- Yazar: Merve Başyiğit
- Kategori: Toplum, Kişisel Blog Yazısı
- Bu yazı Okuryazar’a 3 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 459
Keşke Durağı
Sobanın, aslında sıcak bir şey olduğunu beş parmağımızı da kızartmadan öğrenmemeye yeminli çocuklardık biz. Anlamak için dokunmak gerektiğini, acı da olsa tatmak gerektiğini düşünürdük. Ne ara mutfak robotu ile yarışır olduk? Parçala! Doğra! Suyunu sık!
Ne elim koktu derdi var, ne de parmağımı da protein niyetine doğradım derdi. Oh! Mis!
Üzgünüz... Yara almadan yara sarmayı öğrenemedik.
Eldiven gibi gerçekle aramıza giren kalkanlar yaptılar. Bazen korudu, ama daha çok hissizleştirdi.
Toprak pistir diye tohum ektirilmeyen bir neslin, aşikârdı; topraktan gelene yabanileşmesi...
Üzgünüz, tohum ekmek denilince ziraat geçti aklımızdan. Onun ehli başkaydı; yüreklere ekmenin sırrına eremedik.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Merve Başyiğit imzasında diyor ki;
Kutsal inadı olanlar gerekli...
Merve Başyiğit'ın Profili Merve Başyiğit'ın Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emircan ERDAL- 1 gün önce
Kaleminize sağlık Başlangıçlar ve Sonları
Neslihan- 1 hafta önce
Bu güzel yazı için teşekkür ederim. 🌸 Karamsarlığın Gölgesinde: Kendi...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim abi, çok yaşayın. Huzur ve esenlik... Karamsarlığın Gölgesinde: Kendi...