(: #alıntı *''Hiç kitabınız yok mu?'' dedim. *''Bağışlayın, ama burada kitapsız nasıl yaşayabiliyorsunuz? Kitapları elimden alın, çıldırırım!'' • • #kitapyorumu "Uğultulu Tepeler" Emily Brontë’nin hayatı boyunca yazdığı ilk ve tek romandır. Bu roman içerisinde nefretin aşka dönüştüğü yoğun bir romantizm görmek mümkündür. Bu yoğunluk okumam boyunca beni ara ara duraksatsa da akıcı konusu kitaptan kopmamamı sağladı. Kitaptaki olayların birçoğu evin hizmetçisi Nelly tarafından anlatılmaktadır. Emily Brontë’nin kalemine alışmak ve yarattığı karakteri tanımak ilk başta okuru zorlayacak olsa da bu durum hikâye ilerledikçe ortadan kalkmaktadır. Kitabın konusuna gelecek olursam, Earnshaw ailesinin kızı Catherine ile ailenin evlatlık aldığı Heathcliff arasında yaşan coşkulu aşk ve nefret anlatılmaktadır. Heathcliff, gerçek anlamda kötü diyebileceğimiz baştan sona neredeyse asla değişmeyen ana karakter olarak okurun karşısında çıkmaktadır. Kötü olmasının altında yatan etkenler elbette vardır fakat bunları bilmek bile Heathcliff karakterini içselleştirmenize yetmeyebilir. Aynı şekilde Catherine karakteri de kararsızlığı ve ne yapmak istediğini bilmemesiyle okur ile arasına bir sınır çizmektedir. İlk kez kitap karakterleri ile kendi arama mesafe koyduğumu hissettim. Yazar biz okurlara, intikam duygusunun birçok duygunun üzerine çıkarak her şeyi alaşağı edebilecek güce sahip olduğunu göstermektedir. Olay örgüsü, kitap boyunca devam eden kasvetli anlatım, şiirsel dil okurun ilgisini canlı tutmayı başarmış ve hâlâ “Uğultulu Tepeler"in tüm dünyada okunan bir kitap haline getirmiştir. Genel olarak kitabı beğendim ama bu beğenim çok fazla değil. Umarım sizler için iyi bir kitap önerisi ve okuması olur. 👋🏻