- Yazar: Gizem Karagüzel
- Kategori: Edebiyat, Deneme
- Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 405
Korku ve Empati
" Sen ona inanç dersin, biz korku deriz."
Henric Ibsen
İnsan en çok neden korkar?
Yaşadığı çağlar boyunca onu en etkisi altına alan duygu nedir?
Başa çıkamadığı şeylerin özü ve beraberinde getirdiği diğer türevleri de korkuyla beraber, boynuna görünmez bir kelepçe takar. Artık gidilecek yön bellidir. Reddeder gibi görünür, fakat çoktan elinden kaymıştır, o küçük özgürlük anıları, bir ufka dalışında gözlerinin. Uzaklara bakar elbette ki, ama asla ulaşamaz yaşamı boyunca.
İnsan en çok neden korkar? Bilinmeyenden, bilmediği şeyden ve öğrenmek istemediklerinden. Yani gerçeklerden. Alışılmış olan korkuyu bastırır. Başkaları koştururken izlemek, onun yerine çalışırken, mücadele ederken, asla düşünmediği akıl oyunlarıyla planlar kurmakla meşguldür kişi: Daha fazla nasıl varoluşsal iş gücümü azaltır ve daha mutlu olurum?
Peki, tüm bunlar mutluluk getirir mi?
Keşke hayali evren metaforu, gün sonunda o kişilerin bitmek bilmeyen şikayetlerini de bitirmiş olsaydı, bekledikleri o koşulsuz mutluluk gün dönümlerinde. Sonrasında gelen şey empati duygusu, herkesin dilinde sürekli kullandığı, uygulamaya gelince tamamen çeliştikleri.
Burada konu, insanın hiçbir şeyden korkmaması ya da çelişkileri yaşamaması değildir yaşantısında. Ama denge çok önemli. Bir kere kaçtığı zaman geri dönüşü olmuyor, hastalıklı evreler seyir alır yaşamlarda. İşte esas korkutucu olan da bu olmalıdır.
İnsanların günlük hayatta kullandığı kelimeler, karakterleri ile bezenen o cümleler genellikle bilmedikleri oluyor. Çünkü uygulamıyorlar. Konu her ne olursa olsun, bilmemek sorun değil. Fakat öğrenme isteğiniz yoksa, tartışmalardan uzak durun, ya da öğrenin ve gelin. Bu olmadığı takdirde sarf etmeye çalıştığınız her türlü iletişim şekli, tartışmaya yüz tutmuş gereksiz zaman kaybından öte bir şey vermiyor kişiye.
Hayatımızda yeterince problemler var iken, sizi yetiştirmek için profesyonel bakış açıları ve bilişsel evrim sürecinize katkı boşa, pek çok şey gibi. Yoruyorsunuz. Ve günümüz dünyasında, bu ihtiyacımız olan son şey bile değil. Bu düşüncelerin de pekişme noktası yine empati eksikliğinizden kaynaklanıyor. Tüm patolojik araştırmalarda da olduğu gibi, en sıkıntılı kısım,kişinin gerçekten empati eksikliğinin var olmasından gelir. Artık gerçekten bir şeye sahipsinizdir… Hastalıklarınız ve etrafınızı boğmaya devam eden nefessiz kalana kadar savunduğunuz hiçlik şikayetleri. Kara delik gibi. Herkes oraya geçiş yapmak zorunda değil, orada kalın.
Empati eksikliği korkuyu, korku bilinmezi, bilinmez yalanlarınızı, yalanlar takıntılarınızı, takıntılarınız da hastalıklarınızı doğurur. Hastalıklar da kendinizden kaçışınızı ve bunlar da reddedişleri. Hepsi birlikte yalnızlığınızı. Peki, öyle olsun, ama en azından bunu başarabilin. Yalnız kalmayı, onu da yapamıyorsun. Kimse sizinle uğraşmak zorunda değil, siz bile uğraşamazken. Senin o korku kabukların üstüne yapışan, benzer hayatların doğurduğu yanaşmaların, benim bakışımdan ve manzaralarımdan çok farklı. Bu yüzden en azından kendi yarattığın inşanın gözlemine cesaretin olsun, bir kez de olsa. Olmazsa da şayet, kimse bir gün daha buna ortak olmak istemeyecek. Kaçtıkları kişi olacaksın, sohbet etmekten, vakit geçirmekten. Hepsini göze al, düşünce eşyalarını topla ve istediğin yalnızlık yoluysa, ona tek bir kararlılıkta başa çıkabilmeniz ümidiyle. Kabuklardan iz bırakmadan, kimsenin ona ihtiyacı yok, bundan öğreneceği bir şey de aynı zamanda.
Bu yüzden kalabalıklar içinde yalnız olmaktansa klişesine hep bayılmışımdır. Bunun yerine gereksiz her türlü iletişim ve eylemden uzak, mutlu edici olanı gerçek samimiyetin ve güzelliğin nadir olan mutluluk anlarında olduğunu bilerek yoluma devam etmeyi seçtim. Bununla alakalı da tek bir endişem ya da pişmanlığım olmadı.
Ne mutlu hayatını gerçekten ne istediğini bilerek ve bilmediğini de bilerek yaşayanlara.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Mustafa Atagün- 10 saat önce
Demokrasinin yerleştiği ülkelerde, yöneticileri ger... Kimlerin Yönetmesi İçin Oylama...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 2 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...