Hızlı başarılar elde eden insanlar diğerlerinden nasıl ayrılıyor? Nasıl oluyor da büyük şirketler yönetiyor, hayallerini gerçeğe dönüştürüyorlar? Onlar gerçekten de “normal” değil gibi görünüyor, değil mi? Asıl sır şu: Bu insanlar, "normal" seviyenin çok daha yukarıda bir yerde olduğuna doğuştan inanarak yaşıyorlar. Onlar için milyonlar, birkaç başarı değil; çıta çok daha yükseklerde. Sokakta yürürken ya da etraflarına bakarken, zihinsel olarak yukarıda bir yerlerde olduklarını hissediyorlar ama bedenlerinin hâlâ bu kalabalığın içinde olmasını anlamlandıramıyorlar. Ve kafalarında bir “sistem hatası” oluştuğunda, bu çelişki onları harekete geçiriyor. Bir an önce bu bataktan çıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. En şaşırtıcı olan ise şu: Toplumun büyük bir kısmı, kendi seviyesini “normal” olarak kabul edip rahatça yaşarken, bu sıra dışı insanlara bakıp onları “çılgın” olarak nitelendiriyor. Oysa durum tam tersi. Ve hepimizin kendine şu soruyu sorması gerekiyor: Benim ‘normal’ seviyem nerede başlıyor? “Normal”, sizi artık rahatsız etmeyen düzeydir. Dizlerinizin titremediği, çevrenizde olanlara karşı öfke ya da hayal kırıklığı duymamaya başladığınız nokta.. Bunu şöyle hayal edin: Suya batırıldınız ve yüzeye çıktığınızda nefes alabileceksiniz. İşte suyun üzerindeki o hava seviyesi, sizin norm seviyenizdir. Bedeninizin oksijene duyduğu doğal ihtiyaç sizi yüzeye çıkmaya zorlar. Peki böyle bir durumda ne yapardınız? Muhtemelen tüm gücünüzle yukarı çıkmaya çalışır, nefes alabilmek için elinizden gelen her şeyi yapardınız. Yüzeye bir metre kalmışken durup, “Bu kadar yeterli” demezsiniz, değil mi? Ama ne yazık ki toplumda olan tam da bu. Nefesimizi tutmuş bir şekilde suda bekliyor, bunu da "normal" zannediyoruz. Peki senin ‘Normal’in Nerede Başlıyor?