- Yazar: benliliyim
- Kategori: Kişisel Gelişim, Kişisel Blog Yazısı
- Bu yazı Okuryazar’a 5 ay önce eklendi ve şu anda 4 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 308
Her şeyin ters gittiği anlar..
Durumu kontrol etmeye çalışmak ve diğer insanların kaderinden kendinizin sorumlu olduğunu düşünmek, kendini kandırmaktır.
Başka bir kişinin kaderini etkileyemezsiniz çünkü her şey onun zihinsel durumuna bağlıdır çünkü bu dünyada herkesin kendi yolu vardır. Başkalarından sorumlu değilsiniz, onların size göre rol oynadığı gibi siz de onlara göre rol oynuyorsunuz.
Dünya üzerinde herkes için tek bir gerçeklik yoktur. Birbirleriyle kesişen ve etkileşime giren sonsuz sayıda gerçeklik ve zaman çizgisi vardır, ancak aynı zamanda realiteniz yalnızca size bağlıdır. Kimin gerçekliğine bağlanacağınızı, kimin gerçekliğiyle kesişmeyeceğinizi veya tamamen ayrılmayacağınızı seçme hakkına sahipsiniz.
Egonuz size diğer insanların hayatındaki bazı şeylerin size bağlı olduğunu söyler. Size bağlı olan tek şey kendi gerçekliğinizdir. Bunu kendinize odaklanarak ve ne size ne de başkasına hiçbir şekilde faydası olmayacak deneyimlerle dikkatinizi dağıtmadan inşa ederseniz, koşulları pasif bir şekilde etkileyebilirsiniz.
Durumun hızla daha iyiye doğru değişmesini istiyorsanız ihtiyacınız olan şey istediğinizi bilmek, akışa teslim olmak, minnettar olmak ve güvenmektir. Tüm çabalarınıza ve kendiniz üzerinde yoğun çalışmanıza rağmen işler planladığınız gibi gitmediğinde, bu size bir ders verildiği anlamına gelir. Amacı size kontrolü bırakmayı, kendinizi seçmeyi öğretmektir veya yanlış yola saptığınız ve sizin yolunuz olmadığını göstermektir.
Başarısızlıklar için kendinizi suçlamak veya kavga etmek veya uzaya, ailenize veya birilerine bir şeyler kanıtlamak yerine, sakinleşmek, kendini akışa bırakmak ve minnettar olmaya çalışmak daha iyidir. O zaman resmin tamamı veya en azından büyük bir kısmı netleşecektir.
O zaman tüm mücadelenin kafanızda, eski ve yeni versiyonlarınız arasında olduğunu göreceksiniz. Eski versiyonunuz size hayatta kalma ve mücadele fikrini empoze ediyor.
Her birimizin çocukluktan gelen bir dolu olumsuz tutum, korku, önyargı, kompleks, stereotip ve programı var. Yıllar boyunca ebeveynler, öğretmenler, popüler talk-show sunucuları, gazeteciler ve çeşitli sarkaçların taraftarları bunlar kafamıza yerleşti. Gerçek düşüncemizin nerede olduğunu, dayatılan tutumun eyleminin nerede olduğunu yavaş yavaş unuttuk.
Bize, yetkili statüye ve istenen gelir düzeyine ulaşmak için uzun ve meşakkatli çalışmanız gerektiği, gelişimin yalnızca zorlukların üstesinden gelmekle geleceği inancını aşılandı. Elbette kalkınmanın bir yolu var ama başka bir yolu da var. Her şey illa ki zor olmak zorunda değil. Bazen inatla tutunduğumuz yolu değiştirip farklı yollar denemeliyiz.
Başlangıçta bir çıkmaz sokak gibi görünen yerde, sevgi ile ilerledikçe bir çıkış yolu ve hatta birden fazla yol belirir. Pek çok olası çözümü görürsünüz çünkü kendinize durumu sezgisel olarak hissetme ve takip etme izni veriyorsunuz.
Bu süreç mantıksal akıl tarafından anlaşılamadığı için beyin direnir ama bu yol Allah'a yakındır.
Hayatınız boyunca oynadığınız rollerle değerlerin yeniden değerlendirilmesini ve kimliksizleşmeyi deneyimleyeceksiniz. Kendine bir şey deme, kendini bir şeyle özdeşleştirme, karşılaştırma ihtiyacı ortadan kalkacak.
Benzersizliğinizi kaybetmeyecek, aksine sosyal dünyanın gelenek ve kalıplarına bağımlılıktan kurtularak özgürleşecek ve gerçek benliğinizi hatırlayacaksınız. Artık rekabet edecek kimseniz kalmayacak, bu dünyada hepimizin bir olduğunu anlayacaksınız. En iyi, en akıllı, en güzel olma ihtiyacı ortadan kalkacak. Yerini kendin olma konusunda samimi bir arzu alacak.
Yargılama, değerlendirme, karşılaştırma ve mücadele için harcanan enerji boşluğa çıkacak ve bu da arzuların gerçeğe dönüşme hızını ve çekim kolaylığını etkileyecek. Enerji potansiyelinin artması ve enerjiyi (dikkatin) bilinçli olarak kendinize ve niyetlerinize yönlendirilmesi sonucunda maddi şeyler de gelecektir.
Tek yapmanız gereken stratejinizi rasyonel düşünceden sezgisel duyguya değiştirmek.
Zor gelse de ve başka bir seçenek olmasa bile istediğimizden daha azını kabul etmeyi bırakmalıyız. Bollukta yaşayın, cömert olmalıyız. Korku ile değil sevgi ile haraket etmeliyiz..
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
- Murat şenocak Kaleminize sağlık, yol gösterici bir yazı. Ben etrafımda olan bitene kayıtsız kalamıyorum, ama çok da dokunamıyorum. İnsanların maddi zorluklar çekiyor oluşu ve benim bütçemin hepsine yetecek kadar olmayışı beni bunaltıyor. Haklısınız, gücümüz herşeye dokunmaya ve her şeyi düzeltmeye yetmez
- benliliyim Teşekkür ederim
- Halit Durucan Sanırım değerli yazar kardeşimiz bu (bana göre) bilimsel çalışmayı bizlerle paylaşarak dikkatimizden kaçan birden fazla konuyu hatırlattı. Kutluyorum sizi. Haklısınız...
- 1 Yanıtlar
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 2 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...