- Yazar: Emircan ERDAL
- Kategori: Deneme, Kişisel Blog Yazısı
- Bu yazı Okuryazar’a 3 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 961
Sokak Lambasından Çıkan Psikoloji
Geceleri gözleri yıpratan ışığa dikkat çekmek istiyorum. En öndeki lambaya bakıldığında karanlığa yaslanmış parlak bir gelinciği andırıyor adeta. Transitörlü akışa da dikkat çekmek gerekiyor. Akıl hastanesinin penceresinde gördüğünü resmeden bir deli ışığın çevresinde bulunan daireleri betimledi. Yıldızlı geceler tablosundaki daireler ışığın bulunduğu her yerde mevcut. Işığın doğrusal ve dairesel hareketleri neyi temsil edebilir? Her şeyi. Bugün maddenin enerjiyi temsil ettiği bilinir hale geldi. O halde en başta insan oğulları ve insan kızları olmak üzere hepimizi temsil ediyor. Ama nasıl?
ÖZ
Aristotales'e göre şeyler potansiyelden edimsele doğru gitmektedir. Tıpkı bir tohumun çınar olması gibi. Lambanın ortaya çıkmadan lambanın içerdiği, gelişigüzel halde bulunan argon gazı veya bileşimindeki metaller dikkat çekmez. Bu potansiyel rassallık, edim haline geldiğinde kendini gerçekleştirir. Kâğıt olur, kalem olur, kelebek olur, Kant olur, Van Gogh olur, sokak lambası olur...
Lambanın merkezi en keskin ışığı verdiği yer, lambanın özüne en yakın yerdir. İnsanın özü de böyledir, ruhundan aldığı güçtür. Lambadan çıkan keskin çizgiler karanlığa karşı savaşımdır, kişinin özünden çıkan "benim" dediği eylemler misali. Aynı zamanda kişinin niyetidir. O kişi çınar mı olmak istiyor? Sarmaşık mı olmak istiyor? Yıldızlı gecelerin o spiralli daireleri, kişinin özünden karanlık bilinmeze gittikçe azalan kudretidir. Peki Tolkien'in Silmarillion'undaki gibi 2 lamba dünyayı aydınlatacak kadar güçlü olur da neden bir gece lambası bulunduğu odayı bile aydınlatamaz?
NİYETE YABANCILAŞMAK
Gece lambalarında keskin ışıkları görmek için gözleri kısmak gerekiyor sokak lambalarının aksine. Özü enerji üretmeyen, ürettiğiniyse kendine saklayan enerji cimrileri çoktur çevrede. Bilinmeyen karanlıklarda harmoni içinde olmak uğruna dürüstlüğünü feda etmiş niceleri var. Karanlığa uyum sağlamışlardır; karanlıkla, özüne aykırı sözleşmeler yaparak. Bu anlarda niyet bağırır; sesleri hüzünle, mutsuzlukla, depresyonla duyulur. Olur da kulak asılmaz, o da bağırmayı bırakır. Geçinmenin yolunu bulur karanlıkla. Doğan Cüceloğlu’nun bahsettiği 14’ünde ölüp 70’inde gömülme hali çıkar ortaya. Çınar olma yolunda kanatları kırılmış bir fidan...
FARKINDA MIYIZ?
Ne yazık ki hayır. Kendini bulma yolu epey engebeli bir yol. İşin ironik yanı bütün duygularımız, eylemlerimiz, düşüncelerimiz kendimize göre şekilleniyor. Dolayısıyla devinim hiyerarşisinde en üst katmanda bulunuyor niyet. Bu hiyerarşiye tırmanmak için bir yol mevcut. Özün yani niyetin bir alt katmanı hayatta yaşatılan değerlere tekabül ediyor. Diğer bir deyişle, verdiğimiz kararların arkasında bulunan inançlar. Bir pratik için son birkaç yılda hayatlarınızda kritik öneme sahip kararlarınız neler? Bu kararların arkasındaki inançlar keşfedildiğinde, niyet çok uzakta olmayacaktır. Bir kez niyet keşfedildiğinde, karanlık gecenin yıldızları en güzel daireleriyle parlayacaktır.
Yıldızı bol geceleriniz olsun!
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Emircan ERDAL imzasında diyor ki;
Sorumluluğumuz kadar hak ederiz.
Emircan ERDAL'ın Profili Emircan ERDAL'ın Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 1 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...