Okuryazar / Yazılar / İslam Medeniyet Tarihi Makale Değerlendirme yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

3 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen

İslam Medeniyet Tarihi Makale Değerlendirme

Makale adı: Ejder Okumuş, "İslam Medeniyetinin Ana Çizgileri", Lale, Sayı 4, 2021, 66-80

Makalenin amacı

Yazar makaledeki gayesini şu cümlelerle açıklar: "Bu çalışma İslam medeniyetinin ana çizgilerini anlamak amacıyla yapılmıştır. İslam medeniyetinin anlam içeriğini meydana getiren noktalar, bu makalenin konusunu oluştururlar. Nitekim bu çalışmanın anahtar kavramlarından medeniyet, İslam medeniyeti örneğinde araştırılmaktadır. Çalışmanın amacı, İslam medeniyetinin ana hatlarını, temel noktalarını anlamak ve anlamlandırmaktır. Çalışmada İslam medeniyetinin temel unsur ve dayanakları ele alınmıştır."

Makale içeriğindeki konular

Yazar medeniyet kavramını açıklayarak giriş yapmıştır. Medeniyet kavramının şehirleşme ile ilgili olduğunu, insanı ve toplumu saran bir olgu olduğunu belirtmiştir. Kavramı açıklarken İbn Haldun ve Farabi’den örnekler vermiştir. İslam medeniyetinin unsurlarının ana hatlarından, yani iman; din, şehir, ahlak, zaman tasavvuru, ilim gibi durumlardan detaylı olarak bahsetmiştir. Dinin toplumsal tezahüründen, ana unsuru olan camileri de konu almıştır. Yazar İslam medeniyet şehirlerinin çok yönlülüğün evrensel boyutunu açıklamıştır. İslam şehirlerinin tüm farklılıkları içinde bulundurmasıyla diğer şehirlerden ayırıcı bir özellik olacağını dile getirmiştir. İslam şehrinin tevhidin etrafındaki bütünleştirici gücü de makalenin bir diğer konusudur. Makalede medeniyetler arasındaki ilişkiyi, bilhassa Batının diğer medeniyetlere bakışına yer vermiştir. Medeniyetlerin küreselleşme, toplumsallaşma, ekonomik ve iletişim sebebiyle ilişki içerisine girdiği ve bu sebeple medeniyet olgusunun bir bakıma dağıldığı makalenin ana konusudur. Yazar makale içeriğinden bahsederken şu cümlelere değinmiştir: "Makalede nitel bir yaklaşımla konu araştırılmaktadır. Araştırmanın bulgularına göre İslam medeniyeti insanların, din, medine ve medeniyet ekseninde hayatlarını sürdürdükleri toplumsal birlikteliğini; insani, fikrî, dinî, kültürel, tarihî, bilimsel, teknik, ekonomik, siyasal, ahlaki, sanatsal ve estetik birikimlerini; insana, eşyaya ve evrene bakış açılarını, diğerleriyle ilişki biçimlerini, değerlerini, tahayyüllerini ve ideallerini ihtiva eden bir bütünlüğü ifade eder."

İddialar

Yazar makalede keskin kelime geçişleriyle düşüncesini kuvvetlendirerek açıklamış ve savunmuştur. İfadelerin iddia niteliği sayılması üslup ve kelimeleriyle anlaşılmaktadır. Örneğin: • İnsan medeniyete mensup olmakla kendisini kuvvetli bir şekilde tanıdığı ve kimliklendirdiği en engin kimlik seviyesine sahip olur. Büyük medeniyetler genelde toplum ve kültürün bu yansımaları temelinde birbirinden ayrılır. (Hodgson, 1995, s. 25). • Din de medinenin, yani şehrin merkezi ve kalbidir. Dinin olmadığı bir şehir ve medeniyet düşünülemez. Din yoksa şehir ve medeniyet de yoktur. (krş. Gökalp, 1992, s. 239-240). Şüphesiz bu tersinden düşünüldüğünde de böyledir; yani medeniyet yoksa medine, medine yoksa din olmaz. • Şehirlerin peygamberlerin kalkış noktası olduğu söylenebilir. Görüldüğü üzere bu ifadeler yazarın iddialı bir dil kullandığının kanıtıdır.

İddia türleri

Yazar iddialarını açıklarken nakli delillerden değil yazar ve düşünürlerin kaynaklarından faydalanmıştır. Bilhassa Farabi, İbn Haldun’dan çokça bahsetmiştir. Ayet ve hadislerin kullanılmaması dikkat çekicidir. Bu tercihin sebebinin makalenin içeriğinden ve güncelliğinden kaynaklandığı söylenebilir.

İddiaları destekleyen kaynaklar

Yazar kendi çağındaki kaynaklardan ve İbn Haldun, Farabi gibi kişilerden faydalanarak makaleyi tamamlamıştır. Huntington gibi yabancı düşünürlerden alımlama yapmış olması makalesine farklı bir ses getirmiştir. Yazar, Huntington’un “The Clash of Civilizations?” (Medeniyetler Çarpışması?) eserinden oldukça yararlanmıştır. Bu durum da makalenin klasik bakış ve yöntemden ziyade farklı bir versiyonda yazıldığını göstermektedir.

Genelleme

Yazar makaleyi genel yargılarla yazmıştır. Medeniyeti genel bir çerçeve ile ele alarak sonrasında bazı içeriklere yer vermiştir. "İnsani varlık dünyamızda medeniyet tekil değil çoğul olarak söz konusudur." ve "Bütün toplumlarda, bütün kültür ve medeniyet bağlamlarında dinin medeniyetle çok yakından bağlantılı olduğunu unutmamak gerek." cümleleri bu genelleme metodunu gösterir.

Gizli varsayımlar

Makalenin sistematik şekilde yazıldığını söylemek gerekir. Gizli varsayımlar olarak anılacak, çelişecek ifadelere pek rastlanmaz. Yazar konuyu ilk öncelikle kendisi özümsemiş sonrasında kaleme almıştır.

İtirazlar

Yazar makalede gerçekleşme ihtimali olarak düşüncelere tatmin edici cevaplar vermiştir. Örneğin, "Filozof Fârâbî’nin hayvan tabiatına sahip kimseler hakkındaki söz konusu görüşü geniş bir şekilde tartışılabilir ve bu bağlamda farklı yaklaşımlar ortaya konulabilir. Fakat filozofun bu ifadeleriyle toplum haline gelmemiş, toplum gibi organizasyon boyutu olan bir yapısı olmayan, bir tür toplum olma seviyesine erişmemiş, belki medeni denilebilecek bir düzeyi yakalamamış, toplumsal bilince sahip bulunmayan insan türleri kastedilmektedir." paragrafında da görüldüğü üzere yazar Farabi ‘nin hayvan tabiatına yönelik düşüncesine farklı yönde cevap vermiştir. Makalede geçen bir diğer örnek: "Medeniyet açık bir şekilde Batı’nın üstünlüğünü ilan eder (Elias, 1978). Halbuki gerçek çok farklıdır. Gerçek, değişik ve çeşitli medeniyetlerin varlığını göstermektedir. Fârâbî ve İbn Haldun gibi yaklaşanların bakışları esas alınırsa başka medeni medeniyetler de söz konusudur." Cümlesi de metin içindeki itirazlara karşılık gelmektedir.

Tenkit

Makalede konu net ve temeliyle açıklanmıştır. Farklı konulara atıf yapılsa bile konu dağılmamış, değinilmek istenenler ifade edilmiştir. Dili kolay ve açıktır. Ama daha önce medeniyetlerle ilgili bir çalışma yapmamış, okumamış kitlelerin makaleyi anlamakta güçlük çekeceği söylenebilir. Kişilerden örnek vererek konuyu anlatması yazarın işini kolaylaştırmış olsa da bu kişiler hakkında gerekli bilgiye sahip olmayanların bu yöntemden zorlanacağı söylenebilir. Öznel ifadelere çokça yer verilmiştir. Gereğinden fazla tekrara düşülmüştür. Başta söylenmesi gereken kısımların ortalarda söylenmesi makalenin derecesini zayıflatmış olsa da birçok yerde teşbih yapılarak konunun anlatılması makaleyi desteklemiştir. Makale diğer alanlara da temas ederek farklılığını belli etmiştir. Yazarın Din Sosyolojisi Anabilim Dalında çalışmalar yapıyor olması makalenin içerik itibariyle Medeniyet Sosyolojisi alanına ait olabileceğini göstermiştir. Alıntı yapılan listenin biraz daha uzaması gerektiğini düşünüyorum. Yazarın belli filozoflar etrafında bu konuyu değerlendirmesi makaleyi sınırlandırmıştır. Makale; medeniyetler arasındaki bağı, İslam ve Batı medeniyetlerinin arasındaki farkı açıklamıştır. Yazar Medeniyet Tarihi ile ilgili okuyucunun zihnine genel bir çizgi çizmiş ve şüphesiz bu alana faydalı olmuştur.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Mustafa Atagün- 29 dakika önce

Demokrasinin yerleştiği ülkelerde, yöneticileri ger... Kimlerin Yönetmesi İçin Oylama...

Emre Bağce- 2 hafta önce

Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Mustafa Atagün- 2 hafta önce

Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Daha Fazlasını Gör