
İklim Değişikliği! Çelişkilerle Dolu Bir Konu
Son yıllarda uluslararası örgütlerin gündeme getirdiği ve her geçen gün gündemimize sokulan bir konu var. İklim değişikliği! BM, DSÖ, IMF, Dünya Bankası, Dünya Ekonomik Forumu vb. tarafından ortaya atılan ve konuya ilişkin ülkemizde de bazı adımlar atıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adı değiştirildi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı oldu. Bakanlık bünyesinde İklim Değişikliği Başkanlığı kuruldu. Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye bir kanun teklifi verildi. Etraflıca tartışılmadan, hızlı bir oldu bitti ile yasalaşacağını şimdiden söyleyebilirim.
Peki nedir bütün bunlar? Dünyada küresel ısınma olduğu ve iklim krizi yaşanacağı varsayımına dayanan bir süreç bu. Çok boyutlu bir mesele olduğunu baştan belirteyim. Körlerin fili tanımlaması gibi bir tarafı ile ele almak yanıltıcı olabilir. Çok teknik kavramlarla ifade edilmeye çalışmanın da bir yararı olmaz. Bu süreçte ortaya konan bir, iki faydalı kısmına aldanıp arka planına bakmamak yine çok yanlış olur ve diğer birçok meselede olduğu gibi, maalesef üzülen biz oluruz, vatandaşlar olur.
Yayınlanan uluslararası örgüt raporlarına göre; iklim krizinin birincil sebebi insanların atmosfere yaydığı sera gazlarıdır. Karbondioksit, metan gibi sera gazları dünyayı sararak ısının dışarı kaçmasını önler ve bu durum atmosferin dengesini bozarak iklim değişikliğinin temelini atar. Sera gazlarının sürekli artmasının temelinde, yüksek oranda fabrikalaşma, doğayı gözetmeyen sanayi faaliyetleri, sürdürülebilirlikle desteklenmeyen atık yönetim sistemleri, geri dönüşümün yaygınlaştırılmayıp tek kullanımlık plastiklerin tercih edilmesi gibi birçok kritik faktör vardır. Dünya nüfusunun bu denli hızlı artması, tüketim alışkanlıklarımızın çevreci olmaması, yenilenebilir kaynakların tercih edilmemesi ve doğal kaynakların geri dönülmez şekilde tahrip edilmesi ile iklim krizi büyük bir noktaya gelmiş. Küresel ısınmayı bir buçuk veya en fazla iki derece ile sınırlandırmayı hedeflediği söylenen Paris İklim Anlaşması yine bu süreçte önümüzde duruyor.
Enteresandır, bu konuyu piyasaya ilk sürdüklerinde İsveçli, iklim aktivisti (!) küçük bir kızcağızı kullanmışlardı. Sağda solda protesto ediyor, ağlıyor bağırıp çağırıyordu. Meselenin bu yönüyle aslında çok komik tarafları da yok değil. Özellikle tedbirler kısmı. Güya, et ve süt üretimi sırasında, atmosfere büyük oranda karbon salınımı yapılıyormuş. Et ve süt tüketiminizi kısıtlayarak karbon ayak izinizi önemli ölçüde azaltabilirmişsiniz. Yani hayvancılığı önce azaltın mümkünse sonra da ortada kaldırın! Eee ne yapacağız? Yapay et yiyecekmişiz! Yerseniz, afiyet olsun!
Daha da abartan sözde STK’lar var. Çoğunu yine uluslararası örgütler fonluyor. Cinsiyet eşitliği sağlanmalı, kadın erkek aynı kabul edilmeli ve geçişlere kolaylık sağlanmalıymış. Hatta cinsiyetini sormak zorbalıkmış!
Dünyanın insan eliyle tahrip edildiği açık bir gerçek. Buna ilişkin tedbirler alınması gerektiği de çok açık. Ancak bunu kim nasıl yapacak? Hiçbir güvenirliliği olmayan uluslararası örgütler mi? Yaptıkları anlaşmalara dahi uymayan sömürgeci zihniyet mi? Geçmişte soğuyor dediği dünyayı şimdi ısınıyor diye korkutanlar mı? Attıkları atom bombasının hesabını vermediği gibi hala, halkı Müslüman ülkeleri kana bulamaya devam edenler mi? İneklerin saldığı gazı fiyakalı toplantılarda eleştirip, insan görünümlü öküzlerin vahşetinden bahsetmeyen zihniyet mi? Dalga geçmeyin insanlarla!
Küresel iklim krizi adı altında önümüzdeki günlerde yüksek dozda medya bombardımanına maruz kalacaksınız. Şimdiden konu hakkında az çok fikriniz olsun. Önümüzdeki yazılarda devam edeceğiz. Takipte kalın, hoşcakalın.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Mesut Koç imzasında diyor ki;
Haksız bir davada zirvede olmaktansa haklı bir davada zerre olmayı tercih etmeye çalışanlardan.
Mesut Koç'ın Profili Mesut Koç'ın Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emircan ERDAL- 1 hafta önce
Bazen bakışlar bile sopa yerine geçiyor, tekrarlı b... Yoğunlaşmış Sıkıntılar!
Neslihan- 3 hafta önce
Güzel bir şiir, kaleminize sağlık Sümeyye Betül Han... Kaçış
Emircan ERDAL- 3 hafta önce
Elinize sağlık Dünya Politikasında Türkiye’nin...