Okuryazar / Yazılar / Kitap İzlenimleri: Engin Gençtan - Hayat yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

5 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen
Kitap İzlenimleri: Engin Gençtan - Hayat

Kitap İzlenimleri: Engin Gençtan - Hayat

Hayatın farklı yönlerini irdeleyen bir kitap. Girdiğinizde her yerde olan Hindu tanrısı 'Atman' ile karşılaşıyorsunuz. Birlik ilkesi böyle başlıyor. ve parçanın bütün içinde tek başına anlamsızlığına vurgu yaparken Kuantum fiziğiyle karşılaşıyoruz. Burada atom altı parçacıkların tek başına görülemediği, ancak diğer parçalarla ilişki içinde olduğunda varlık kazanabildiğini belirtiyor yazar. Ve buradan modern psikoloji kuramlarının öne sürdüğü ben ve şey, ben ve diğerleri gibi ayrımların psikoloji bilimine ne kadar büyük bir darbe vurduğunu yazıyor. Hatta yalıtılmış bu hayatların en uç noktalarından olan narsizm için bile bir bölüm ayrılmış. Doğayla ilişkimizi kestiğimizden beri bize var olduğumuzu hissettirebilecek tek şeyin insan ilişkileri olduğunu, ancak bunun da zorlu bir süreç olduğunu söylüyor. Ego içinse kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeyip, olmak istediğimiz kimlikle kendimizi aşırı bağdaştırdığımızda ortaya çıkan bir şişmeden bahsediyor. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeyi bir duruştan ziyade öğrenilmesi gereken bir durum olarak tanımlıyor. Çağımızın önemli saplantılarını başarı ve para isteği olarak görürken, bunların hayatı bizzat deneyimlemekten bizi alıkoyduğunu belirtiyor yazar. Örneğin para hırsı uğruna yapılan ekstra çabaların orta ve ileri yaşlarda bireylerin anlamsızlık duygusuna kapılmasına neden olduğunu belirtiyor. Bilgi çağımıza da eleştiriler büyük. Akılla hayatımızı kontrol edebileceğimizi, onun sayesinde mutlak zafere ulaşacağımızı, onun sayesinde var olabildiğimizi iddia eden Avrupa kültürünün; sağduyu, sezgiler ve duyguları ikinci plana attığını belirtiyor. Burada akılla çözülebilen sorunları doğrusal, akılla çözülemeyen sorunları doğrusal olmayan olarak ayırıyor. Doğrusal olmayan denklemlerin çözümü için son zamanlarda kaos kuramının ön plana çıkması, hikaye ve masallarla hikmet aktarılan doğu dünyasıyla yakın ilişkide olduğunu söylüyor. Yine bir bölümün giriş cümlesindeki ünlü bir yazarın sözünü burada hatırladım 'Batı Doğu'dan yaşamayı öğrenmeli'. Bugüne kadar Batının kavramları doğrusallaştırması en çok zaman mefhumunda ortaya çıkarken Doğuda zamanın döngüsel olduğunu belirtiyor. Müzikte bile batı klasiği matematiksel bir devamlılık sergilerken doğuda tekrarlı melodileri duyuyoruz. Sanatın farklı dallarına da ayrılmış bir bölüm var. Örneğin eski çağlarda ilk resimlerin mağara duvarlarından ziyade çömleklere yapıldığını söylüyor yazar. Bu çömleklerin kötü ruhları kovduğunu yazarken aklıma bize sümerlerden gelmiş nazar boncuğu gelmedi değil. Yine dans ve drama gibi ritüellerin de kötü ruhlara karşı etkin bir silah olduğunu söylüyor eski çağlarda. Bugün psikodrama bir terapi yöntemi olarak kullanılırken tiyatro, izleyicilerle oyuncuların oyun sırasında katarsis yani duygusal arınım yaşadığını belirtiyor. Yine son birkaç yılımı anlam arayışı temelinde sürdürüp Victor Frankl, Sartre, Ferhat Jak İçöz gibi anlam arayışına katkıda bulunan insanları okuduğum halde kitaptaki bir cümle ninjanın karpuzu tek hamlede kesmesi gibi bir etki bıraktı: 'varoluşçular anlamaya çok önem veriyorlar' Bu bütün varoluşçu birikimi reddedeceğim anlamına gelmiyor elbette. Ancak bazı şeylerin gizem olarak kalması bir sorun yaratmamalı belki de. Başta da dediğim gibi kitap sezgi, sağduyu ve duygular temelinde kurulmuş. Ancak yaşça ilerlemiş insanların bu niteliklerinin daha ileri olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Bir şeyler hissettirmesi benim için yeterliydi. Sonuç bölümüne geldiğinde bir yönerge vermiyor. Zira yönergeyle yaşanacak kadar basit bir şey değil bu hayat. Bana hissettirdiklerini paylaşmak istedim. Bunların farkındalık ve içselleştirilmiş bilgi olması zaman alacak veya hiçbir zaman olmayacak. Ama şu anda bu satırları yazmak bile mutluluk verici. Sağlıcakla,
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emircan ERDAL imzasında diyor ki;

Sorumluluğumuz kadar hak ederiz.

Emircan ERDAL'ın Profili Emircan ERDAL'ın Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emircan ERDAL- 22 saat önce

Kaleminize sağlık Başlangıçlar ve Sonları

Neslihan- 1 hafta önce

Bu güzel yazı için teşekkür ederim. 🌸 Karamsarlığın Gölgesinde: Kendi...

Emre Bağce- 2 hafta önce

Teşekkür ederim abi, çok yaşayın. Huzur ve esenlik... Karamsarlığın Gölgesinde: Kendi...
Daha Fazlasını Gör