Okuryazar / Yazılar / Ne ekerseniz, onu biçersiniz! yazısını görüntülemektesiniz.

Bu bölümde yer alan yazılar Okuryazar üyelerinin; profillerinde, çeşitli kategorilerde yazdıkları bireysel yazıları, deneme, şiir, öykü, makale, bilimsel araştırma vb. tarzda yazdıkları yazılar ile oluşturulmaktadır.

  • Yazar: Emre Bağce
  • Kategori: Dünya, Siyaset
  • Bu yazı Okuryazar’a 2 yıl önce eklendi ve şu anda 2 Yorum bulunmaktadır.
  • Gösterim: 719
7 kişi bu yazıyı beğendi
Beğen

Ne ekerseniz, onu biçersiniz!

Ne ekerseniz, onu biçersiniz! Şimdi olup bitenleri herkes yeni diye konuşuyor. Yeni değil. Önce bir hatırlayalım. Kendi içlerinde hak ve özgürlükler bakımından ciddi farklılıklar bulunsa da; AB dâhil bugün ABD, Çin, Rusya farklı kisveler altında, imkânlarınca emperyalisttir. Dünyada, diğer ülkeler üzerindeki pozisyonlarını korumayı, nüfuz ve etkilerini yaymayı amaçlarlar. Kendileri için dünyanın geri kalanını araçsallaştırırlar. Bunun hayli uzun hikâyesi Afrika, Amerika ve Asya’nın sömürgeleştirilmesinde ayrıntılı şekilde okunabilir. Bırakalım yüzyılları şimdilik geride. Son 20-30 yıla bir göz atalım. 1989-1999 yılları arasında Doğu Bloku ve Sovyetlerin çöküşü sonrası, dağılan ülkelerin halkları büyük acılar ve sömürülere maruz kaldılar. Bize yansıması bavul ticareti oldu. Nataşacılık adı altında yaşanan kadın ticareti ve fuhuş kepazeliği de bu ülkede pek çoklarının alametifarikası oldu. Beyazıt, Laleli başta olmak üzere Rus Pazarı, Polonya Pazarı vb. pazarlarda dağılan ülkelerin insanları iğneden ipliğe ellerindekini getirir, haraç mezat satmaya çalışırlar, bavul ticareti ile hayat mücadelesi verirlerdi. Çoğunlukla bizim fırsatçı insanlar da onları istismar ederdi. Dar görüşlü insanımız bunu yaparken, Batı kapitalizmi de hem bu ülkelere hem de Çin'e giriş yaptı (2000’lerden söz ediyoruz, Afyon Savaşları’ndan değil). Batı Asya-Pasifik’teki birçok ülkeye yaptığı gibi, Çin'i sömürmeye, yağmalamaya başladı. Çin de buna rıza gösterdi. Batının sanayi ve teknolojisini çekmek için insanını, kaynağını, çevresini bir bakıma heba etti. Fakat teknolojiyi de aldı. Belki hatırlarsınız, daha 20 yıl önce Çin'den Türkiye'ye gelip kaçak madenlerde çalışan, bir göz odada 15-20 kişi yaşayan Çinliler vardı. Kaynakların masaya sürülmesi, ucuz işgücü, yoğun çevre kirliliği, gayri insani yaşam koşulları… Çin halkı bu acıları yaşadı. Fakat Çin dünyanın bilgi ve teknolojisini meşru/gayrimeşru yollarla kendine çekerek bugüne ulaştı. "Ne ekerseniz, onu biçersiniz" sözü bir kişi için de geçerlidir, bir aile, bir toplum, bir devlet veya insanlık için de... O kadar evrensel bir hakikat. İsterseniz siz buna tarihsel, iktisadi, kültürel vb. kurumsalcılık deyin. Bir şey nasıl inşa edilirse, ona göre çıktısı olur. Batı’nın Çin'e ektiği, kısa vadede büyük üretimler ve kârlar elde etme hırsıydı. Öyle başladı fakat şimdi, Çin kuşak-yol diyerek dünyayı ahtapot gibi sarmaya çalışıyor. Başarısız Glasnost ve Perestroyka sürecinin ardından Sovyetler’in dağılması elbette kendisinin uygulamış olduğu politikaların bir sonucuydu. (Sovyetler’in uyguladığı reel sosyalizmin yahut devlet kapitalizminin bir ürünü). Fakat dağılma sonrasında, Eski Sovyet ve Rus halkı (Türki devletler dahil ne çok ülke dahil buna) nice acılar yaşadı. Devletsizliğin ne demek olduğunu iliklerine kadar yaşamakla kalmadı, kapitalizmin soğuk ve acımasız yüzüyle tanıştı. Denize düşen yılana sarılır misali, otokratlara sığındı. Dün otokratlara elini veren halk, bugün kolunu kurtaramıyor. ABD ve AB kendi toplumuna sosyal veya liberal gözlükler takıp hak ve özgürlük vaat ediyor. Fakat başka toplumlara sadece neoliberal, kapitalist değil Avrupamerkezci veya neo-kolonyal gözlüklerle bakmaya devam ediyor. Hâlâ kendisini dünyanın efendisi gören bu ülkeler, son 20-30 yılda ne yaptılar? ABD’nin Rusya ile bilek güreşine tutuştuğu Kafkaslar, Orta Asya ve Ortadoğu’daki savaşlar ve işgaller ile AB'nin bazen havuç bazen sopa göstererek uyguladığı, fırsatçı genişleme politikaları dışında. Savaş acı ve yıkım demektir. Masum çocukların ve acılı ana babaların gözyaşı demektir. Hele suçsuz günahsız hayvanlar için cehennemden öte cehennemdir. Rusya kendi ayağına sıkıyor. ABD ve AB her zamanki gibi ikiyüzlü oynuyor. Rusya ve Çin ise insanlığın başına büyük felaket olacaklarını gösteriyor. O kadar kaba, güç odaklı ve oportünist davranıyorlar ki, işledikleri vahşetle Batı'nın yüzyıllar boyunca uyguladığı sömürgecilik, ırkçılık ve zulümleri adeta dünyaya unutturuyor, yeni Hitler'i oynuyorlar. ** Rusya ahlaki bir kaygı gütmeden, Ukrayna’ya saldırıyor. Sonuçları yüzyıllar boyunca varlığını sürdürecek kötülük tohumları ekiyor. (Buna maalesef Rus halkının şimdi ve çok daha sonra katlanmak zorunda kalacağı sıkıntılar da dahil edilmeli). Başta AB olmak üzere birçok ülke kendi konumunu ve menfaatini hesaplıyor. İnsanların küçük hesaplarını ve bencil kurnazlıklarını gördükçe insanın midesi ağzına geliyor. Her savaşta, her işgalde, her afette, her krizde hızla başkalarının acılarından nemalanmaya çalışanlar dünyada da ülkemizde de boy gösteriyor. İşbirlikçiler, vurguncular ellerini ovuşturuyor. Yıkıcı bir sel felaketinden yahut batan bir gemiden kıyıya vuran kütükleri veya eşyaları kapmaya çalışan fırsatçılar sarıyor etrafı. Kim bilir, Rusya'nın Ukrayna işgalinden kimler nasıl rantlar ve menfaatler umuyor? Varsın, dün Somali'de, Bosna Hersek'te, bugün Yemen'de, Ukrayna'da küçücük çocuklar ölümün nefesini yüzlerinde hissetsin, analar evlat acısıyla yanıp kavrulsun. Gençler, yaşlılar ülkelerini savunmak için çaresizce oradan oraya koşuşsun, korku, telaş, endişe içinde. *** Söz ola kese savaşı, Söz ola yeşerte yasayı Yunus'un yüzlerce yıl önce söylediğini söylemeye ve hayata geçirmeye ihtiyacımız var. Hele şu günlerde. --- * Not: Yunus'un "Sözü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz" şiirinin tümünü okumak isterseniz, Arama düğmesini kullanarak ya da aşağıdaki linkten kendi köşesinde bulabilirsiniz: Link: https://www.okuryazar.com.tr/etiket/yunus-emre-siirleri
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emre Bağce imzasında diyor ki;

Hayata umutla bak.

Emre Bağce'nin Profili Emre Bağce'nin Tüm Yazıları

Bu Yazının Yorumları

  • Esmanur Kadak
    Esmanur Kadak Hocam, Rusya ahlaki bir kaygı gütmeden, Ukrayna'ya saldıryor demişsiniz yazınızda. Bir devletin ahlaki kaygısı vatandaşlarının zararına olacaksa o devlet ne yapmalıdır?
  • Emre Bağce
    Emre Bağce Ahlak kendin için istediğini diğeri için de istemek, kendin için istemediğini diğeri için istememekse; aynı şeklide diğeri için isteyip istemediklerini kendin için de isteyip istememekse; kimsenin zararına olmaz diyebiliriz. Aksine herkesin faydasına olur. O vakit savaş bile en aza iner @Esmanur .
Son Eklenenler
Son Yorumlar

Emre Bağce- 1 hafta önce

Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Mustafa Atagün- 1 hafta önce

Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...

Emre Bağce- 2 hafta önce

Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Daha Fazlasını Gör