Elhamdülillah, Müslümanım ve milliyetçi bir insanım. Zaten neden yabancı sermayeye para kazandırayım? Benim ülkemde çiftçim en güzel ve en sağlıklıyı üretirken, yerli kahve markam varken, yerli ve millî üretim bu kadar güçlü iken neden boykot yapacağım diye kendimi hırpalayayım? Türkiye’de yerli üretimle üretilen Balıkesir’in zeytinyağı, Taşköprü’nün sarımsağı, Aydın’ın inciri, Antep’in fıstığı, Erzincan’ın tulum peyniri, Trabzon’un tereyağı, Kars’ın kaşarı, Mersin’in muzu varken neden yabancı ürünlere yönelip kendi topraklarımın bereketine sırt çevireyim? Müslüman, şüpheli olanı yememeli. Helal olana her türlü kaynaktan ulaşabiliyorken, bir Müslüman neden "Ben boykot ediyorum." deme ihtiyacı duyar? Eğer bir boykot olacaksa, bunu vicdan sahibi insanlar yapmalı. Oysa bir Müslümanın gündemine bile almaması gereken şey, zaten haram ve şüpheli olandan kaçınmak, helal ve temiz olana yönelmek olmalıdır. Bu, onun yaşam tarzı olmalıdır. Bir Müslüman, çocuk işçileri iki dolara çalıştıran dünyaca ünlü markalardan kıyafet almamalıdır. Giydiği ayakkabı hiçbir mazlumun canını yakmamalıdır. Müslüman, duruşu gereği başörtüsünden çorabına kadar temiz içerikli giymeli ve üzerinde taşıdığı kıyafetlerin üretilirken kimsenin hakkına girilmediğini bilmelidir. Dahası, kıyafetlerinin sapkın zihniyetleri beslemediğinin de farkında olmalıdır. Bugün boykot edilen markaların yerine yine kapitalist sistemin sunduğu alternatifler tercih ediliyor. Oysa mesele sadece markalar değil, tüm yaşam tarzımız. Boykot edenler gerçekten alternatif olarak neyi seçiyor? Fast food zincirlerini protesto edip yerli ama aynı sağlıksız ürünleri sunan zincirlere mi yöneliyoruz? Birkaç büyük firmayı hedef alıp diğer sömürü düzenini besleyenlere mi para kazandırıyoruz? Hz. Ömer’in “Şüpheli olanı terk et ki dinini koruyabilesin.” sözünü hatırlayalım. Müslüman, sadece kriz zamanlarında değil, her zaman helal ve temiz olanı seçmek zorundadır. Boykot dönemsel bir refleks değil, Müslümanın hayat düsturudur. Sorunları konuştuğumuz kadar çözüm de sunmalıyız. Küçük esnaftan alışveriş yaparak yerli üretime katkı sağlamak, helal sertifikalı ürünleri tercih etmek, kapitalizmin dayattığı tüketim çılgınlığına kapılmamak, israfa karşı durmak, sorgulamak ve tükettiğimiz her şeyin arka planını araştırmak en önemli adımlardır. Mesele boykot değil, Müslümanca yaşamak! Haramı ve şüpheli olanı hayatından çıkar. Tükettiğin her şeyin ahiret hesabını vereceğini bilerek yaşa. O zaman boykota bile gerek kalmaz! Ortalama 60 yıllık bir ömürde, tek bir masuma bile zarar vermeme bilincine sahip olmalıyız. Vicdan sahibi bir insan, bir başkasına zarar vermeyi aklından bile geçirmez. Bu yüzden ben boykot yapmıyorum! Zaten yıllardır Müslüman gibi yaşıyorum. Sen de gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsan, hayatını gözden geçir ve tercihlerinin neyi beslediğini iyi düşün.