- Yazar: Emre Bağce
- Kategori: Tarih, Toplum, Siyaset
- Bu yazı Okuryazar’a 1 ay önce eklendi ve şu anda 1 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 185
Kimlerin Yönetmesi İçin Oylama Yapıyoruz, Peki Kimlerin Yönetmemesi İçin Neden Oylama Yapmıyoruz?
Bugün birçok demokratik ülkede, halkın seçtiği yöneticiler, seçmenlerin talebi ve oylaması ile görevlerinden alınabiliyor. Bu mekanizmaya "recall" deniyor. Ancak, geçmişe bakıldığında, yönetim konusunda farklı bir yaklaşım vardı: İnsanlar için, kimlerin yönetmesi gerektiği sorusu kadar, kimlerin yönetmemesi gerektiği de önemli bir meseleydi.
Antik dönemde, Yunanistan’da uygulanan Ostrakismos (çömlek oylaması) en dikkat çeken örneklerden biridir. Bu uygulamada, halk, üzerine isim yazdığı çömlek parçaları (ostrakon) kullanarak oylama yapar ve toplumun huzurunu bozacak kadar fazla sivrilen kişileri, genellikle popülizm, demagoji veya çıkarları doğrultusunda toplumu kutuplaştıran kişileri 10 yıl süreyle sürgün ederdi.
Ostrakismos, aslında demokrasinin korunmasına yönelik bir güvenlik mekanizmasıydı. Bu uygulama, toplumu sadece güçlü liderlerden değil, aynı zamanda toplumun çıkarlarına zarar verebilecek, kutuplaştırıcı söylemlerle halkı bölmeye çalışan siyasetçilerden de koruma amacı güdüyordu. Buradaki temel fikir, "kimlerin yöneteceği" sorusundan daha çok, "kimlerin yönetmemesi gerektiği" sorusuna odaklanıyordu. Yani, devletin başına geçebilecek kişilerin değil, sadece zararlı olabilecek kimselerin önüne geçmek amaçlanıyordu.
Peki, günümüz toplumları bu tür bir yaklaşımı benimseyebilir mi? Ya da şöyle soralım: "Kimler yönetici olmasın?" sorusuna halk olarak cevap verme şansımız olsa, ne olurdu? Bir halk oylaması yapıldığında, tüm toplum kesimlerinden koltuk peşinde koşan, kutuplaştıran ve sadece kendi çıkarları için çalışan demagoglar nasıl da sahneden silinirdi, değil mi? Belki böylece toplumlar daha huzurlu, daha sağlıklı bir yönetime sahip olabilirdi.
Bu, her toplumda dikkatle düşünülmesi gereken bir mesele. Yöneticilerin kimler olması gerektiği kadar, kimlerin yönetmemesi gerektiği de toplum açısından o kadar önemli bir konu olmalı. Belki de toplum olarak, sadece yönetimi eleştirmekle kalmayıp, yönetenlerin sorumluluklarını ve hesap verme yükümlülüklerini sorgulamamız, onlara karşı daha etkin bir denetim yapmamız gerekiyor.
Bu tür uygulamalar sadece Yunanistan'la sınırlı değildi. Örneğin, eski Farslarda, Türk ve İslam toplumlarında yöneticiler, yılda en az iki kez, bahar ve güz mevsimlerinde yapılan Nevruz ve Mihrican festivallerinde halkın önünde hesap verirdi. Mezalîm Mahkemesi adı verilen bu halk mahkemelerinde yöneticiler, halkın karşısına çıkarak icraatlarını, politikalarını ve toplum üzerindeki etkilerini açıkça anlatmak, açıklamak, hesap vermek zorundaydı. Bu yargı veya hesap verme mekanizması, yöneticileri halkın menfaatini gözetecek şekilde hareket etmeye yönlendirir, tüm kademelerde halka yönetenlerin davranışlarını denetleme imkanı verirdi. Bir düşünsenize, şimdiki gibi beş altı yılda bir yapılan göstermelik seçimlerden değil, altı ayda bir halka hesap verilmesinden söz ediyoruz.
Böylece demokrasinin seçime indirgenmiş bir şey olmadığını, yöneticilerin halka hesap verdiği, halkın menfaatini koruyan bir yönetim biçimi olduğunu hatırlıyoruz.
Bu tür uygulamalar, yöneticilerin keyfi kararlar almasını engelleyerek, daha şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını ortaya koyuyordu. Sonuç olarak, geçmişten günümüze bakıldığında, yönetimin sadece kimlerin yöneteceğiyle değil, kimlerin yönetmemesi gerektiğiyle de şekillendiğini görmekteyiz.
Konuşulması, düşünülmesi ve tartışılması gereken bir mesele: Halk olarak kimlerin yöneteceğini seçmek kadar, kimlerin yönetmeyeceğine de karar vermek...
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emre Bağce imzasında diyor ki;
Hayata umutla bak.
Emre Bağce'nin Profili Emre Bağce'nin Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
- Mustafa Atagün Demokrasinin yerleştiği ülkelerde, yöneticileri gerçekten halk seçebildiğinde yönetemeyecekleri de belirlemiş olur.
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emircan ERDAL- 1 gün önce
Kaleminize sağlık Başlangıçlar ve Sonları
Neslihan- 1 hafta önce
Bu güzel yazı için teşekkür ederim. 🌸 Karamsarlığın Gölgesinde: Kendi...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim abi, çok yaşayın. Huzur ve esenlik... Karamsarlığın Gölgesinde: Kendi...