Sinan Ateş'ten sonra, Musa Ateş'i de; Kabrine Defnettik! Kamberi, Mahşer; ATEŞ KÜLLİYATI: Sinan Ateş'in babası Musa Ateş son yolculuğuna uğurlandı Ankara'da uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in, dün kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden babası Musa Ateş (64), son yolculuğuna uğurlandı. Ankara'nın Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi'nde binadan çıkarken, motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısında hayatını kaybeden Doç. Dr. Sinan Ateş’in, Bursa'da yaşayan babası Musa Ateş, dün sahura kalktıktan sonra fenalaştı. Yakınlarının ihbarıyla eve sevk edilen sağlık ekipleri, Ateş'in kalp krizi geçirdiğini belirledi. İlk müdahalesinin ardından Bursa Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Musa Ateş, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Ateş’in cenazesi bugün helallik için Osmangazi ilçesi Başaran Mahallesi’ndeki evine getirildi. Ateş’in eşi Saniye Ateş ile kızları Selma ve Semra Ateş, yakınlarının desteğiyle ayakta durabildi. Musa Ateş'in cenazesi alınan helallik ve yapılan duanın ardından, cenaze namazı kılınmak üzere Emir Sultan Camii'ne götürüldü. OĞLUNUN KABRİNİN BULUNDUĞU MEZARLIKTA DEFNEDİLDİ Burada düzenlenen cenaze törenine Musa Ateş'in ailesi ve yakınlarının yanı sıra MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in kızı Ayyüce Türkeş, eski Ülkü Ocakları Başkanı Atila Kaya, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Alfatlı, İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selçuk Türkoğlu, CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ile çok sayıda yurttaş katıldı. Musa Ateş, kılınan cenaze namazının ardından oğlu Sinan Ateş'in de kabrinin bulunduğu Emir Sultan Mezarlığı'nda defnedildi. Sinan Ateş’in babasından oğluna son mektup "Oğlumun katillerini içinizden kazımanız yetmez, benim yanımda olun. Benim evladım Ülkü Ocakları Genel Başkanıydı. Oğlumu şehit ettiler. Benim oğlumu bile şehit ediyorlarsa sizin oğlunuza kimse acımaz" Sözcü yazarı İsmail Saymaz, 30 Aralık 2022 günü Ankara’da silahlı suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in önceki gün hayatını kaybeden 64 yaşındaki babası Musa Ateş’in oğluna yazdığı son mektubu köşesine taşını. Ayşe Ateş, eşi için geçen sene ‘Sinan Ateş / Yaşar Hatıralarda’ adlı bir kitap yayınladı. Bu kitapta her aile üyesi gibi baba Musa Ateş’in oğlu için kaleme aldığı bir yazı yer aldı. O yazı şöyle: Ben Sinan’a ömrümde bir fiske vurmadım. Her nazını çektiğim, her sıkıntısına katlandığım kıymetlimi ellerimle toprağa verdim. Dokunmaya kıyamadığım evladıma kıydılar! Neden? Aklım almıyor, yahu herkesi iyi şeyler söylediği Sinan kime ne kötülük yapacak ki onu öldürecekler! Karıncayı incitmeyen çocuk, öldürülmeyi hak edecek ne yapmış? 1980’den önce yanımda arkadaşım şehit edildi, ben yaralandım. Zor günlerdi. Keşke yaşanmasaydı. O zaman silahlar konuşuyordu, şimdi kafalar konuşuyor. Peki, oğlumu düşman belleyenler kimlerdi? Benim oğlumu daha kafalı, daha zeki diye mi şehit ettiler. Sinan ağzına sigara koymazdı. Diyorlar ki uyuşturucu satan bir torbacı Sinan’ı vurmuş. Oğlumun torbacılarla ne işi olacak? Sinan, böylelerine selam bile vermezdi. Oğlum Türk milliyetçisiydi. Ömrümüzü adadığımız ülkücü harekete başkan oldu. Her sohbeti parti, ocak, Türk milleti ve müslümanlık idi. Demek ki Sinan’ı şehit edenler partiye, ocağa, Türk milletine ve müslümanlığa düşman. Kim bunlar? 1980 öncesi kendimizi en güvenli hissettiğimiz zamanlar cuma vakitleriydi. Sinan’ı şehit edenler nasıl insanlar ki cuma namazından çıkan evladımı vuruyorlar? Filistinli müslümanları cuma namazından çıkışta şehit eden İsrail askerlerinden bunların farkı ne? Oğlumu kameraların önünde şehit ettiler. Ankara’nın merkezinde şehit ettiler. Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nı kim hangi suretle şehit edebilir? Ülkücüler buna nasıl sessiz kalabilir? Peki devletimiz nerede? Neden Sinan’ı vurdurtanlar tutuklanmıyor? Bu kadar insanı bir torbacının bir araya getirdiğine devletimiz inanıyor mu? Sinan’ın mahkemesi neden hâlâ başlamadı? Facebook’ta benim fotoğrafımla birlikte yazılan bir yazı gösterdiler. (Firavun’a karşı olmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir) yazıyordu. Çok doğru. Ben Musa Ateş. Oğlumun katillerini içinizden kazımanız yetmez, benim yanımda olun. Benim evladım Ülkü Ocakları Genel Başkanıydı. Oğlumu şehit ettiler. Benim oğlumu bile şehit ediyorlarsa sizin oğlunuza kimse acımaz.” Musa Ateş, bugün Emir Sultan Mezarlığı’nda yatan oğlunun yanına defnedilecek. Ateş Külliyatı, Kamberi Mahşer; Sinan Ateş'ten sonra, Musa Ateş'i de; Kabrine Defnettik! Toprağı bol olsun. Yaşamadan Solduk? Dede babalık kurduk. Postişini ibriğe, Rahmetini; Rahmana sorduk? Dağlarda matrak, yaylalarda çocuktuk. Eksilmedik, Arttık! Büyüdük, küçüldük; Tanrıya vardık, Huzura çıktık: İki Seçim Arası, Baba Oğul'u; Kutsal Ruha Koştuk, Vuslata Er(dir)dik.. Seçme eser verdik, Müren'e dar ettik: İsa'yı çarmığa gerdik! Yeter dedik, yıldık. Yüzyıla (Mir)az geldik... Doğduk, Kütüğe karşı geldik! Ateşimizi de beraberinde getirdik? Vurun tahtaya! Aklıselim olan, gelmez mizana? Ahir bizim, evvel sizin.. Tımarın hakimiydik, bedelini cedle ödedik... Gazi idik, şehitliğe serdik; Yetmez dedik, Yükseldik? Mucizesi; Hareket Ettirdiği Yıldızlar, Benzettiği Gökgözler; Bayrak(lar), Oynattığı Gölgeler, Vesselam: İndirdiği Yüzler, Görüştüğü Melekler; Tenzil(ler). Tenzili Kamber, Makberi Sencer, Vuslatı Aruz, Destanı Ekber; Mahşeri Kamber. Mevlam, Vuslat Vermiş; Şebi Aruza. Allam Hayrat Ermiş, Nebi Maruza? Bayrağı Şaban, Hilali Ramazan; Yazıtı Yazan? Sıratı müstakimi geçecem, gaziyim şehitlere diyecem, ustayım vücuda inecem, alime şefaat verecem, somoncuya- üftadeye kol gerecem, girecem reyhan kapısından; erliğe gidecem, oğulu-şumul sevecem.. Önce ben görecem; Haccı kurban edecem, cemi dilli- lehçey-isini güdecem, ruhu göçü: önce ben görecem...