Akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını almış. Hepimiz düşüncelerimizi en iyi görmeye yatkınız. Bunun yanında iyi düşünme iyi bir hayata işaret eder. Fakat burada bir çelişki var. Bir değerlendirme yaptığımda çoğumuz vaat edilen iyi yaşama kavuşamadık. O halde iyi ve doğru düşünme konusunu ele almamız gerekli. Neden bu konu hayatımız için önemli? Tutumumuz, önyargılarımız ve alışkanlıklarımız bizim sınırlarımızdır. Bu yüzden iyi düşünme en başta sınırlarımızda kendini gösterir. Kendi düşüncelerimizde kir ve çöpleri ayırdığımızda, bunlardan zararlı olanlara daha gerçekçi gözle bakabiliriz. Kendimizi tanımamız böyle başlar. Neye sahip olup neyi kontrol edebildiğimizi böyle anlarız. Kir ve çöpler bir kez arındığında zararlı alışkanlıklarımızı ve bize stres yaratan algılarımızı niye değiştirmeyelim? Sadece bu beceri bizi gereksiz stresten kurtarıp daha uzun yaşatabilir. Ayrıca bir kez dünyada yerimizi öğrendiğimizde gidebileceğimiz yerlerin tek sınırı kendi isteklerimizdir. Kısaca en büyük düşmanımız olan kendimiz, en büyük yardımcımıza dönüşür. İyi düşünmenin ikinci ayağı çevremizle alakalı. Bir çocuğa yemek yedirdiğinizde kaşığı geri çevirdiği zamanlar olur. Bizim ailelerimiz ise bunu görmezden gelir ve daha fazla yedirmeye çalışır. Kapitalizmin de farklısını yapmaz. Yarattığı fırsatlar, indirimler ve seçeneklerle piyasayı öyle büyüler ki ihtiyaçlarımızın farkındalığını kaybederiz. Neyin gerekli olduğu neyin gereksiz olduğunu anlayamaz hale geliriz. Karar vermekte zorlanırız. Organize olmayan bir zihni bulandırmak ise çok kolaydır. Çelişik argümanlar sunar, manipülatif reklamları dayatırsınız, bir süre sonunda kararlar düşünce filtresi yerine duygusal tepkilerle yapılır. İşte kararlarımızı daha doğru verip seçenekleri daha iyi değerlendirmek adına iyi düşünmeye ihtiyacımız var. Aksi takdirde sunulan reklamların düşünce filtrelerimizi delerek yanlış kararlara yönlendirmesi işten bile değil. İyi düşünmek kullandığımız sözlerimize de tesir eder. Düşüncelerimizdeki kir ve çöpleri arındırdığımızda ruhumuzdan aldığımız coşku yansır sözlerimize. Sözler bu şekilde kullanıldığında büyüden farksızdır. Güçlü ve adil kelimeler zihinlerde yer edinir. Siz konuştukça size para, güç, mevki ve makam vereceklerdir. Siz konuştukça ürününüzü satar, mesleğinizi en iyi şekilde icra eder ve her zaman aranan kişi olacaksınız. Tarihte St Antuan’ın Jül Sezar hakkındaki konuşması bütün Romayı ayağa kaldırıp Brütüs ve onun yardımcılarını yenmesine neden olmadı mı? Martin Luther King’in ‘I have a Dream’ konuşması hala unutulmazlar arasında mesela. Ya da Lenin’e süikast yapacak birinin Lenin’le olan diyaloğu sonrasında onun saflarında yer almasına ne demeli? Organize bir zihin tesir bırakıyor. Sandığınızdan çok daha güçlü bir tesir. İyi düşünmenin yolu essay yazmaktan geçer. Profesyonel hayatta veya ünlü bir yazar olmak için değil bu eylem. Essay yazmakla argümanlarınızı, varsayımlarınızı, imalarınızı, düşünce akışınızı, sonuçlarınızı ve argümanları sunuluş biçiminizi görürsünüz. Bunlar üzerine bir ressam gibi çalıştığınızda düşüncelerinizi iyileştirme fırsatınız olur. Bunun size verebileceği gücü tahmin edebiliyor musunuz?