- Yazar: Serdar Bulut
- Kategori: Toplum, Ekonomi
- Bu yazı Okuryazar’a 1 yıl önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 444
Sosyal Sermaye Yetersizliği / Ekonomik Yetersizlik
Enflasyon, issizlik, cari açık, dış borç, iç borç, istikrarsızlık ve IMF ilişkileri Türk toplumu ve Türkiye ekonomisi için en bildik ekonomik sorunlardandır. Öte yandan; terör, yolsuzluk, kara para, kayıt dışı ekonomi, siyasi istikrarsızlık, bürokrasi, kapkaççılık vb. sosyo-ekonomik problemler ise, ülkemizin sosyal sermaye yetersizliğine işaret eden, Türkiye’nin bir başka yönünü göstermektedir. Bütün bu menfi kavramlar, Türkiye ekonomisinin ve toplumunun ciddi ekonomik ve sosyal problemlerle karşı karşıya olduğunun açık parametreleridir. Şimdiye kadar ilgili ekonomik problemlerin çözümü için Ortodoks, Heterodoks, Monetarist, Keynesyen, vb. birçok değişik politika denenmesine rağmen, henüz arzulanan başarı elde edilememiştir. Benzer şekilde, sosyal problemlerin çözümü için uygulanan ceza yönteminden de yeterli sonuç alınamamıştır. Bütün bu gerçeklerden yola çıkarak, ekonomik ve sosyal problemleri yeniden tanımlamak ve ona göre yeni çözüm yolları aramak zorunlu görülmektedir.
Dünya devletlerinin kalkınma düzeylerinin sosyal sermayeleri üzerine pozitif bir etkisinin olduğu ileri sürülmektedir. Fukuyama’ya göre sosyal sermayenin varlığının en önemli unsurlarından birisi de “güven”dir. Ülkelerin güven düzeyleri, onların bir nevi sosyal sermaye düzeylerini gösterir.
Bu güne kadar üzerinde durulmayan hatta yeterince bilinmeyen beşeri ve sosyal sermaye olgularını dikkate alarak, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik meselelerini yeni baştan tahlil etmek gerekmektedir. Türkiye’de şu ana kadar ekonomik, sosyal ve siyasal problemler hep birbirinden bağımsız olarak algılanmış ve ona göre çözüm aranmıştır. Oysa olması gereken, sosyal bir bilim olan iktisadın, diğer sosyal olaylardan etkilendiği dikkate alınarak, ekonomik problemlerle sosyal problemlerin çözümünün birlikte aranmasıdır. Çünkü ülkemizde yaşanan; terörün, yolsuzluğun, hortumculuğun, siyasal çatışmaların ve istikrarsızlığın ayrıca adi suçların yoğunluğu, sosyal sermaye yetersizliğine işaret ettiği gibi, ekonomik problemlere de kaynak teşkil etmektedir.
Türkiye’deki sosyal sermaye yetersizliği ile ekonomik yetersizliğin birbirini tamamlayıcı yönde beslediği gerçeği üzerinde durulması gereken olguların başında gelmektedir. Bu çerçevede son yıllarda Türkiye’de yaşanan terörün ve yanlış yatırım politikalarının -her ile bir havalimanı gibi- ülkeye toplam maliyetinin yaklaşık iç ve dış borçlara karşılık geldiği bilinen bir gerçektir. Bu anlamda yapılması gerekenler, yukarıda sosyal sermayenin kaynakları başlığı altında bahsedildiği gibi, toplum kesimleri arasındaki farklılıkları değil, benzerlikleri ortaya koymak ve insanlara güvenle bakabilmektir. Bu amaçla, ülkedeki gelir dağılımı bozukluğunun önüne geçilmesi, demokrasinin tabana yayılması, ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve adalet sisteminin, dağıttığı adaletten kimsenin şüphesi olmayacak düzeyde iyileştirilmesi gerekmektedir
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Bu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 1 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...