Henüz vakti Gelmeyecektir elbet aşkın Her işin bir zamanı varken Yüzü kararmış feleklerden dönen C a n ı y a n m ı ş l a r Şair sözü necistir Ve hâlbuki haramdır şarap Sürekli ve değişmez Işıltısı kalmadı diye kalbimizin Titrer ve sallanır çoğu zaman gökyüzü Kesin olmayan bir şeyler Olduğu kesin Ve sırılsıklam bu imtihan Islanır ayaklarımız Gerçeği yaşamayı zorlaştıran Bu tuhaflık Bu çılgınlık Dişlerimdeki mavilikten daha Anlaşılmaz ne olabilir ki Her nefesimde beliren Ol boy aynası Pişmanlık duymadan yaşayıp ölen Sadece çiçekler mi Bak bu su kuşları Denizlerin abdalı Bilge olan insandan Say kaç gömlek üstün Kartal pençesine tutulu Yılan gibi de içli Suyu düğümleyen hesabı İşte sesim bu şaşırtıcı yabanlık Beklenmedi söyleyeceklerim Ve sus elden gitti Yanılgılar diyarının Acı okyanuslarında Dalgalarla yükselen ve inen Belirsiz ve şüpheli adımlarım Ve ağlama ve kızgınlık ve keder Henüz yaşama hazır değilken Ölümü hatırlatan mevsimler İçtenlik dikkat ve sükûnet At sırtından kıvrıla kıvrıla Uzayan yolları Elbette tanrılar da ölüyor Çoğu kez tek başlarına ... Kalgımak: Sıçramak, fırlamak, şaha kalkmak. Öfkeyle kalkmak. Çapkınlık, serserilik yapmak.