Sabah şafakla kalkar, Gözler yarı uyuklar, Bismillahla ayaklar, Evden dışarı atlar. Epeyce bir yol vardır. Tabanladıktan sonra, Çeşme başına varır. Sonra! Onu hiç sorma. Sular sırta yüklenir, Bir kabire döklenir, Üç beş kuruş beklenir, Zaptiyeden saklanır. Çilekeşlik efendi! Evde var yedi ağız, Yetmiyor babacağız, İçlerinde bu yağız, Ne yapsın yavrucağız? Ne kadar zordur görmez. Hiç kolay nedir bilmez. O, Karacaahmet'in, Ölülerinden ürkmez. Yalnız bir şeyden ürker. Birilerinden korkar. O, Karacaahmet'in , Dirilerinden korkar. Sırtında dev küfesi , Başında bir al fesi, Düşe kalka kaçılan, Şu uzaktan duyulan, Zaptiyenin dur sesi! Yaşını mı sordunuz? Yaşı da sekiz henüz. Adı nedir derseniz, Anası koymuş Asım. Sırtında küfesiyle, Başında al fesiyle, Zaptiye korkusuyla, Hayatta belki amma, Yaşamamakta masum!