Bakış açıları gerçekliğinizi şekillendirir. Durumunuzu şekillendiren gerçeklik değildir. Gözlemci gözleneni yaratır Eğer gözlemci dünyanın adil olmadığına dair derin bir kanaate sahipse, o zaman gerçeklik ona yalnızca adaletsizliği yansıtacak ve onun için bu tür koşulları/olayları yaratacaktır. Ve bu, dışarının benim için adaletsizlik yarattığı anlamına gelmiyor. Bu, gözlemcinin önce kendi inancıyla adaletsizliği kendi içinden yarattığı, sonra yalnızca gerçekliğin olayları ona uyacak şekilde ayarladığı anlamına gelir. Gerçekliğimiz inançlarımıza uygun olayları bizim için nasıl düzenliyor? Başkaları aracılığıyla! Tüm yaşamın adil olmadığına inanan, sürekli kendini savunması ve her şeyi kontrol etmesi gereken bir insan düşünelim... Bu kişi (Gözlemci) ne yaratıyor, kendisi için ne gözlemlenebilir yaratıyor? Hayata karşı böyle bir tavırla aşk girecek mi onun hayatına? Böyle bir kanaatle kolaylık gelir mi? İnsanlar başlangıçta düşmanca davranan bir kişinin sahasında neşe ve dostluk gösterebilecek mi? Cevabın açık olduğunu düşünüyorum. Bu durumda gözlemci, kendi alanında, görünen adaletsizliği kendi yönünde oynayacak ve böyle insanları kendine çekecek. Bir kişi, kendisini mutsuz eden kendi gerçeği için savaşma arzusundan vazgeçmeye hazırsa her şeyin kökten değişebilir.. İlk başta her kelimeyi ve düşünceyi kelimenin tam anlamıyla sürekli izlemenin ve dikkati sürekli kendinize kaydırmanın ne kadar alışılmadık ve kolay olmadığını anlamaya başlıyorsunuz.. Kötü durumumun başkasının hatası olmadığı, bir nedenden ötürü bu koşulları kendim için yarattığım gerçeğini anladığımda ağladığımı hatırlıyorum ve bu gayet normal. Çünkü ağlamak bilincimizdeki eski programları temizler, ruhumuzu arındırır ve kortizol seviyesini düşürür bu sebepten ötürü ağlamaktan çekinmeyin ki temizlenebilesiniz. Bizler orijinal prizmalarımız aracılığıyla kendi yarattığımız zincirleri ve prangaları serbest bıraktıktan sonra, özgür bir hale geliriz. Kişi, her şeyin kendi kurallarına göre olmasını talep eden bir çocuktan, hangi dünyada olduğunu, kim olduğunu anlayan yetişkin, olgun bir kişiye içsel olarak büyümek için kendisi için benzer "testler" (basit dersler) yaratır. Bu dünyadaki oyunların kuralları nelerdir? Esneklik kazanır, dünyaya karşı şikayetleri ve insanlara karşı iddiaları ortadan kaldırır ve dış koşullara bağlı olmayan kendi kendine yeten kişinin farkına varmak için belirlenen yolda yavaş yavaş yukarı doğru sakin bir şekilde ilerler ve alanında ne yayınlayacağını kendisi seçer. "Zihni gözlemleyin ve onun nerede olduğunu, nasıl bir şey olduğunu görün. Düşüncelerin akışını ve aralarındaki boşlukları hissedeceksiniz. Ve yeterince uzun süre izlerseniz aralıkların düşüncelerden daha büyük olduğunu göreceksiniz, çünkü her düşüncenin başka bir düşünceden ayrılması gerekir, aslında her kelimenin başka bir kelimeden ayrılması gerekir. Ne kadar derine inerseniz, o kadar çok, daha uzun, daha uzun boşluklar bulacaksınız. Düşünceler uçup gider, sonra düşüncenin var olmadığı bir boşluk gelir, ardından bir sonraki düşünce gelir ve onu başka bir boşluk takip eder. " - OSHO