Okuryazar / Yazılar / Bir deneme yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Serap yıldız
  • Kategori: Toplum
  • Bu yazı Okuryazar’a 2 gün önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 14
1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen

Bir deneme

Aslan gibi sariyeyi onsekizinde yarım akilli ufaktefek yamuk yumuk 50 yaşındaki selahattine verdiler. Selek derdi köylüler Ağabeyi izzet ana babası ölünce buna gözkulak olunsun istemiş sariyenın kırkayak babasıda kaçırırmı... kızı zengin bunlar niyetiyle vermişti fakat sariye köyde yirmi sene sefalet çekecekti. Dügün günu ve sonraki yillar boyunca köyün komedisi oldular. -Karpuzun ustünde sinek gezinir bi hahahaaaa -selek (selahattin) gezindur hahahaâ Sariye dört cocuk dogurdu. Ilki kiz ucu erkek. Kiz sariye gibi uzun boylu kalcali penceli gülderen... oglanlar selek gibi yamuk yumuk sasi gözlu saf salak. kamil samil amil... musael derlerdi onlara (musagil) musaelin olayları çoktu. bu kaba saba ailenin geçmişte amcalarından biri ilk kez istanbula ordan da plaja gitmiş. Bakmış ki karı kız herkes cıbcıbır şaşmış kalmış. ordan bir kadının çocuğu huysuzlanıyomuş kadın da demişki -amcası kızar mısın şuna musaelin adamda demez mi ki -sust avradını ...min çocuğu kadın çığlık kıyamet etmiş plajda bitanesi de lokantaya işe girmi bardak isteyen müşteriye sürahiyi göstererek -dik depene heri demiş bitmez. bu yüzden adları keseneen ayuları degilmiydi. yine istabnulda dolmuş şöföru olmuş bitanesi. o zamanlar kapılar elle açılıp kapanıyor. Kadın açamayınca bizimki fırlamış açmış kapıyı kadın da -teşekkürler zahmet oldu deyınce bu da cevaben bizimki -zahmetinin ...koyım demiş. yani ne zahmeti estafurullah hanfendi demek bu ama kesenekce sariyenin ağabeyi bir motor samanı aynı anda dört ayrı köyden dört ayrı kişiye satmış. Kamil d dayı hangine verecen samanı diye sorunca. Turgut gayet net -ataraım havaya kim gaparsa onun olur demiş. duvar diplerine gömülen babası belli olmayan bebek ceseterinden dereye atılıp boğuldu denilenden sedirden düşüp kafası yarılandan bol ne vardı burda. tarlada bahçede mobesa yoktu mahkemeye çıkan herkes yalan söylüyor du işte bu Hatta bi dava da hakim olay yeri tespitine gelmiş yaşı kadına - sen nerdeydin ogün diyordu. -ben tallanın gotundeydim hekim beğ. benim gorecagım yerde değuller başka bir yaşlıya dönüyor -akrabalığınız varmıydı rahmetliye diyor -yoh hekim beğ kopruden geçerken gotgote dağmiş ne ahribesi baska daha genç bir kadına dönüp -sen nebiliyorsun sen gördünmü diyor kadın ağzının dolusu -donuzun tohumları gavurun dölleri benim babamın taalsına sikini bilemeye getmiş hekim beğ görevliler kaş göz ediyor hakim durumun farkında yapacak bişey yok hangi birini uyarsınlar mahkeme salonunda olsalar neyse dağda bir tarla ölü bulunan bi adam. hakim vatandaşa soru sormaya korkuyor kime ne dese ağız dolu müstehcen tabir. kadınların çocukların yanı hiç farketmiyor gerçi devletin hakimi de onlar için farketmiyor. Dedenin bir yaklaştı ve aynen şöyle -yahu a..na koyım böyle devanın hekim beğ gel gayfeye çay gave iç ekmaamizi yi. avradını s..güm gebermiş getmiş. bitmez kesenek anlatıları bir roman yazılsa hepsi baş karakter Aslan gibi sariyeyi bu saf adama veren babasi nutettin puştun tekiydi. oğlu turgutda babasını namını yürütmüş puşt oğlu puşttu. Herkes gibi... Pust olamayn yoktu kesenekte. Olsa yasayamazdi zaten. ilçede ve civar köylerde en son köy olduğundan dağ başı sayıldığından dağlılara söylenen kesenen ayuları denirdi onlara. alevi bektaşi kürt karışık bir köydü. hatta daha eskide ermeni yerleşkesiydi. tarlaların bölgelerin isimleri hala ermeniceydi. Rivayete göre gelmiş ermenilerin boğazını sıkmış kesenege konmuşlardı. Hatta istanbulda da karışık günlerde kapalı çrşıda gayri müslüm dükkanlara çökmüşler adamları öldurmüş malına dükkanına konmuşlardı. sariyenin babası millet dükkan kapatırken akılsız herif gitmiş onca varlığı istanbulda yiyip bitirip dimdizlak gelmisti koye. kendi dağ başında olup bi de evleri aileleri birbirinden hayli uzaktı bu köyde en yakın iki kilometre idi. haşlakgil vardı en uzakta. bunlardan biri okumus öğretmen olmuş ilçede sapıklığı hovardalığıyla nam salmıştı köyün herbir dağı taşı defineci çukurlarıyla doluydu ermeni mezarları delik deşik edilmişti. kimileri musaelin de gömu bulduğunu söylerdi. zamanla yaşlanan dahada yamulan saf selek evde hem çocukları hem karısı tarafından adam yerine konmazdı. hatta büyük oglan kamil yetişkin olunca iteklemeye başlamışt. derken faili meçhul morartılar içinde bi sabah ölmüştü. Kesenek için sıradan bir durumdu. Selek in çocuk yaşta bir yakını tarafından istanbula götürülüp okutulan inşaat mühendisi olan hayli varlık edinen bir abisi vardı. izzet bey.. sariye aldı çoluğu çocuğu dayandı izzet beyin kapıya. adamda karısıda bu emrivakiden hazzetmedi. karısı saadet hanım haza insan sevmezdi. mecbuen bunları nisantasındaki küçük daireye oturttular. tabi şimdilik. Sariye ise çoluk çocuğu olamayan bu nemrut karıkocanın erinde gecinde ölüp mirasından kendi çocuklarının alacagı paya odaklanmıştı. Kızı güldereni apar topar başgöz edip uzaklaştırdi. büyük oğlu saf mı gavur mu çok da belli olayan kamil ve anası sariye şaşı samil ağzı açık amil nişantaşılı oluverdiler. İzzetbey ırzı belası çevrede dolanmasınlar yakınım olduklarını ilan etmesinler maksadıyle bir süre bunların masraflarını çekti. nevarki bir süre sonra gözü açılan kamil durumu kullanmak çıkar sağlamak için gidip gelip amcasına yengesine salça oldu. sözde yük olmak istemiyor ufak bir dükkan acıp anasına kardeşlerine bakmak istiyordu. bunun için malum sermayesi yoktu. Bir süre sonra adam kadın illalah edecek belkide yakamızdan düşer umuduyla bir çiğköfteci dukkanı açacak kadar parayı kamile verecekti. Böylece kamilin dişine kan değecek (beleşin tadını almak) izzet bey hayatının ilk yanlışını yapmış olacaktı. sariye ise zaman zaman saadet hanımın evine giderek temizlik yapıyor malum yaşlı insanlar hizmetlerini görüyodu. Saadet hanımın oturduğu şatafatlı koltuktan çalışanlara emirler yağdırması, sağ elindeki mavi taşlı koca yüzük, başını bağlama şekli sariyenin beynine kodlanıyor kadın idol halini alıyordu. O koltukta sariye olmalıydı ahhh ah. kesenek köyünde de binde bir kapısını açtıkları güzel bir evleri vardı bunların. geldikçe hizmetlerini sariye görur dü zaten. . Amil ve samil ise ilkokulu bitirmeye çalışıyorlar okuma yazma aşamasına geçemiyorlardı. günler aktı gitti çiğköfteci açıldı. kamil hooop patron oldu. Çalışanları vardı. ciro lafını yeni öğrenmişti. Akşam anasına işleri anlatırken ciro aşşa ciro yukarı kadının saf aklını etkiliyordu. Sadece o mu sariye de bazı havalı laflar öğrenmişti. Saadet hanım bile bilmezdi ne bilsin evde otur otur sariye öylemi alttan girdi üstten çıktı nişantaşını. citiys bile öğrenmişti. çiköfteci iki ay yaşadı. boğazına kadar borçla battı. kamil bi anlam veremediği batış sürecini izah ederken amcasına ticari terimler kullanıyor istanbul türkçesi kullanmaya çalışıyordu. - İzet amca ben herkesi kendim gibi dürüst namuslu sandim. bilemedim domuz tohumlarının gasbaanek(kesenek köyünde kasten anlamında) çalacağını güya kamil işinin başındaydı güzel güzel çalıştı çalışanlar ki domuz tohumları onlardı, melek gibi kamili soymuştu. çok parayı bulunca bara pavyona genel eve takılıp iki ayda aklında fikinde merakını celbeden ne varsa yapmamış, kendi kendini batırmamıştı da soyulmuştu göyya. izzet ki ticari deha izzet ki varlıklı adını marka yapmış bir başarı öyküsü ve kamil onun yiğeni. bu saf gavurlardan başka da mirascısı da yok. ne günaha girmişti muhtemelen birilerini ahını almıştı çok mal haramsız olmaz derlerdi harammı karıştırdı bilemedi. izzet bunu kovdu karşısından. gemilere girdi kamil, bir gitti altı ay yok oldu. sariye ise bu arada izet ve saadetten geçinmeye devam etti birgün karısı izzetle bu konuyu detaylıca konuşup bir çözüme bağladı. -izzet bey iki yıldır burdalar bana kalırsa elimizden geleni yaptık burdan gerisi ne imana sığar ne insanlığa. bunları noter huzurunda mirasından men edeceksin. yinede üstümüzde allah var mağdur olmasınlar en azındn saf oğlanlarla sariye için istanbulun dışından iki ev alacağım. gitsinler otursunlar. elleri ayakları tutuyor çalışşın geçinsinler. adam bu çıkışı bekliyordu. onayladı. kırkayak oğlan gemiden dönmeden dediklerini yaptılar. sariyeye istanbul dışından iki ev bir miktar para haydi güle güle dediler. sariye yeni evine taşındı yerleştı. ilk geldikleri istanbula benzemiyordu yollar topraktan sokakta tavuklar kimi binaların yanında bostanlar. sariyenin mırıkları kırıldı kamil gelice bakacaklardı. bu iş böyle kolay mıydı. İzzet abisi bunları seviyordur kendi kanı canı ama saadet ablası kıskanıyordu muhtemelen. kendi yiğenleri yesin istiyordu mutlaka ama izzet abi elin dölü yesin kendi malını ister miydi yok canım. Bu çocuklar musael in dölü onlara helal. saadetin yigenleri çıdam gil hoşt hadi ordan musaelin oğuları dururken çıdamgilin piçlerine düşmezdi izzet abimin varlığı. Selahattinin öz abisiydi. baskada kardeşi yoktu saadet hanım kusura bakmayacak bir gün tahtına sariye oturacaktı. kırkayak oğlan gemiden dödü bir çuval yabancı lafla beraber. anasına anlatıyordu. gemiye kaptan olmuş dünyayı gezmiş japonca öğrenmiş etrafında taktir ve hayranlık oluşturmuştu.... Sariye de hayran dı eserine. kamil bi başkaydı. bu oğlanın gözleri başka bakıyordu vallaha billaha. tabiki kamil boş durmayacak amcasının karşışısına dikilecek çıdam gilin piçlerine mi biriktirdin varliğini diyecekti. konuşmayı anasına amcası karşısındaymış gibi yapıyor oturup kalkıp hoplayıp başını ellerini arasına alıp saçını başını karıştırıyor...naapsa sariyeye karizmatik havalı cabbar cevval geliyordu. Yeşilçam cüneyit adam dövme sahnelerı geliyordu gözünün önüne. Ne biçim bir yiğit doğurmuştu sariye göğsu kabardı başı göklere çıktı. yürü oğlum yolun açık olsun gazan mübarek olsun. kamil çıktı izzet amcanın karşısına. ağladı zırladı ayıldı bayıldı yerlerde yuvarlandı ayaklarına kapandı. artık adam olacaktı. altı ayda burnu sürtmüş anyayı konyayı anlamıştı. Geleli bir yılı geçmisti. Gavur ellerinde bir geemide miço olmuş anasından emdiği burnundan gelmişti. helal kazancın kıymetini anlamış allah gözünü açmıştı. amcasına layık olacaktı her bir kuruşunu geri ödeyecekti..... Yemedi... adam kovdu karşısından. anasına noterde imzalattıklrı mirasdan pay ollarak aldıkları evlerden birini sattılar. gezerken dolaşırken devren emlakçı ofisi gördü. anası yanında baktı bakındı aklına yattı. verdiler parayı oturdular emlakçının yerine. Ana oğul emlakçıydılar eve kira vermiyorlar dukkana kira vermiyolardı oh mis geçinirlerdi. Amil ve samil ilkokula baştan başlamıştı burda. okulun en büyük çocuklarıydı emlakçılığın ömrüde bir buçuk aysürdü. Dükkan sahibinin kirayı istemesiye aşikar oldu ki dolandırılmışlar satış yapar gibi uyduruktan evraklara imza atmışlardı. bu dolanndırılma olayını ana oğul nazar haset fesat olarak yorumladı. Düşmanların işiydi. Köyden çıkıp kamilin bu denli parladığını duyan musael ya da amcanın mirasında gözü olan çıdam gil belkide sariyenin piç abisi turgut. herkes olabilirdi. yazdırdılar büyü yaptırdılar okuttular üflettiler oğlanı yaktılardı. Başka ne ola bilirdi. çiğköteciyeken nişantaşında tanıştıkları kimileri bulmuştu kamili. bu istanbulun upuzak köşeside. İzzet beyin mirascısı yiğeni değil miydi kamil. Mühim adamdı bulurlardı tabi. İzzet beyin ölüm döşeğinde olduğunu bunlardan haber almıştı anasıyla koşup kıymetli amcasını ziyaret etmişti. Adam ölüyordu yaşlılık ve çoklu organ yetmezliği. fazla vakti yoktu. Yenge perişan destek olmak lazımdı. Yengenin yeğenleri aç kurt sürüleri gibi sarmıştı hastaneyi. Amca fazla uzatmadı öldü. Kamilin yanındaki emrah ve halit çiköfteciyi kurarkende çok yardımcı olmuşlardı hatta paranın nasıl yenilecegini de onlardan öğrenmişti. yine onlardan öğrenecekti ki amca öyle kolay çıkaramıyordu bunları mirastan. Anasının imzası vardı kamil ve kardeşlerinin yoktu. Avukata sordular araştırdılar soruşturdular. mahkemeye verdiler tek kuruşu olmayan kamilin arkadasları çekti tüm masrafları. mahkeme günü geldi çattı amca hasta ve yaşlı olduğundan önceki karar iptal oldu. İzet beyin mirasına kamil ve kardeşleri yeniden dahil oldu. uzun hikaye. yenge pekde mücadele edemedi adamın yiğenleri yüklüce bölüştüler mirası. Kamil saf kardeşlerinin hakkını da aldı onlar beceremezdi çünki. Bu arada aylarca hee turlu masrafi harcamayi yapan bu iki adam oz kardes sariyeye de öz evlat oldular. Bu aşamadan sonra kamil emrah ve halit piyasayı toz duman edeceklerdi. İlk iş altına son model bir araba çekti. şöförlüğü olmadığından emrah sürecekti. vergiden kaçırmak için halitin üzerine alacaklardı ama araç kamilindi. sariye araca binerken halit kapıyı açıyor emrah nereye sürelim anacım diyor kamil patron sensın anam deyip yanına oturuyordu. Büyük işler yapacaklardı. Emrahla halit daha önce tekstiişi yapmış batırmıştı. Emrahın karısı boşamış halit se kırkından fazlaydı hiç evlenmemişti. kısa sürede evler dükkanlar araçlar alacaklar büyük patron olacaklardı. Emrah bu işleri iyi biliyordu. Devlet böyle zenginlere teşvik veriyor avrupa birliği projeleri büyük avantajlar sağlıyor geri ödemesiz krediler teşvikler neler neler. Para parayı çekerdi boş heybeye at gelmezdi Kamilde izzet beyin aklından vardı. emrah ve halit kamile tapıyor anayı yere göğe koyamıyordu. bir zaman sonra aile oldular. Sariye hastalanıyor hep beraber panikliyorlardı. Hastanede başını emrah bekliyor kamil beyin önemli işleri çıktığından halitle nöbetleşiyorlardı. Sariye hastaneden çıkıp geldiğinde hizmetine ev de devam edildi. Saadet hanım gibi. O söylüyor diğerleri yapıyordu. -Camı aralayın tv yi kapatın işik gözümü aldı -hemen ana hemen ana..... kamil ve sariye patron ana oğul emrah ve halitin de akıl vermeleriye kesenek köyüne gidecek köyün bağlı olduğu ilçede avrupa birliği kalkınma fonunun destekleyecegi büyüklükte bir yatırım başlatacak hem kesenege hem musael ve diğerlerine kmilin kim olduğunu göstereceklerdi. son model araçları yanlarında söför ve yardımcıları geldıler keseneğe. İzzet beyin köydeki evi mal paylaşımında bunlara kalmıştı. Açtılar girdiler bir hafta burada kalmaya karar verdiler. bir haftada ancak yatırım yeri bulunur sariye de kendinden otuz yaş büyük kocası selekin akrabaları ve köylülerine anca havasını atardı. Sariyenin köye geldiğini duyan ablası perihan aksam hoş geldin demeye eve vardı. İki bacı sarıldılar koklaştılar ağlaştılar. -iyi gördüm bacı seni dedi perihan -sağol abla bende seni iyi gördüm sariyenin dili kibarlamış başını bağlama şeki üstü başi değişmişti. eh memleket görmüş zenginliğe kavuşmuştu. Sariye ablasına bir avazda avrupa birliğ teşvik para yatırım ciro icraat anlatıyordu. Kadın merkala dinliyor tek kelimesini anlamıyordu. - bacı anlattığın hiç bişeyi anlamadım bi tek tek tane tane söyle... değişen bişey yok sariye kendisi de anlamını bilmediği emrah ve halitten duyduğu ticari terimleri sıralıyor boş konuşuyordu. Perihan aptalı safı salağı tanıyacak kadar yaşamış bir kadındı. Ayrıca kesenegğin adamı ya saf salak olur ya babası kardeşi gibi olurdu. Hiç iyisine varmadı perihanın. sariyeyle fazla uğraşamadı saadet hanımı takit ediyordu belli ki. yiğeni kamili aldı karşısına Kim bu yabancı adamlar oğlum ne yatırımı ne kredisi paranızı yiyip otursanıza akıllı olun filan falanan anlattıysa da sariyeden beter kapı duvardı kamil. nihayet konuya biri uyanmışti. Perihan ankaradaki küçük bacısı şakireye durumu az çok anlattı -kız bacı sariye saf kamil hepten saf bunları dolandıracaklar. büyük miras kalmış izzetten. belliki yamyam iki herif yakalamış bunları çok sürmez beş parasız sazı çuvala sokar keseneğe dönerler Şakirenin istanbuldaki keseneklilerden dolayı bunların çiköfte ve emlakçı maceralarından haberi olmuştu. Şaşırmadı duyduklarına. sariyenin oldu bitti kafası pek çalışmazdı yaşlı adama da vermişler olan beynide küçülmüş bir gurup ebleh doğurarak da katmerlemişti kendini. Şimdide mirasa konmuş saadet hanımı taklit ediyordu. kendini iş kadını sanıyor oğlunu deha gibi görüyor perihan başta olmak üzere kendini eleştiren kim varsa ya kıskanıyor ya da kafasız akılsız oluyordu ona göre. Emrah ve halitten başka onları anlayan değerlerini bilen yoktu çünki. Ağabeyi meşhur ahlaksız turgut daha hiç sorup soruşturmadan karşıdan bakıp şıp diye anlamıştı mevzuyu. Adamlarla tanıştı bacısını yiğenini ziyaret etti. Aynı mavalları o da dinledi bir kulağından girdi diğerinden çıktı. bu konu turgutun uzmanlık alanıydı. babasıda sariyeyi bu kocaya mirasa sebep vermemiş miydi. Dolayısıyla Turgut da nemalanacaktı. Fakat emrah ve halit onun gibi köylü kurnazı değil hasbehas istanbul bebesiydi hacı hacıyı mekke de bulur hırsız hırsıı dakkada misali konuşmadan koklaşarak bakışarak anlaştılar. Öyle ki turgut vasat kaldı halitle emrahın yanında. geri bastı. birhaftada ilçede belediye başkanıyla kaymakmla randevular ayarlandı. İlçemize böylesine büyük ne yatırım yapılırdı konuşuldu tartışıldı. belediye başkanının ağzı sulandı izet beyi tanırdı zaten bağış okullar yaptırmıştı rahmetli. Fakat kaymakam yemedi. Bir görüşmede Kamildeki vasatlık halit ve emrahdaki yamyamlık kaçmadı okumuş yazmış insanın farkıydı bu. Peşlerinden sekreterine bu sahtekarlara bir daha randevu verilmesin emrini verdi. O hafta yaylada kuzu çevirdiler sariyenin ablası bir kaç yiğeni akrabalarına otelde davet verdiler. Para su gibi harcanıyordu. gören duyan herkes durumun farkındaydı. Dili dönen hatırı geçen birileri bişeyler söylemeye uyarmaya çalıştıysada da nafile kıskanç fesat insanlar ne anlayacaktı kamilin dehasından. Zatende kaymakam yardımcı olmamıştı bunlara. belediye başkanı yer gösterdiyse de işlerine yaramazdı kaymakamlık kanalıyla olmadan avrupa birliği projesi çıkmazdı. çok büyüktü bu iş çok bu ilçe küçük gelmişt. Ayrıca halitle emrah rahatsızlanmaya başladı yeterdi burda geçirdikleri vakit. İstanbula dönmeli iş girişimlerine orda devam etmeliydiler... Güldereni soranlara ise istanbulda ibrahim tatlısesle evlenecek demezler mi...Sariye söylüyor kamil onaylıyor emrahla halit inanmayanlara bunlar salak mı allah allah bakışları atıyordu. Perihanın tansiyonu tavan yaptı bu bir hafta boyunca -kız bacı ibrahim tatlıses ne alaka gülderenle evlensin... anam sen kafayı mı yedin -abla daha evlenmedi. balkonda görmüş aşık olmuş mahalleye adamlarını yolladı her yere ateş ettiler -abum ......eeee -kızı verdik mecbur -ney.....sariye kız öylemi verilir nerde anam gülderen tövbe estafurullah. -iyi iyi perihan abla ben gidip göruyorum. ibrahim de getiriyor arada sırada bize -ibrahim -evet ibrahim perihan sariyeyle aynı dili konuşmak zorunda kaldığından dediki -nikah yok bisey yok ya kıza bişey eder getirir kapıya atarlarsa -yok bakıyorum -neye bakıyon sariye - kıza bakıyom orasına -bakarak ne anlıyon -anlarım ben bişey etseler anlarım hem görmüyonmu sen televizyonda yanık yanık türkü söylerken...onları gülderene söylüyo... perihan arkaları sıra sırtımdan goynek kaçtı diyecekti. bu büyük şaşkınlık ifadesiydi kesenekte Arkalarından bu kamilin çocukluğunu bilenler birbirine anlattıp durdu. Okuyom diye gidip dilenci bir guruba katılmamış mıdı bu anası da oğlum hem okuyo hem para kaznıyo diye her yalanını örtbas etmemişmydi. okuduğu okulun bile adı kamilin uydurması fen bilimleri bilim adamları bölümü değil miydi. Hatırlayanlar katıla katıla güdü. perihanla şakire iki bacı bi ağladı bi güldü bi üzüldü...nafile sonra Şakire ankaradaydı ama istanbulda kesenekli tanıdıkları vardı gülderene ulaşmış neyseki kız evlenmiş iyi kötü bi hayatı olmuştu. Sariye ve kamil kocası tarafı mal mul istemesin tamamı kamilin olsun diye dışlamışlardı kızı. kime kimseyede bilgi vermiyorlardı bunla ilgili. Zaten köyde perihan ablasına da ünlü türkücü ibrahim tatlıses le evleneceginden bahsetmişlerdi. öyle bilsinlerdi. malum iş adamıyla iş kadının macerası uzun sürmedi. köyde ve istanbulda geçirdiklerri toplam süre iki ayı bulmamıştı. Birden halit ve emrah sırlara karıştı. Ana ogul şaşkın ördek misali kala kaldı. sabah gelmesi gereken şöför ve araba gelmemiş aksam iştoplantısı ayarlayacak olan emrah bişey ayarlamamıs... bu numara artık kullanılmıyor diyordu telefonun diğer ucundaki ses Bankaya koştular hesap boştu. sariye büyük şoku atlatınca neyseki akıllı karıydı altın aldırmıstı hamite. her bankadan para çekmelerinde. her bir iş yatırımı yaptıkca burma bilezikler aldırmıştı. sariyenin işi gücü lüks araçla söförü ve adamıyl bankaya gidip imza atmaktı çünki.... koştular kuyumcuya yirmi burma bilezik her biri otuz beş gram. bir de sadet hanımın taşlı yüzüğünden ama daha büyük daha kalın.Kuyumcu polis çağırmıştı...altınlar sahteydi. Poliste dolandırıldıklarından maduriyrtlerinden bahsedecek hamit ve emrahdan şikayetçi olacaklardı. Fakat adamların birkac resminden baska hiç bir bilgileri yoktu. Adları bile sahteydi muhtemelen. polis kayıtlarından resimlerden dosyalardan çıktı hamit le emrah. coktan kaçmış izlerini kaybettirmişlerdi. polis raporua göre hesap hareketlerinden yirmi tirilyon lira aşırdıkları tespit edildi. sariye kısmi felç geçirdi. Miras da bitmişti. Haydan gelip huya gitmişti. Altındaki ev dahi kaybetmişlerdi. samil ve amilin hakkına bari ellemeselerdi. Ama malesef onlar da uçmuştu. Sariye sadece kamili dusunuyor ona uzuluyordu. Bir adam bu kadar talihsiz olamazdi. Koye gitmeselerdi keşke. Noolacakti şimdi. Avrupa birligi kalkinma projelerine bas vuru yaparken tanistiklari insanlari tek tek dolasiyor hamit ile emrahin izine rastlamayi umuyordu. Bu sirada emrahin bosandigi karisina ulasti. Onlarla da gorusmuyor cocuklara da bakmiyordu artik kadin evlenecekti naapsin basinda bir erkek lazimdi. Iki cocukla kalakalmisti istanbulun yüzünde. Cok cana yakindi ictendi bu kadin. Güzelde gozleri varsı. Emrahtan önceki kocasindan bir oglu emrahtan 2 kizi vardi. Soyle adam gibi bir adama denk gelmemistiki. Kamil kendi derdine sifa bulmjs gibi kadinin derdine dustu. Günluk ugruyor emrahtan bi haber varmi diye soruyordu. Her ugramasinda ya yakası dusük memelerin yarisi dısarda ki kamil bir kac kez emrah ve hamitle yasadiklari kari tecrubesi dişinda hele de ayik kafa hic kadinlarla muhattap olmamisti ya da saci basi daginik agzi burnu bihos karsilardi bunu. Son ugramasinda yakasindan tuttu bu sunepeyi cekti iceri kadin. Bir gun sariye bu uc cocuklu kadina ucuncu koca Olarak verecekti oglunu. Sariyenin oturmaya evi de kalmamisti. Cok da itiraz edecek yeri kalmamisti. Anasini da aldi kardeslerinide aldi halenin daha dogrusu karisinin evine yerlesti. Alti nufus oldular. Kamil gece gunduz is aradı. Karisi ona amcanin dul karisinin öldügünu haber verdi. Saadet yenge de ölmüstu. Halenin bildigi kadariyla miras tekrar hesaplana bilirdi. Amcasınin ölümunden sonra mahkemeleri ogrenmisti kamil. Yengesinin olümunden sonra da bir zaman ugrasti. Gecen seferki kadar olmasada yirmide otuzda bir oranda yine bir miras gecti ellerine. Sariyeyle hale arasinda gerginlige sebep olan bu para halenin istedigi olunca bitti. Basindan onca is gecip aralari acilmayan ana ogul arasina hale girmisti hemde saglam girmisti. Sariye oglunu bu fellahtan kurtaracak paraya da elletmeyecekti. Haleyse sonkurusuma kadar esya altin incik boncuk alacak bitincede evden atacakti bu mirasyedileri. Öyle de oldu. Para bitti amca yenge miras tukendi. Sariye ve ogullari birer canta kiyafetle kesenekten ciktiklari gibi istanbuldan da ciktilar. Buyuk bir farkla yüklu bir mirasi saçip savurarak. Koye dönemezlerdi. Hem sehirli olmuslar hemde kim ugrasacakti keseneklilerle. Ankaradaki sakirenin yanina dogru yola ciktilar. Bir ev kiraladilar sakirenin komsulari fazlalik esyalarini verdi. Sariye yardimlarla yasayan biri oldugu halde hala gelene gidene ne unlu ne zengin insanlar olduklarindan bahsediyordu. Gormus gecirmis oluyordu aklinca. Her zenginligi tatmis cok parayi gormüstü dunya islerinde gozu yoktu. Kamil se is ararken biseyler bulmus gunu birlik oyalaniyodu. Cay ocaginin sahibi ondan zaman zaman verecegi adrese emanrt biseyler goturup gerirmesini istiyordu. Daha sonra bu islemler hep gece yarisinda olmaya basladi. Sonraysa patron sana misafir gonderecegim birkac gunlugune demisti. Turkce kinusamayan kadinlarin biri gidiyor bili geliyordu. Sariye basta ogullarinin gorustugu evlenecegi kizlar diye tanitti. Sonra bunlar surekli degisince yalani ortaya cikti. Sakire bir sure sonra konuya mudahale etti -sariye abla rus kadinlarin ne isi var sende abla bunlar yollu -kamilin arkadaslari bunlar -abla durmadan degisiyo biri gidiyo biri geliyo diyolar -iki parca esya verip sahibimiz mi olmuslar Şakire ablasi ve ogullarina yardimları seyreltti sonra da kesti. Çevredekiler de deli mi akillimi yollu mu yolsuz mu tam olarak anlasilmayan bu aileyle iletisimi kesti. Hepsinin ihtiyaci olan yardim egitim ve psikolojik destekti esasinda. Ama onlar kendilerini kendileri de yanlis anladigindan topluma da yanlis ifade ediyor sonucta da merhamet antipatiye donusuyordu. Dogru yönlendirmek icin girisimde bulunan herkes yaka silkeliyordu. Bu ailenin annesi temelde akil hocasiyken artik kamil bu isi devralmisti. Agzindan cikan kanundu. sariye..selahattin (selek in karısı gülderen kamil samil amilin annesi nurettinin kızı turgutun kardeşi izzet selahattinin ağabeyi musal denir sülalesinin adına saadet izzetin karısı çıdamgilin kızı Kamil selek ve sariyenin büyük oğlu ailenin senarsti hayalperesti turgut sariyenin sapık abisi güzdel gil denir sülalesinin adına emrah halit kemalin uyanık arkadaşları perihan sarienin aklı başında büyük ablası Şakire sariye ve perihanın ankradaki küçük kız kardeşleri Hale emrahin eski kamilin yeni karisi
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Rabia Darama- 2 gün önce

Aşıkkk oldummm😍 Başlangıçlar ve Sonları

Fatih Man- 6 gün önce

Allah razı olsun kardeşim, Mevla'm zafer nasip etsi... Soğuk

Ömer Altınöz- 6 gün önce

Maşallah berakallah kardeşime.. Rabbim sayısız insa... Soğuk
Daha Fazlasını Gör