- Yazar: Emre Bektaş
- Kategori: Hikaye
- Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 274
Kısa hikaye
GÖZLÜKLERİNİ ÇIKARDIĞINDA
"Uyandı, günün kelimesi hazırdı aklında. Aman tanrım, bu nasıl bir hızdı? Korktu. Aynı telaşede kayboldu yine. Uyanmıştı, uyanmak sayılırsa içinde bulunduğu hal.
Kelime neydi ki? Ne önemi var demezsen eğer. Günün kelimesi 'nefes’. "
Bir an durup nefes almalıydı. Zihninin en kuytu köşesinde bir patlama yardımcı oluyordu böyle anlarda. Bütün telaşeyi bir an için bile olsa susturabilmesini sağlıyordu veya o öyle inanıyordu. Tuvalet aynasında yüzüne baktı. Başını ellerinin arasına aldığını farkedince ürktü halinden. Üstüne gelişi güzel elbiseler giydirilmişti sanki. Giydiği anı anımsıyamadı. Nasıl seçim yaptığını bile anımsıyamıyordu. Daha bir kaç dakika öncesiydi halbuki. Kravatı ise hiç yakıştıramadı kendine. Ağzının kenarında sakalının ucuna kadar diş macunu kalmış. Bu sefer farkedebildi. Derin bir nefes aldı. Arada kayboluyorum böyle dedi kendi kendine. Evin kapısı ile tuvalet arasında oyalanmadan tek seferde evden çıktı. Çıkar çıkmaz arkasını döndü kapıya baktı. Alışmıştı demek ki ‘ben çıkıyorum’ dememeye. Her sabah olduğu gibi ve kafasındaki telaş yetmezmiş gibi, hemen hemen her gün aynı coşku ile akan Nehir’in telaşesine ve huzursuz edici taşkınlığına kapılmak için sokağa çıktı.
Binanın kapısından çıkar çıkmaz güneş gözlüğünü taktı. Çerçevenin dışında bırakmak istiyordu kendi hariç her şeyi. Hem güneşin samimiyetinden hoşlanmıyordu. Başına ne geldiyse hep güneşli günlerde olmuştu. Metroya doğru gözlüğün yarattığı sükun içinde rahatsız edilmeyeceğini bilerek yürümeye başladı ve Pascal'ın dedikleri geldi aklına; “Doğru yönde bile olsanız, yalnız yürümeyi tercih ederseniz, bir sonuca ulaşamazsınız.”
“He evet tercihlerim” diye mırıldandı turnikeyi geçerken.
Digital göstergeye baktı. Gideceği yöne doğru gelmekte olan iki tren gözükmekteydi. İlk trenin gelmesine çok kısa bir süre kalmıştı. Zaten uzaktan gelmekte olan trenin fısıltını işitiyordu. Servis dışı gözüktüğü için duruşunu bozmadı. Karşısındaki reklam panosuna bakmaya devam etti. Panoda bikinili bir kadın palmiyenin altında kumların üzerindeydi. Hemen önündeki okyanusa bakmaktaydı. Kısa bir an diye geçirdi aklından. Tam o sırada servis dışı olan tren hızla geçmeye başladı aralarından. Gözlüklerini çıkardı. Boş trenin camlarından ara ara reklamdaki kadını görebiliyordu. Okyanus ise buğulu da olsa oradaydı. Gözleriyle tam olarak seçemese de hisleri öyle söylüyordu. Sabah aldığı nefesten daha rahat bir nefes aldı. ‘Yaşıyorum’ dedi nefesin verdiği gevşeme ile.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 2 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...