Okuryazar / Yazılar / Kamuoyu Kelimesini Neden Yanlış Kullanıyoruz? yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Emre Bağce
  • Kategori: Toplum, İletişim
  • Bu yazı Okuryazar’a 2 ay önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 749
8 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Kamuoyu Kelimesini Neden Yanlış Kullanıyoruz?

Kamuoyu Kelimesini Neden Yanlış Kullanıyoruz?

Ülkemizde kamuoyu kelimesi yanlış kullanılıyor. Diyeceksiniz ki, neyimiz, neremiz doğru ki bu kelimeyi doğru kullanalım? Böyle karşılık verirseniz, haksız sayılmazsınız fakat bu kelimenin yanlış kullanımı pek öyle yabana atılacak, önem verilmeden geçilecek cinsten değil. Nedenini birazdan söyleyeceğim. Önce gelin neler olduğuna, kelimenin nasıl kullanıldığına bakalım. Meselâ devlet kurumları, bakanlıklar başta olmak üzere, A’dan Z’ye birçok alanda ve sektörde topluma yapılan açıklamalarda “kamuoyunun bilgisine”, “kamuoyuna duyurulur”, “kamuoyu duyurusu” gibi ifadelere şahit oluyoruz. Tabii bu tür açıklama yapanlar kendilerinden ve yaptıkları işten o kadar emin davranıyorlar ki, bunu “saygıyla duyurulur” biçiminde yapmacık bir saygı ifadesiyle süslemeyi de ihmal etmiyorlar. Bu yanlışı sadece koca koca kurumlar, bakanlar, bakanlıklar, partiler, milletvekilleri, belediye başkanları değil, üniversiteler, dernekler, spor kulüpleri, akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar, iş insanları dahil pek çok kişi ve kurum hiç sorgulamadan, üzerine düşünmeden yapıyor ve sürdürüyor. Bu yanlış kullanım toplumda o kadar tutuluyor ki, hani neredeyse “bir şey olsa da, biz de kamuoyuna saygıyla duyurulur diye bir açıklama yapsak” dercesine bir tutum seziliyor. Bu yanlış neden yapılıyor? Bu hatalı kullanım nereden kaynaklanıyor? Daha da önemlisi neyi gösteriyor? Benim bulabildiğim birkaç cevaptan biri, aynı “bizzat” kelimesi yerine yanlış şekilde “bizatihi” kelimesini kullanmak gibi… İnsanlara böyle kullanmak çok fiyakalı gözüküyor. “Böyle bir algıya nasıl ulaşıyorlar, yanlışı kullanırken nasıl kendilerini daha bir şatafatlı, alımlı görüyorlar?”, inanın bunu bilemiyorum. Fakat cahil cesareti yahut bilgisizliğin rahatlığı gibi bir şey olsa gerek. Daha açık, sarih bir ifadeyle, bu tür kullanımlar kişinin cehaletini, kofluğunu gizleyen, bir kimsenin kendisini biliyor gibi pazarlamasına imkân veren adeta bir boya, ruj gibi görülüyor olsa gerek. Bizzat yerine bizatihi kelimesini kullananlar, “Bak işte, nasıl da bizatihi diyerek cafcaflı bir kelimeyle kendimi gösterdim veya ahkâm kestim” der gibi asılsız bir haz ve güven duyuyor olmalılar. Benzer bir ruh hâlini “ve” veya “fakat” gibi bağlaçları tek başına kullanmak yerine “ve fakat” diyerek fiyakalı cümle kurma modasında görmüyor muyuz sanki? Değil mi, “ve” yahut “fakat” yerine “ve fakat” kullanmak nasıl da fiyakalı hissettiriyor, kullanan kişileri. Zahir, öyle kullanınca hitap ettikleri karşısında baştan bir sıfır öne geçiyor olmalı kişi. Neyse… biz kamuoyuna dönelim. Aynı ruh hâli bu kelimenin kullanımı için söz konusu gibi geliyor bana. “Kamuoyunun bilgisine”, “kamuoyuna saygıyla duyurulur”şeklinde bittiğinde bir bildiri, açıklama, metin, onu yazanlar “işlerini yapmanın, karşılarındakilere bilgiden ziyade had ve çerçeve çizmenin, belki üzerlerinden bir yükü atmanın” tarif edilemez bir hazzını yaşıyor olmalılar! Tüm bu olup bitenler karşısında, Türk Dil Kurumu’nun, topluma, halka, vatandaşlara doğru düzgün bir açıklama yapmıyor olması da oldukça manidar. Ya farkında değiller ya umursamıyorlar ya da ne bileyim işlevsiz, etkisiz kalmışlar, belki bundan haberleri bile yok. “Neden bu kelime yanlış kullanılıyor?” sorusuna dönersek… Galiba “kamuoyuna duyuru yapanlar” herhâlde topluma, muhatap oldukları bir kesime veya ahaliye bir şeyler açıklamak veya duyurmak istiyorlar fakat bu kelimeyi anlamını bilmeden kullanıyorlar. Kamuoyu kelimesini doğru anlamak ve kullanmak için en kestirme ve sağlıklı yol kelimenin eski Türkçe veya yabancı dildeki kullanımına veya karşılıklarına bakmak gibi görünüyor. Latinceden Batı dillerine geçen “Public” kelimesi: Halk, kamu, bir yerde veya ülkedeki vatandaşların tümü veya ahali gibi anlamlara geliyor. İngilizce “Public opinion” yani Türkçe “kamuoyu” ise TDK sözlüğüne göre şöyle anlamlara geliyor: Bir konuyla ilgili halkın genel düşüncesi; halkoyu, amme efkârı, umumi efkâr, efkârıumumiye. Bu tanımları örnek birkaç cümle üzerinde kullanmak hayli ufuk açıcı ve açıklayıcı olacaktır. Meselâ son zamanlarda sıkça kullanılan “kamuoyunun bilgisine sunulur” şeklindeki cümleye bakalım. Kişi burada ne demek istemektedir? Cümleyi nasıl kullanmaktadır? Kamuoyunun dediği yere kamuoyunun anlamını yani “toplumdaki hakim görüş” veya “Bir konuyla ilgili halkın genel düşüncesi” ifadesini getirip koyalım. Mesele açık hâle gelecektir. “Kamuoyuna saygıyla duyurulur” . Yani “halkın genel düşüncesine veya toplumdaki yaygın, hakim görüşe saygıyla duyurulur” . “Kamuoyunun bilgisine sunulur. Yani, “… halkın genel düşüncesinin bilgisine sunulur” . Veya “toplumdaki hâkim düşüncenin bilgisine sunulur” . “Gelişmelerden kamuoyu bilgilendirilecektir”. Yani “Gelişmelerden halkın genel düşüncesi veya görüşü bilgilendirilecektir”. Tuhaf, absürt anlamlar çıkıyor değil mi? Peki bunu böyle kullanan kişi böyle mi demek istiyor? Hayır, böyle demek istemiyor ama böyle diyor! Aslında topluma, halka, vatandaşlara duyurmak, insanları, kamuyu bilgilendirmek istiyor. Fakat bunu yapmıyor. Neden böyle oluyor, bu neyin bir göstergesi veya tezahürü olabilir? Bir, bizde “kamu” kelimesi büyük ölçüde devlet ve devlet kurumları şeklinde algılandığı için, halkın, toplumun bir esamesi okunmuyor. İki, bizde “birey”, “vatandaş”, “fert”, halk”, “toplum” kendi başına bir varlık ve kişilik olarak kavranmıyor, dolayısıyla öyle görünmüyor ve muamele edilmiyor. Bir vakitler “Kadının adı yok” dendiği gibi, halkın vatandaşların, kamunun da bir adı, değeri, kıymeti harbiyesi yok. Üç, galiba toplum olarak sadece bilgisiz değiliz, öğrenmeye karşı direnç gösteren, öğrenmeme konusunda ısrarlı cahilleriz, bu yönde hayli baskın kültürel bir kod taşıyoruz sosyal, bilişsel genlerimizde. Bundan dolayı, yanlışı göğsümüzü kabartarak kullanmayı matah bir şey zannediyor ve yanlışı sürdürüyor, mütemadiyen büyütüyoruz. Dört, kamu, yani halk, vatandaş, amme, ahali veya toplum yerine kamuoyu ifadesini kullanmamız aynı zamanda bizim demokrasi zihniyetimizi de gösteriyor. Yani düşünce dünyamızda, yönetim zihniyetimizde, toplum telakkimizde bireyin, toplumun, vatandaşın, halkın pek de bir yerinin olmadığını gösteriyor. Bir bakıma her birimizin bencil, atomize, topluma rağmen kendi başına, kendi çıkarının peşinde koşturan varlıklar olduğumuzu gösteriyor. Beş, bu yanlış kullanımda olduğu gibi, toplumu, vatandaşları, halkı tam ve doğru bilgilendirme diye bir kaygımızın da neredeyse olmadığını gösteriyor. Bu durum aynı zamanda yerlerde sürünen ahlak anlayışımızın seviyesine dair de bir şeyler söylüyor. Altı, kamuoyu kelimesi toplumumuzda pozitif bir anlamda kullanılıyor; hâlbuki kamuoyu birçok örnekte pozitif olduğundan daha fazla olumsuzluk içerir. Kahir ekseriyetin görüşleri, yani ezici çoğunluğun ezici, kahredici görüşleridir. Aynen ortaçağ Avrupası’nda “Kadınların toplumda yaygın şekilde cadı olduğuna ve işkenceden geçirilmesi gerektiğine inanılması gibi”. Bu sebepler ve sonuçlar listesi daha fazla uzatılabilir, ki bana göre daha fazla konuşmayı hak ediyor bu konu- fakat yedinci ve son olarak şunu belirtelim. Tüm bu olup bitenler karşısında daha garibi, ne Türk Dil Kurumu gibi bir kurumdan ne de etrafa kum tanesi gibi saçılmış olan Türkçe veya Türk Dili ve Edebiyatı gibi bölümlerden bir ses çıkmaması. Güya “kamuoyu” üzerine çalışan İletişim veya Siyaset Bilimi gibi yerleri saymıyorum bile. Birisinin de “yahu etmeyin, tutmayın bu kelimeleri bu kadar hoyratça yanlış kullanmayın” demiyor olması düşündürücü. Gerçekten ibretlik, üzücü, ağlayacak hâlde olduğumuzu gösteriyor. Herkes sosyal medyada ahkâm kesmeye, dünyaya ve Türkiye’ye nizam vermeye devam ededursun. Hâlimiz “benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” dendiği gibi. Belki öyle bile değil. Bilmem bir faydası olur mu? Lütfen kamuoyuna değil; kamuya, halka, vatandaşlara, topluma ve daha dar bir alanda ise falan şehirde yaşayanlara yahut ziraat ile uğraşan çiftçilere veya esnafa, öğrencilere, öğretmenlere duyuru veya açıklamalar yapalım. Belki o vakit biraz olsun sağlıklı biçimde iletişim kurmaya, kendimizi ifade etmeye, birbirimizi muhatap alıp (yani insan yerine koyup) konuşmaya başlarız. Kim bilir?
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emre Bağce imzasında diyor ki;

Hayata umutla bak.

Emre Bağce'nin Profili Emre Bağce'nin Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emre Bağce- 1 hafta önce

Teşekkür ederim Serap Hanım, var olun. Yüzleşme

Serap yıldız- 1 hafta önce

Cok guzel Yüzleşme

Rabia Darama- 2 hafta önce

Aşıkkk oldummm😍 Başlangıçlar ve Sonları
Daha Fazlasını Gör