre düzenleme ve altyapı projelerinin planlara uygun projelendirilmediğini vurgulayarak enerji ve madencilik faaliyetleri başta olmak üzere tarımsal uygulamalar, sanayi tesisleri ve ulaşım yatırımlarında ÇED raporlarının dikkate alınmadığı veya çevre yönetimi ile denetimlerinin önceki uygulamalarda ve mevcut Cerattepe örneğinde olduğu üzere koruma ve kullanma dengesi güdülmeden hatta İliç’te depolama ve geri kazanımlarını maden işletmelerinin kendileri yaptığından, zararlı kimyasalların kullanılabildiği ve bu hususların şeffaf olmadığından bahsetti. Yani; tarımsal alanların, ormanların, yaylaların, meraların, su havzalarının, hidrolojik yapı ögelerinin ve yeraltı sularının korunmadığından bahsetti ki bu durum Çevre Düzeni Planlarına aykırı iş ve işlemlerin yapılması anlamını taşıyordu. Bu da Arhavi-Hopa Yayla (Doğal Yaşam) Koridoruna telafisi olmayan zararlar demekti. Yine, jeolojik oluşumlardan bahsederek ağaçlandırmaların taşkın, erozyon, heyelan gibi doğal afet risklerini bertaraf ettiğini ve ağaç kökleri ile kayaçların önemine değindi. Bununla birlikte, nehir ve dere yataklarının doğal yapısının, su kalitesinin bozulduğunu, gelişi güzel alanlarda taş ve malzeme ocaklarının açıldığını ve atık döküldüğünü, yapılaşma izni erildiğini, ıslah çalışmalarının yapılmadığını fotoğraflarla teşhir etti. Ayrıca, suni gübrelerden kaynaklanan toprak ve yeraltı suyu kirliliğine değindi. Yine, yaban hayvanlarının ve bio çeşitliliğin korunması gerektiği hususlarını vurguladı. Artvin’de ekolojik bölgelerin ve doğal kaynakların korunması gerektiğinin altını çizen Demirsoy milli park sınırlarının genişletilmesi ile koruma alanlarında ziyaretçi ve turist sayısın planlanarak rotalar oluşturulması gerektiği hususları ile alan kılavuzluğu uygulamasını önerdi. Ayrıca, kıyı alanlarının gelişi güzel kullanıldığından ve yetkililerin çözüm üretmediğinden bahsetti. Türkiye'de tahribat görmüş alanları gösteren panelist bu alanlarda sürdürülebilir plan ve projeler yapılmadığından kar amaçlı gerekli koruma ilkelerine uyulmadığından bitki ve hayvan varlığının yok olduğunu söyledi. Sıvı ve katı parçacıklarla gazların hava, su ve toprak kirliliği oluşturmasıyla ekolojik ve ekonomik sorunlar oluşturduğundan yerleşimlerin kanalizasyon ve atık su arıtma sistemlerinin yetersiz kaldığını, vahşi depolama veya baştan savma; gömme, yakma gibi bertaraf yapıldığını, koruma bandı uygulamalarına uyulmadığını beyan ederek çevrenin bozulduğunu, kirlendiğini fotoğraflar eşliğinde gösterdi. Bu duruma, merkezi idarenin de teknik ve mali destekleriyle evsel atıkların geri dönüşüm ve gübre amaçlı kompostlaştırma, tehlikeli ve tıbbi atıklar için de komplike bir depolama tesisleri kurulması hususlarında önerilerde bulundu. Artvin ilinin içme ve kullanma suyu kapasitesine ulaşılamamakla birlikte öz tüketim karşılama oranının %68’le düşük olduğunu vurgulayan Demirsoy, kitap hediyeleri ile soru cevap kısmının ardından konuşmasını sonlandırdı. Toplantı sonunda söz alan Artvin Belediye Başkanı Demirhan Elçin çevre sorunlarının giderilmesinden yerel yönetimlerin sorumlu olduğundan cihetle Cerattepe ve Çoruh havzası ile ilgili yerel yönetimlerin yapabileceklerinin kendileriyle paylaşılmasını istemesi üzerine Çevre düzeni planlarının alenileştirilerek, kamuoyu oluşturulmasıyla çevresel sorunlar ve su tasarrufu konularında eğitim/ bilinçlendirme yapılması konuşuldu. Kafkasör Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi içinde kalan alanda ana yatırım yapılarak madenin alt yatırım haline getirilip ana yatırımcı belgesine alt yatırımcı olarak bağlanması ve bakanlık ruhsatına ilaveten yerel yönetimlerinde ruhsat yetkisi almasıyla belge iptalinin söz konusu olabileceğinden faaliyet durdurma konusunda yargı yolu dışında yürütme faaliyetinin de olabileceği hususları gündeme geldi. Ayrıca, cadde ve sokaklarda çöp konteynırlarının kapalı konteynır veya yeraltı konteynır olması ile taşıma araçlarından sızan sıvıların AB Standartlarında el değmeden otomatik sistemle cadde ve sokaklardan alınması ve taşıma esnasında görüntü ve gürültü kirliliği ile taşıma araçlarından sızan sıvı kirliliğinin önlenebileceği not edildi. Yine, Rahmetli Dr. Emin Özgün’ün Cerattepe konusunda en çok üzerinde durduğu konu olan Artvin ili içme ve kullanma suyu kapasitesine ulaşılmadığı ve 2025’e kadar içme ve kullanma suyu miktarının yetip yetmeyeceği hususlarının belirlenmediği ve ildeki kaynakların öz tüketimi karşılayıp karşılamayacağı hususlarında maden sahası altından geçen yer altı sularının da maden çalışması nedenli zehirli olacağından bu konuda bir çalışma yürütülebileceği hususları gündeme geldi. Son olarak, sorulan: madencilik, baraj ve benzeri faaliyetlerin; deprem felaketine yol açıp, açmayacağı hususu: panelist tarafından, Artvin’den fay hattı geçmiyor denerek; geçiştirildi. Burada; COVİD, Deprem ve benzeri kitlesel imhaların: ya bir soğuk savaş alameti, ya da doğanın sunileştirilmesi ile bağdaştırılabilirdi.Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Recep A(r)slanbaş imzasında diyor ki;
net.tekdurak.com.tr/ org.tekdurak.com.tr/ tekdurak.com.tr: Yaratıcı Endüstri Tesisleri, Yazılımları ve Dijital İçerikleri; Yaratıcı Ar-Ge, Reklamcılık ve Mimarlık ile Tıpkı Baskıları: Yatırım İşletme Merkezi.
Recep A(r)slanbaş'ın Profili Recep A(r)slanbaş'ın Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 1 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...