Devam Etmeyen Soy... Size bu hafta cehennemi satın alan adamı anlatmadan önce birkaç biyografiden örnekler vererek giriş yapmak istiyorum. Hallâc-ı Mansûr, Allah'ta eriyip yok olmak anlamında söylediği "En-el Hak" yani "Ben Hakk'ım" dediği için idamla yargılandı. 26 Mart 922 yılında Bağdat'ın Babüttük denilen semtinde önce kırbaçlandı. Burnu, kolları ve ayakları kesilerek idam edildi. Başını Dicle üzerindeki köprüye diktiler. Gövdesini yakıp küllerini nehrin sularına savurdular. Kesik başı iki gün köprüde dikili bırakıldıktan sonra, Horasan'a götürülerek bölgede sokak sokak dolaştırıldı. Soyu devam etmedi. 2. Mısır imparatorluğu döneminde yaşayan fizikçi ve gök bilimci Kamose Menes, anıt mezarların ve piramitlerin ölümden sonra kimseyi canlandırmayacağını söylediği için öldürüldü. Soyu devam etmedi. Nesimi, üstadı Naimi'den Hurufiliği öğrendikten ve kabul ettikten sonra bu tarikat uğruna mücadele etmiş, şairlik gücünü fikirlerini yaymak için kullanmış. "Tanrı'nın insan yüzünde tecelli etmesi" ve "Vücudun bütün organlarını harflerle izah" gibi anlatmış. Nesimi de dönemin din adamlarının tepkisi ve takibi ile 1417 yılında tutuklanarak, Halep uleması tarafından Nesimi'nin görüşleri İslam'a aykırı bulundu. Öldürülmesine fetva verilip, derisi yüzülerek öldürüldü. Soyu devam etmedi. Antik Mısır'ın diğer filozoflarından Amentebat "İnsanları mumyalayarak öbür dünyaya gönderemezsiniz" dediği için ailesi ile birlikte yok edildi. Soyu devam etmedi Matematik ve Gökbilimcisi Romalı filozof Flavus Lucretius Claudius "Roma Tanrılarının masal olduğunu söylediği için katledildi." Soyu devam etmedi. Antik Yunanlılar devrin en büyük filozofu Sokrates'i 2500 yıl önce Yunan Tanrılarına inanmadığı için öldürdü. Soyu devam etmedi. İtalyan filozof Giardano Bruno kapalı evren görüşünü ilk reddedenler arasındaydı. Dünya güneş etrafında dönüyor dediği için Kilise tarafından Roma'da diri diri yakıldı. Soyu devam etmedi. Sadece Avrupa engizisyon mahkemelerinde 50.000 aydın düşünür, filozof, sanatçı yakıldı. Soyları devam etmedi. Aydınların ve düşünürlerin soyu devam etmese de, hak ve hakikat yolunda mutlaka yeniden aydınlanma ve aydınlatmak için can verenler doğacaktır. Şimdi size cehennemi satın alan adamı anlatmak istiyorum. 15. yüzyılda kiliseler cennetten köşkler ve topraklar satıyorlardı. İşin içinde din, cennet ve cehennem olunca cahil halk ölünce cennette yerimiz olsun diye bu oyunlara gelerek, kiliseleri ve papazları her geçen gün daha da zengin ediyorlardı. Bu oyuna gelmeyen bunun bir aldatmaca olduğunu, cennetten köşk ya da toprak alınamayacağını söyleyen Martin Luther papazlar tarafından şikayet edilmiş ve mahkemeye çıkartılmıştı. Maalesef yargı o zamanlarda dini kullananların elinde bir kozdu. Duruşma sırasında Martin Luther yargıçlara en yüksek perdeden seslenerek, "Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığında satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya?" dedi. Yargıçlardan biri hemen söze atladı. "Cehennemi kim satın alır ki" bunun üzerine Martin Luther "Ben satın alıyorum. Neyse parası vereyim." dedi. Yargıçlar cehennemi Martin Luther'e bedava verdiler. Duruşmanın sonunda Martin Luther dışarı çıkarak halka şöyle seslendi. "Cehennemi satın aldım. Cehennem benimdir. Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım, korkmayın." Ve cehennem korkusu kaybolan halk böylece kilise ve papazların baskısından kurtulmuş, özgür beyne sahip olan halk uyanmaya başlamıştı. Geçen hafta da değinmiştim. Uyursan ölürsün. Uyursak uyanamayız. Uyandıranlar öldürülse de, hak yolunda uyanmak ve uyandırmak ümidiyle; Saygılarımla