Bugün son derece dehşet uyandırıcı ve zihinsel sapkınlığın zirvesi olduğuna kanaat getirdiğim bir video izledim. Yahudi ve soytarı kılıklı bir haham Gazze'de kutsal bir savaş verdiklerini iddia ediyor ve ekliyor. Yasalara göre hiç kimsenin canı bağışlanmamalı, siz onları öldürmezseniz onlar sizi öldürecek bu yüzden hiçbir bebeğin hiçbir çocuğun ve hiçbir kadının hayatta kalmaması gerektiğini söylüyor. Aklınca savaşı kazanmak için soykırım yapmanın haysiyetsiz felsefesini savunuyor. Bu nasıl bir korelasyondur hakikaten inanılır gibi değil! Öncelikle hiçbir kitap böyle bir vahşeti öğütlemez. Özellikle kutsal kitapların acımasızca katliam yapın diye bir ifadesi yoktur. Ancak kişinin nefsani arzuları uğruna değiştirilmiş olan sözde öğretiler kutsal kitaplar grubuna dahil değildir. Tarih boyunca sistematik olarak o an için menfaat ne yöne gidiyorsa kıblelerini o yöne çevirenler ne kutsal kitapların öğütlerine kulak vermişler ne de bu kötü gidişata dur demişlerdir. Kendilerince değiştire dönüştüre vahşetin ve iki yüzlülüğün kullanma kılavuzunu yazmışlardır. Çünkü aklın devreden çıkıp çılgınca yanlışa sürüklenmek için ancak böyle anlamsız bir kullanma kılavuzuna ihtiyaç vardır. Beş yıl önce Güney Kore'nin başkenti Seul'de 1950-53 yılları arasında yapılan Kore Savaşı'nı anmak için inşa edilen müzeyi ziyaret etmiştim. (Türkiye'den gidip orada şehit olan askerlerimiz için isimlerinin yazılı olduğu devasa bir anıt yapmışlar. Gidip görülmesini tavsiye ederim). Büyük bir askeri heykelin yanında bulunan taş bir levhada 'Freedom is not free' yani özgürlük bedava değil yazıyordu. Bir başka kitabede ise - tamamını anımsamamakla birlikte- Çok fazla acı çektiğimiz bu savaş için şu anki ve gelecekteki çocuklarımızdan özür diliyoruz. Böyle bir acının yeniden yaşanmaması için çok çabalayacağız ve gelecekteki çocuklarımıza böyle bir miras bırakmayacağız minvalinde bir yazı yazıldığını hatırlıyorum. Bu kadar hassas bir duruştan dolayı çok etkilendim. Bir toplum zorla dahil olduğu bir savaşın sonuçları için gelecekteki çocuklardan nasıl özür dileyebilir, olası bir savaşın çıkmaması için nasıl teminat verebilir, şaşırmıştım. Bunun gibi pek çok toplumun tarihte bir leke olarak gördüğü savaş hadisesi İsrail hükümeti ve din adamları ve dahi toplumu tarafından soykırım fırsatı olarak görülüyor. Bu duruma ses çıkarmayan ve engel olmayan diğer hükümetler ve toplumlar ise bu hastalıklı zihniyetin inşa edicisi konumundalar. Bu gidişatın düzeleceğini bilsem ya da ufacık bir düzelme umudu hissetsem onları lanetleyecek cümleleri hiç durmadan sayfalarca yazabilirim. Ancak çok daha ağır yaptırımlar gerekiyor. Gerçek yasal yükümlülük hadlerini en ciddi şekilde bildirmektir. Hepimiz yapılması gereken her ne ise onu yapmak sorumluluğu içindeyiz. Zerreden kürreye yapacağımız her çalışma bugün masum Filistin halkı için çok kıymetli. Gerek boykot, gerek maddi ya da manevi yardım kampanyaları gerek topluca yapılan eylemler, gerekse politik düzlemde yapılan her çalışma masum Filistin halkının ve insanlığın kurtuluşu için bir fırsat oluşturmaktadır. Mümkün olabildiğince masumları ferahlatacak çalışmalar için birbirimizle yarışmalı, birbirimizi teşvik etmeli ve insanlığın şanına yakışacak bir dünyayı beraber inşa etmeliyiz. Birlikten doğan gücü Katil İsrail ve onun sapkın zihniyetine, aynı zamanda diğer tüm zalimler ordusuna göstermek şu anki en önemli vazifemizdir. Her ne istersek yapabiliriz, dünyanın tek hakimi biziz diyen kötülük toplumuna karşı sahici bir duruş sergilememiz hepimiz üzerine farzdır. Elbette kolay olmayacaktır. Özgürlük bedava değildir. Ancak mutlak kudret sahibi Allah'ın yardımı bizimledir. O, kıyamete kadar korunacak olan yüce kitabımızda açıkça bize müjdeyi vermiştir; ''Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla «inandık» diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. «Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!» derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır. (Maide Suresi 41.Ayet)