- Yazar: Kasabadaki Yabancı
- Kategori: Siyaset, Deneme
- Bu yazı Okuryazar’a 4 hafta önce eklendi ve şu anda 0 Yorum bulunmaktadır.
- Gösterim: 158
Türkiye Ne Yapacak?
Çok detaya girmeden direkt kitabın ortasından konuya giriş yapmak istiyorum. DEM'in oyu ne kadar? Yaklaşık 5 milyon. 5 milyon DEM'den vazgeçmeyen bir kitle var. Türkiye Cumhuriyeti savaşa girse devletten yana olmayacak kafadan çoluk çocuğuyla birlikte 7-8 milyon insan var ve belki de daha fazla. Bir devlet savaşa girdiği takdirde bu 7-8 milyon devletinden yana olmadığı zaman neler olur biliyor musunuz? Tahmin edebiliyor musunuz peki neler olabileceğini? Bakın bu çok büyük bir risktir. Satın alınabilirler, ihanet edebilirler, isyan çıkarabilirler, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı savaşmaya kalkabilirler. Doğru mu? Sosyolojik olarak önümüzde bir gerçek var ve bunların bu kadar üremesini de ne Devlet Bahçeli sağladı ne de Tayyip Erdoğan. Kaldı ki Tayyip Erdoğan yanılmıyorsam 2008 yılında beri "3 çocuk" diyor. Niye diyor bunu? PKK'lılar anladı ama Türk millet "sana mı soracağız kaç çocuk yapacağımızı!" diye karşılık verdi.
Dışarıda eğer bir savaş tehlikesi varsa önce içeriyi toparlamak gerekir ve bunun için de çok ciddi siyasî riskler alındı; şehid analarının, babalarının, eşlerinin, çocuklarının konuşacaklarını ve adeta isyan edeceklerini bilmiyorlar mıydı zannediyorsunuz? Bütün riskler göze alınmış belli ki. Meseleye biraz da bu taraftan yaklaşmak gerekiyor. Devlet geçmişte bazı hamleler yaptı bu 7-8 milyonu kazanmak için, bazı tavizler verdi, süreç manipüle de edilse, sağlıklı yürütülemese de, bazı şeyler fazlasıyla sineye de çekilse bir şeyler denendi. Bu 7-8 milyonu atamayacağımıza, satamayacağımıza göre, bir yerde uzlaşmak zorundayız DEVLET ve MİLLET olarak. Bir çözüm üretmek şart, beğenirsiniz beğenmezsiniz. Milletin seçtiği siyasiler, devlet böyle uygun görüyor belli ki. Çok daha fazla şey söyleyebilirim bu hususta fakat bu kadar yeter şimdilik.
13 Mayıs 2023'te şöyle yazmıştım şahsî sosyal medya hesabımda: Hüda-Par'dan ötürü çekincesi olan arkadaşlara!
Hüda-Par seçmeni oy vermeyen, oy vermek taguttur diyen, sandığı gitmeyen bir kesimdir. Devlet Hüda-Par'ı Ak Parti'nin içinde seçime soktu ve sisteme entegre ediyor. Devlet bunu başka bir partiyle yapamazdı. Devlet Hüda-Par'lıları ehlileştiriyor böylelikle. Ayrıca sandık güvenliği için de bu şarttı. Hdp'nin baskı yoluyla özellikle köylerde neler yaptığını bilmeyenimiz yoktur herhalde. Koktukları için binlerce insan Hdp'ye oy vermek zorunda kalıyordu, Hüda-Par'ı kullanarak bu baskının önüne geçilmesi düşünüldü. Ve son olarak da Hdp'nin içinde %1-2 civarında İslâmî hassasiyeti olan kürt kökenli vatandaşlarımızın da oyunu alıp, Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermesini engellemek idi amaç. Meseleye bu çerçeveden kimse bakamadığı için işin içinde çıkamıyor. Durum bundan ibaret abiler arkadaşlar. Yüreğinizi ferah tutun. Devlet gerekeni düşündü ve yaptı. Rabbim devletimizi ve aziz milletimizi korusun.
Meseleleri daha iyi kavramak için bu iki konuyu birlikte değerlendirmekte fayda var.
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Kasabadaki Yabancı imzasında diyor ki;
Öyle bir yaşayacağız ki bazı şeyleri izah etmemize gerek kalmayacak.
Kasabadaki Yabancı'nın Profili Kasabadaki Yabancı'nın Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 1 hafta önce
Teşekkür ederim Mustafa Bey, selamlar 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Mustafa Atagün- 2 hafta önce
Paylaştıklarınızın tümüne katılıyorum.... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Emre Bağce- 2 hafta önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...