Okuryazar / Yazılar / Bir sabah yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Muhammed ÇELİK
  • Kategori: Toplum, Medya
  • Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 286
3 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen

Bir sabah

Yazar: Nima Sina Bir sabah, 1980 yılında ansızın üniversitelerdeki Hizbullah partililer tarafından yapılan topyekûn bir koordinasyon ile üniversitelerin kapıları kapatılıp öğrencilerin girişi engellenmiş ve bu üniversitelerin İslami olmadığı, temizlenip İslamileştirilmesi gerektiği söylenildi. Buna da Kültürel Devrim diyorlardı!!! Bütün üniversiteler tatil edildi hem de bir gün iki gün değil... dört yıl!!! Bu süre zarfında önde gelen hoca ve eğitimli kişilerin çoğu yurt dışına gitti. Üç-dört yıllık tatil döneminden sonra üniversiteler açıldığı zaman artık üniversite kazanmak için ders çalışmak yeterli değildi. Öğrencilerin üniversite giriş sınavı dışında yerel tahkikattan (arşiv araştırması) da geçmeleri gerekiyordu ki üniversiteyi kazabilsinler. Uzun gömleğini pantolonun üzerine salmış sakallı bir adam sizin namaz kıldığınıza, elbiselerinizin İslami olduğuna, haram müzik dinlemediğinize, birtakım gruplarla iltisakınızın olmadığına ve bu tür şeyler için emin olmak adına sizi komşularınızdan sorup soruştururdu. Bundan dolayı siz lise birinci sınıftan itibaren yalan söylemek ve riyakarlık yapmak için alıştırma yapardınız. Öylesine namaz kılmak, gösteriş için sakal bırakmak ve cüppe/çarşaf giymek için alıştırma yapardınız. Kendinizi bir yere yama yapmanız yeterliydi, zor da değildi hatta artık çirkin bir şey de değildi. Biraz yalan söylemeniz, gösteriş yapmanız yeterliydi ki artık bu sıradanlaşmış... ve sen de üniversiteyi kazanmış sayılırdın. Bunca şeye rağmen başka bir sıkıntı daha vardı; kıskançlık ve başka bir nedenden dolayı komşunuzun sizin hakkınızda kötü konuşması, sizi ihbar etmesi sonucunda sizin birkaç yıllık ders çalışmanızın semeresi yok olup giderdi. Tam burada eğer üniversiteyi kazanmasaydınız bütün komşulara şüpheli görünürdünüz ve başkaları sizi düşman bilip size kötü gözle bakardı. Böyle kültürel bir süreçte Haveri, Zencani gibi kişiler büyüdü ki sayıları de pek az sayılmazdı. Sıraya girmeye, birbirimize sataşmaya ve yöneticilerden kendi hakkımızı istemek yerine satıcıya hakaret etmeye alışmıştık: Güvenli korona dedektörü icat etmek, birkaç çeşit hayali aşı bulmak, %100 etkili kimyasal, bitkisel, İslami tıp, mucizevi ilaç bulmak, gizli görüşmeler gerçekleştirmek, aşı için Ermenistan’a yolculuk yapmak, hastanede boş yatak için birbirini itmek, kakmak, eczacıya küfretmek, bir serum için tanıdık birilerini aramak, ilaçları birkaç kat daha pahalıya almak, yerli sahte aşıları almak ve mezarlıkta sıra beklemek. Yalan, gösteriş ve düşmanlık için o kadar çok alıştırma yaptılar ki artık sıradanlaştı ve öylece kaldı. Bu şekilde devam ettiği için bazıları istek ve menfaatlerini halk adına topluma mal ettiler ve hala yapıyorlar. Her şey sahte olmuş hatta gerçek bile. Kaynak: https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:7055160122922209280/
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emre Bağce- 1 hafta önce

Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Mustafa Atagün- 1 hafta önce

Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Emre Bağce- 2 hafta önce

Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Daha Fazlasını Gör