Hayaller Hayatta Kalma ile Sınırlı Kaldı
Sabaha onlarca plan, yarınlara dair onlarca hayal ve umut ile girdiler yatağa. Uykunun en tatlı anında ve günün en sakin zamanında iki ayrı sarsıntı ile yıkıldı tüm hayaller. Çaresizlik, korku, hayatın ne denli geçici olduğu çarptı simalara.
Hesaplar değişti, HAYALLER, HAYATTA KALMA MÜCADELESİ ile sınırlandı.
Yaşananlar karşısında şaşkın bekleyişler ve korkuyla büyüdü, çaresizlik.
Toprağa düşen binlerce beden, hastane koğuşlarını dolduran onbinler, yıkılan dağılan aileler beraberinde milyonları da yaktı. Sadece yıkılan binalardakiler değil 10 koca şehir, onlarca ilçe ve köy dolusu insan sokakta kaldı, çare bekledi, çare bulan ise eksik kaldı.
Yarına dair umuda bir ışık olsun diye, yaşama bir sebep olsun diye cebindeki bisküviyi çocuklarına vermek için bekleyen, çaresizliğin en ağır yükünü sırtlarına alan BABALAR; kendi kurtulup tüm ailesini daha bir gün öncesine kadar hayaller kurup kahkahalar ile doldurdukları YUVALARININ ALTINDA bırakanlar; kardeşi yanında son nefesini verdiği halde oyun oynadığını düşünen ve "ONU ÇIKARIN O ÇOK KÜÇÜK" diyen, masum, kendi küçücük ama yüreği kocaman ABLALAR; annesiz babasız, kardeşsiz büyüyecek olan küçücük yüzlerce çocuk...Yeni bir hayat inşa edilecek, yüreklerinde felaketin bitmeyecek korkusu, kabus dolu geceler, eksik kalınan yarınlar da olsa.
Tüm çıplaklığı ile göz önünde olan hakikate karşı ısrarla KÖR OLANLARIN İÇİNE KOR DÜŞÜNCE bir kez daha anlaşıldı ki deprem çok acı, çaresizlik dolu bir felaket bizim coğrafyamızda.
Çok uzun yıllardan bu yana MİLYONLARI EKSİK BIRAKAN bir hakikatin ÖTELEME ile veya TEDBİRSİZ TEVEKKÜL nidalarıyla, SABIR TELAKKİLERİYLE yok edilmeyeceği bir kez daha anlaşıldı.
Zarar gören binayı sıva ile kapatan MÜTEAHHİT de sıvayı yapan İŞÇİ de aynı bahanelere (kaybetmemek arzusuna) sığındıkça, bugünkü tabloda kendilerini AYNI ORANDA mesûl hissetmedikçe, erki elinde tutanlar POPÜLİZMi yegane politika bildikçe daha nice hayatların eksik kalacağı anlaşıldı bir kez daha.
Ve yine anlaşıldı ki İNSANIMIZDAKİ MERHAMET çok büyük.
Enkaz altında kalanlarla dalga geçen bir kaç ZAVALLIya, "ölsünler, nüfus azalır işte" şeklinde İRİN KOKULU birkaç ağza, kıllarını kıpırdartmadıkları gibi kişi ve kurumları zan altında bırakmayı, BİLGİ YOKSUNLUKLARINA rağmen bir o kadar CÜRETKAR şekilde hesap sormayı marifet bilen birkaç kendini bilmeze, MAĞDURİYETLERİNİ BAHANE GÖSTERİP TALANI HAKLARI GÖREN/GÖSTEREN birkaç şeref yoksununa, kısaca üç beş dikene rağmen KOCAMAN BİR GÜL BAHÇESİ bu coğrafya.
"BİRİ ÜŞÜYORSA, SEN ISINAMAZSIN" düstûrunu yaşayan ve yaşatan kocaman bir gül bahçesi ki, böyle bir bahçede üç beş diken, bahçenin kokusunu da huzurunu da boz(a)maz, asla.
Sırtındaki yeleği, ayağındaki ayakkabısını çıkarıp deprem bölgesine gönderen teyzelerle, amcalarla; aylardır beklediği karne hediyesini tereddütsüz hiç tanımadığı halde acılarını hissettikleri çocuklara gönderen küçük devlerle; iki kıyafetinden birini, kendi rızkı olarak bilineni hiç tereddüt etmeden bölgeye gönderen güzel yürekli insanlarla daha da büyüyen daha da güzelleşen daha da yaşanılası olan bir coğrafya burası.
Velev ki, körlük bitsin,
Velev ki, mesuliyet bilinci yer etsin.
Velev ki, "ben" ölsün "biz" doğsun.
Velev ki, toplum aidiyet duygusuna bürünsün.
Velev ki, hakikatten uzak, arabesk bir tavırla "bu da bana ders olsun" denilip geçilmesin
Velev ki, birinin tamahı diğerlerinin katli bilinsin.
Bilinsin ki, kor bir daha düşmesin.
Bilinsin ki, bugün acının en ağırını yaşayanlar, yarın eksik kalmasın.
Bilinsin ki, "sıfata uygun" yaşansın.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 2 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...