- Yazar: Emre Karasu
- Kategori: Toplum
- Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 245
Film gibi
Cüneyt Arkın’la tahtadan kılıcımızı kuşanır, küffara kılıç sallardık Bizans surlarında 7 /8 yaşlarımızda. Galiba TRT etkisi.
11/12 yaşları cephede Kuvvai Milliye'ye su taşıyan çocuktuk. Seyit Çavuş'tuk gülle altında, Ulubatlı Hasan'dık bayrak direği elimizde. İlkokul müfredatı etkisiydi galiba.
14/15'te Bilal’in üzerine konulan cahiliyye devrinin kızgın taşı eziyordu göğsümüzü ve inanç dünyasından daha fazlasıydı galiba özel televizyonlar.
15/16'da Filistin'de taş atan çocuklar için sapan yaptık ham fındık dalından, doğru yere isabet etsin diye taşla birlikte çevirdik kafamızı, gözümüzle yön verdik taşa, İmam Hatipli olmak da ustalık kazandırıyordu insana.
17/18'de Bosna'da Sırp kasaplarına karşı duruşumuzu belli etmek için fındık harçlığımı birleştirip Aliya'nın beresini taktık.
Salise'de üç atardı genç kalbimiz Filistin, Bosna ve Çeçenya için.
20'mizde küstah Rus’a karşı Çeçenlerle bir olduk masadan kalktık.
30'umuzda Sistem bizi yavaş yavaş masaya oturttu reel politik sıkıştırdılar biraz cebimize.
Masanın üstünde bir parça iktidar koltuğu, biraz stratejik ortaklık ve üzerine Ortadoğu serpiştirilmiş eş başkanlık pastasından bir dilim vardı.
Reel politik ile artık dünyayı dize getirmiştik!
Irak’ta sessiz kaldık, üstümüzden uçan demokrasi taşıyan uçakları görmedik.
Reel politik daha fazlasını istedi ve Suriye’de başrolde artık biz vardık sadece sessizliğimizi değil duamızı almışlardı. Artık Afganistan’da işgalci askere lojistik için yolladığımız Mehmetçiğe ettiğimiz duadan beri.
Libya'da Kıbrıs’tan beri dostumuz Kaddafi’yi devirsin diye muhalifleri elden (bavuldan) nakitle desteklerken yüksek sesle haykırdık reel politik marşlarını.
Kırklı biraz da kürklü yaşlardayız şimdi İsrail döktüğü bombalara karşı kola döküyoruz mazgala, ellerimizi semaya kaldırıp Allah'tan bu zulmü bitirmesi için dua ediyoruz.
Allah’ın bize yapmamızı emrettiğini yapması için Allah’a dua ediyoruz.
Hiçbir şey yapmadık demiyorum, güzel filmler yaptık kanımızı yerde koymadı Polat Alemdar Irak’ta, Filistin'de.
“Market alışveriş listelerindekine göz at, şu ürünleri boykot et” diye Ayşe Teyze'ye Twit attık ve bombalarına karşı nutuk attık.
Tekraren özetle;
Kan dökene karşı kola döküyoruz. Bomba atana twit atıyoruz.
Silah çekene nutuk çekiyoruz.
Adaleti tesis etmeyi bize emreden yaratıcımıza
Adaleti kendisi tesis etmesi için dua ediyoruz.
En az yüzyıllık sistemli ve planlı bir zulümle marketten listeli ürünleri almayarak mücadele ediyoruz.
Sorana “tarafımız belli olsun” diyoruz.
Irak’ta Stratejik müttefik olduğunuzda,
Büyük Ortadoğu masasında eşbaşkanlık pastası kestiğinizde, Suriye'ye elçi, Libya’ya donanma, Afganistan’a asker gönderdiğinizde tarafınızı resmen belli ederken sessiz kaldıysanız, küresel siyasette tarafınızı açıkça belli etmekten dolayı işlenen günahlara tövbe etmediyseniz, döktüğün kola, sadece kolanın ve coğrafyanın gazını almaktan ibarettir.
“Bu günahın ortağı çok, tövbe edeni de Allah bilir. Belki onlar da az değil siz ne çözüm önerirsiniz?” diyorsanız;
Ben de düşünüyorum!
Bölge yaklaşık yüz yıldır adım adım sistemli bir zulmün pençesinde, kolanın gazını alır gibi cılız tepkilerle bu sistemli duruş karşısında başarı elde etmek imkansız.
Bireysel, toplumsal, devletsel donanımla siyasi ticari ve askeri yalnızlaştırma için kısa ve uzun vadede neler yapılabilir düşünmeli planlamalı ve uygulamalı.
Bireysel bakış tamir edilmeli;
Zulüm, kimden gelirse gelsin karşı durmak kime yapılırsa yapılsın yanında durmak erdem olarak işlenmeli topluma, adaletin bayrağı çekilmeli yüreklerin gönderine.
Bu bireysel donanım üzerine yalnız bırakma politikası için siyasi ve ticari yalnız bırakma stratejileri belirlenmelidir. Köy bakkalında satılan parası toptancıya çoktan ödenmiş ürünü boykot etmekten çok daha etkili bir yaptırım olmaz mı ülkeler arası ticareti yeniden gözden geçirmek? Mücadeleyi sadece Ayşe Teyze'ye bırakmasa daha iyi olmaz mı yöneticiler?
Kısa vadede diplomasi trafiği güçlendirilmeli, diplomatik yaptırımlar için uluslararası siyaset ayağa kaldırılmalı çare olmayacaklarını bile bile BM gibi yapay kuruluşlarda bile konu resmî metinlere taşınmalı, batının vicdan sahibi kitlesel yönetimlerine baskı oluşturulacak şekilde harekete geçirilmelidir. Demokratik ülke yönetimleri halklarından çekinir.
Ticari izolasyondan sonra ve siyasi yalnız bırakma için, zulme tepkili toplumların yaşadığı ülkelerdeki yönetimlere halkının sesini duyurması sağlanmalı. Bunun için gerekli organizasyonu kurup siyasi cepheyi güçlendirecek stratejiler geliştirmeli yani stratejik ortaklıklar adalet temelli olarak yeniden oluşturulmalıdır.
Uzun vadede yapılması gerekenleri yaparken iş işten geçer düşüncesiyle stratejiden taviz verilmemeli ancak kısa vadeli planlarla da zulmün azaltılması sağlanmalıdır.
Kısa vadeli plan birkaç coğrafyadaki zulmü bitirebilir ancak uzun vadeli strateji tüm dünyadaki mazlumun yüzünü güldürür.
Tüm bunların hepsi için; Adalet, zulüm, zalim kavramları üzerinde hemfikir olunmalı inancı, rengi, dili ne olursa olsun zulme karşı ortak bir dil ve birlikte hareket geliştirilmelidir.
"Oooo bunlar da zor iş" diyorsanız; ben Cüneyt’ten kalma tahta kılıcımı kuşanırım, siz de boykot listesinden bir kola alıp gazını kaçırırsınız vicdanlar en ekonomik şekilde rahatlar, rahat rahat uyuruz yüz yıl daha.
Veysel İlhan
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emre Karasu imzasında diyor ki;
Sol Sağ bunlar bunlar ancak yön tarifi içindir
Emre Karasu'nun Profili Emre Karasu'nun Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 2 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...