Okuryazar / Yazılar / Karapara Aklama ve FATF ile Egmont yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Serdar Bulut
  • Kategori: Ekonomi, Hukuk
  • Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 512
1 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen

Karapara Aklama ve FATF ile Egmont

Terör ve terörizm kavramları tarihsel süreç içerisinde düşünüldüğünde tartışmalı bir terim olagelmiştir. Günümüzde ise herkesin, her devletin kendi algı ve değerlerine göre tanımlayabileceği terörizm ifadesi mevcuttur. Terör ve terörizm kavramları, zihinlerde öncelikle korku, dehşet, tehdit, şiddet, yasa dışılık gibi olgulara çağrışım yapmaktadır. Latince “terrere” kelimesinden gelen sözcüğün, korkutmak, dehşete düşürmek, korkutup kaçırmak, caydırmak gibi anlamları vardır. Çeşitli tanımları olmakla beraber genel olarak terör ya da terörizm, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımıdır. Terör uygulayan organize gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist denir. Uluslararası terörizm ise ulusal sisteme karşı sistem dışından yöneltilen bir şiddet veya şiddet yüklü tehdit eylemidir. Ulusal sınırların dışına taşan bir tehdit olgusunu içerir. Uluslararası ilişkileri etkiler. Uluslararası terörizm, benimsenmiş uluslararası diplomasi ve savaş kurallarını dışlayan eylemler bütünüdür. Dolayısıyla, bu tür terörizm ulusal sınırları aştığı için, uluslararası hukuk kurallarının ve ortak siyasal, savunma önlemlerinin konusudur. Uluslararası terörizm, eylemlerini sürdürebilmek için sürekli finansmana ihtiyaç duymaktadır. Uluslararası terörizmin bu kadar yaygınlık kazanmasının nedenleri olarak; teknolojide yaşanan gelişmeler, terör örgütleri arasındaki işbirliği, terörden zarar görmeyen devletlerin duyarsızlığı ve bazı ülkelere ait istihbarat servislerinin terörizmi destekleyici eylemde bulunmaları sayılabilir. En basit tanımıyla “kazancın yasallaştırılması tekniği” demek olan kara para aklama, “yasa dışı yollardan kazanılan gelirin, değerini mümkün olduğunca koruyarak, yetkililerin dikkatini çekmeyecek ve kullanılabilirliğini arttıracak şekilde gizleyerek veya yasal gerekçe kazandırarak, başka varlıklara dönüştürülmesi” işlemi olarak tanımlanmaktadır. Kara para aklama kavramı literatüre 20. yüzyılda girmişse de benzeri faaliyetlerin milattan önce 4000 yıla kadar uzandığı iddia edilmektedir. Uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, insan ticareti gibi pek çok yasadışı faaliyette bulunanlar arasında en çok tercih edilen değişim aracı nakit paradır. Suçlular için bu paranın kökeninin gizlenmesi suretiyle bir taraftan suçtan uzaklaşılması, diğer taraftan suç gelirinin müsaderesinin önüne geçilerek yasal bir görüntü altında kolay bir şekilde kullanılabilir olması zorunlu bir ihtiyaçtır. Aklama, suçlular için zorunlu olan bu ihtiyacın ortaya çıkardığı bir üründür. Terörizmin finansmanı ile mücadele; terör örgütlerinin fon toplama ve sağlama imkanlarının ortadan kaldırılması, en düşük düzeye indirilmesini, terör örgütlerine ait veya terör eylemleri için kullanılacak fonların tespit edilmesi, el konulması, terör örgütlerinin yasadışı yollardan elde ettikleri suç gelirlerini aklamalarının önlenmesini ve terör örgütünün ve teröristlerin fon gönderme araç ve yollarının tespit, takip ve engellenmesini kapsamaktadır. Klasik yöntemlerle ve sadece ulusal düzeyde yapılan mücadeleler suç gelirlerini aklama ve terörün finansmanı suçunun önlenmesinde yeterli sonuçlar vermemiştir. Bunun üzerine uluslararası düzeyde etkin mücadele için bu suçlardan elde edilen gelirlerin yasal sisteme meşru bir gelir görüntüsü içinde sokulmasının önüne geçilmesi amacıyla aklama ile mücadele önlemleri gündeme gelmiştir. Bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilen malvarlığı değerleri 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunda ele alındığı gibi “suç geliri” (proceeds of crime) veya 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Yasada geçtiği gibi “kara para” (dirty money) olarak adlandırılmaktadır. Suç gelirinin, bu gelire kaynaklık eden ve öncül suç (predicate offence) olarak isimlendirilen suçtan uzaklaştırılarak çeşitli işlemlerle yasal yollardan elde edilmiş gelir görüntüsü kazandırılmasına ise aklama (laundering) denilmektedir. Aklama teriminin yazılı basında ilk kez Watergate skandalını bildiren gazetelerde 1973 yılında yer aldığı belirtilmektedir. Terör ile mücadelede başarılı sonuçlar alınabilmesi ve terör örgütlerinin varlıklarını sürdürmelerinin engellenebilmesi için alınması gereken tedbirlerin başında kuşkusuz ihtiyaç duydukları finansmanın önlenmesi gelmektedir. Terör örgütleri varlıklarını sürdürebilmek ve terör faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için finansman ihtiyacı içinde olmuşlar ve olacaklardır. Genel olarak terörün finansmanı, her hangi bir şekilde terörizmin veya terörist faaliyetlerin mali açıdan desteklenmesi olarak tanımlansa da uluslararası tanımlanmaya, ilk kez 9 Aralık 1999 tarihli BM Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme’ de “herhangi bir kimse tarafından kısmen veya tamamen Sözleşmede belirtilen eylemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılması niyetiyle veya kullanılacağını bilerek doğrudan veya dolaylı olarak, yasa dışı bir şekilde ve kasten fon sağlama ve toplama” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda önemli olan ise, fon sağlama ve toplama işleminin sözleşmede belirtilen terör eylemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla yapılmış olmasıdır. Terörizmin örgütsel faaliyetinin yürütülebilmesi için terörizmin finansmanı şarttır. Buna göre terör örgütlerinin gelir kaynakları şunlardır: Uluslararası yardımlar, uyuşturucu, silah ve diğer kaçakçılık türlerinden (sigara, elmas, altın, içki, kimyasal maddeler) elde ettikleri gelirler, soygun, sahtecilik, dolandırıcılık, hırsızlık (kredi kartı, markaların taklidi, korsan mamul), insan kaçakçılığından elde ettikleri gelirler, organize suç örgütleriyle yaptıkları ortak işlerden gelen paralar, elemanlardan toplanan aidatlar, kültür-sanat merkezlerinin faaliyetlerinden elde edilen gelirler, hackerler vasıtasıyla bankalarda bulunan hesaplara girilerek hesapların boşaltılması, çek-senet tahsilatı, zorla toplanan paralar, kara para aklanması, örgütsel yayınlardan elde edilen gelirler, konser gecelerinden elde edilen gelirler, ticari faaliyetler, uluslararası insani yardım vakıfları. Terör örgütleri faaliyetlerini yerine getirebilmek amacıyla finansmana ihtiyaç duyarlar. Terör örgütleri, eleman temininden propagandaya, siyasi eğitimden, silahlı eğitime, mensuplarının barınmasından, iaşelerinin sağlanmasına, haberleşme giderlerinden, ulaşım giderlerine, eylemler için gerekli patlayıcı silah ve mühimmatın temininden bunların nakliyesine kadar geniş bir alanda parasal desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Aşağıda dünyada gerçekleştirilen bazı terör olaylarının örgütler için maliyeti vardır. Örgütler bu maliyet ve değişik ihtiyaçlarının gerektirdiği finansmanı temin etmek için çalışmalarda bulunurlar. Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Fransa ‘nın Paris kentinde 1989 yılının Temmuz ayında toplanan G-7 zirvesinde alınan kararla, finansal sistemin suçlular tarafından kullanılmasının önlenmesi, bu sayede karapara aklamaya karşı uluslararası tedbirler alınması için kurulan ve bu konuda politika ve standartlar üreten bir kuruluştur. OECD Merkezinde faaliyet göstermekte olan FATF, üye ülkeleri yayımladığı standartlar ve bu standartlara göre oluşturulan kriterler çerçevesinde değerlendirmektedir. OECD çatısı altında faaliyet icra etmekle birlikte, OECD’nin bir organı olmayıp ondan bağımsız çalışır. Sekretaryası Paris’tedir. Kuruluş amacı itibariyle; - Karapara aklamaya karşı tedbirler alınmasına yönelik mesajı bütün dünyaya vermek. Bu kapsamda, FATF üyeliğinin genişlemesine dayalı olarak dünya çapında aklamaya karşı girişimleri desteklemek, - Yayınladığı Kırk Tavsiyenin ülkeler bazında uygulamasını takip etmek, - Karapara aklama teknik ve trendlerini izlemek ve buna karşı tedbirler geliştirmek misyonlarını üstlenen FATF, faaliyet alanına 11 Eylül 2001 tarihinden sonra terörizmin finansmanı ile mücadeleyi de dâhil etmiştir. 9 Haziran 1995 tarihinde Brüksel’de 24 ülke ve 8 uluslararası kuruluşun bir araya gelmesiyle oluşturulmuş olan ve adını toplantının yapıldığı saraydan alan Egmont Grubu’n temel amacı, ülkelerin ulusal düzeydeki aklama ile mücadele sistemlerinin gelişmesine yardımcı olmak ve aklama ile ilgili uluslararası bilgi değişimlerin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Egmont Grubu üyesi ülkeler arasındaki bilgi değişimleri ülkelerin mali istihbarat birimleri (Financial Intelligence Unit- FIU) aracılığı ile yapılmaktadır. Mali istihbarat birimi Egmont tarafından şu şekilde tanımlanmaktadır: “Suçtan elde edildiğinden şüphe duyulan gelirlere ve potansiyel terörün finansmanına veya kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele amacıyla ulusal mevzuat ve düzenlemelerin gerektirdiği mali bilgilere ilişkin bildirimleri toplamak, analiz etmek ve ilgili makamlara sevk etmekle sorumlu merkezi ulusal birimdir.” Türkiye’nin mali istihbarat birimi, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) dır. MASAK daha önce bu fonksiyonuna ilişkin yetkiyi 4208 sayılı Kanundan almakta idi. Mali istihbarat birimleri arasında hızlı, sistematik ve güvenli bilgi değişimi amacıyla Egmont Güvenlik Ağı’nın (Egmont Secure Web-ESW) bilgisayar ağı sistemi oluşturulmuştur. 1997 yılında faaliyete geçen bu sistem sadece ağa dâhil mali istihbarat birimlerinin kullanımına açıktır. Bu ağ sayesinde mali istihbarat birimleri diğer ülkelerin istihbarat birimleri ile istihbari nitelikteki bilgileri hızlı ve güvenilir bir şekilde paylaşmaktadırlar. ESW aynı zamanda FIU’lara diğer ülke mevzuatlarına ve tipolojilere ulaşma imkânı da sağlamaktadır. Ülke FIU’ları arasında sistematik bilgi değişimini amaçlayan mutabakat muhtırası (Memorandum of Understanding-MOU) imzalanmaktadır. 5549 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi uyarınca MASAK uluslararası anlaşma niteliğinde olmayan mutabakat muhtırası imzalama konusunda yetkilendirilmiştir. Aklama ve terörün finansmanı ile mücadele, günümüzde ekonomik, politik ve sosyal yaşamı tehdit eden suçlarla etkin mücadelede önemli bir araç olarak görülmektedir. Uluslararası kamuoyu, suçluların ve suç örgütlerinin gelir kaynaklarından mahrum bırakılmasının bunlarla mücadele için önemi konusunda son derece duyarlıdır. Uluslararası nitelik arz eden yasal olmayan uyuşturucu ve silah ticareti, insan ticareti ve organize olarak işlenen pek çok suç ve kara para aklama ile mücadele konusunda hükümler içeren uluslararası sözleşmelerin, pek çok ülke tarafından çok kısa süre içinde imzalanarak yürürlüğe girmiş olması bu duyarlılığın önemli bir göstergesidir. Ancak bu duyarlılık kadar, aklama ve aklamanın öncül suçları ile mücadele için en az organize suç örgütleri kadar organize olma gereği kaçınılmazdır. Bunun için uluslararası işbirliği her geçen gün önemini daha da artırmaktadır. Bu kapsamda aklama ve terörün finansmanı suçları ile mücadelenin vazgeçilmez unsurlarından olan etkin bir uluslararası işbirliğinin sağlanmasına yönelik, Türkiye çalışmalarını ilerletmektedir. Türkiye, temel sözleşmeleri onaylamak, ülke içinde bu sözleşmelere uygun hukuksal düzenlemeler yapmak, mali istihbarat birimi oluşturmak ve FATF’e ve Egmont Grubuna üye olmak suretiyle aklama ve terörün finansmanı ile mücadele konusundaki duyarlılığını göstermiştir. Özellikle 18 Ekim 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılacak ikincil düzenlemelerle suç gelirlerinin aklanması ile ilgili uluslararası standartlara uyum konusunda daha ileri aşamaya geçmiştir. Bunun yanında6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun ve bu kanunun uygulama yönetmeliği olan ve 31 Mayıs 2013 tarih ve 28663 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik bu konuda Türkiye’yi bir adım daha ileriye taşıyacaktır. Bu kapsamda 2014 yılında Mali Eylem Görev Gücü karşılıklı değerlendirme süreci ve kamuoyu listesi sürecindeki eksikliklerin tamamlanması ve sağlanan gelişmeler sonucunda FATF’ın 20-24 Ekim 2014 tarihlerinde Paris’te gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında; ülkemizin FATF Kamuoyu Duyurusundan (Public Statement-“gri liste”) tamamen çıkartılmasına ve FATF Takip Süreci’nin sonlandırılmasına karar verilmesi, Türkiye’nin çabaları sonucunda haklı olarak elde ettiği bir kazanımdır. FATF takip sürecinden çıkarılması Türkiye’nin uluslararası konjonktürde prestijini artıran bir gelişme olduğu gibi doğrudan yabancı yatırımları çekme açısından da ülkemiz için önem arz etmektedir. MASAK verileri dikkate alınarak yukarıda belirtilen uluslararası bilgi paylaşımlarında, 2014 yılında 265 adet gelen bilgi isteme talebine karşılık, 91 adet bilgi isteme talebi ile Egmont Grubu’nda bilgi alandan çok bilgi veren ülke konumunda yer almaktayız. Silah kaçakçılığı, insan ticareti ve uyuşturucu ticareti gibi organize bir şekilde işlenen ve ulusal sınırları tanımayan suçlarda son 20 yılda önemli ölçüde artış meydana gelmiştir. Bu artışla paralel olarak söz konusu suçlarla mücadele etmek için hem Türkiye hem de uluslararası örgütler ve ulusal devletlerin daha fazla işbirliği ve çaba göstermesi gerekmektedir. Bu kapsamda uluslararası bilgi paylaşımlarının da artırılması konunun en önemli unsurudur. Aksi takdirde klasik yöntemlerle her devletin ulusal düzeyde mücadelesi bu suçları işleyenlere daha geniş imkânlar sağlayacaktır.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Serdar Bulut imzasında diyor ki;

Takma

Serdar Bulut'ın Profili Serdar Bulut'ın Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emre Bağce- 1 hafta önce

Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Mustafa Atagün- 2 hafta önce

Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Emre Bağce- 2 hafta önce

Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Daha Fazlasını Gör