Yıl Dönümlerinde 11 Eylül ya da 12 Eylül! Fark Ediyor mu?
Eylül ayındayız. Ülkemizi ve dünyayı etkileyen iki olayın yıl dönümleri bu ayın içinde yer alıyor. 11 Eylül ABD’de gerçekleştirilen bir terör saldırısına, 12 Eylül ise ülkemizde yapılan bir darbe ile yönetim değişikliğinin tarihi. 11 Eylül 2001 Salı günü sabah saatlerinde dünyanın süper gücü olarak lanse edilen Amerika Birleşik Devletleri'nin çok kaliteli yapıldığı ve çok iyi korunduğu söylenen Pentagon ve Dünya Ticaret Merkezi kulelerine yolcu uçaklarıyla terör saldırısı yapılır. Uçakların çarpmasının ardından ikiz kulelerde yangın çıkar ve kısa bir süre sonra her iki kule de geride 1,8 milyon ton enkaz bırakarak yıkılır. Olaydan sonra beklenen (!) açıklamalar yapılır ve dönemin ABD Başkanı George W. Bush, olayı "terör saldırısı" olarak nitelendirerek Ortadoğu’ya yönelik yeni bir dönemi başlatır. Önce Afganistan, daha sonra da Irak "terörle mücadele" bahanesiyle işgal edilir. ABD ve müttefikleri tarafından Afganistan'a, Pakistan'a, Irak'a, Suriye'ye, Katar'a Bahreyn'e Libya'ya ve daha birçok Müslüman ülkesine asker yerleştirilir. Yeni üsler yapılır. Bazıları doğrudan bazıları da dolaylı işbirlikçilerin yardımıyla halkı Müslüman birçok ülkede hala devam eden ağır savaşlar başlatılır ve milyonlarca insan katledilir.
12 Eylül 1980 Cuma Türkiye açısından dönüm noktası olarak sayılabilecek bir gündür. Sağ ve sol çatışması olarak adlandırılan iç çatışma ve kargaşaların artması gerekçe gösterilerek yapılan askeri darbe ile tüm yaşananların bıçak keser gibi kesildiği gündür. Kendine Milli Güvenlik Konseyi adını veren kuvvet komutanları ülkedeki kargaşa ve düzensizlik halini öne sürerek yönetime el koyar. Süleyman Demirel’in Başbakan olduğu hükümet görevden alınır ve Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedilir. Anayasa ve kanunlar uygulamadan kaldırılır. Sonrasında açıklanan rakamlara göre altı yüz elli bin kişi gözaltına alınmış, iki yüz otuz bin kişi askerî mahkemelerce yargılanmış, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi ölmüştür. İdam edilenler ve fişlenenlere ilişkin rakamlar ise farklılık göstermektedir. O süreçte, siyasi partiler kapatılır ve parti liderleri tutuklanır. Dönemin Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenir ve ülke yoluna devam eder!
Her iki olayın da ortak üzerinde düşünülmesi gereken boyutları vardır. Ancak bunlar hiç gündeme gelmez. Getirilmez! 11 Eylül’den 12 Eylül’e ve sonrasında 13 Eylül’e öyle tatlı ve profesyonelce geçilir ki, hayat hiçbir şey olmamış gibi devam eder. Bunun birçok sebebi vardır. Ancak bu yazıda dile getirilmeyecektir. Özetle dünyada belli başlı üç haber ajansı var. Associated Press (ABD), Reuters (İngiltere) ve AFP (Fransa). Bütün dünyanın okuduğu haberlerin yüzde 90’ını bunlar üretiyor. Milyarlarca insana ulaşan haberler bunların süzgecinden geçiyor. Geri kalan yüzde 10’un yüzde sekizi de paylaştıkları uzantılarının işbirlikçilerinin kontrolünde veya etkisinde. Bakmayın yüzlerce binlerce haber kanalı, basın kuruluşu, sosyal medya ortamları vs. vs. olduğuna. Bunların çok olmasının onların ekmeğine yağ sürdüğünü siz de biliyorsunuz. Siz, biz hepimiz çok şey biliyoruz! Ama işimize gelmiyor, değil mi?
Beğen, Paylaş ve Yorum Yap
Diğer sosyal mecralarda da paylaşmayı sakın unutma :)
...
Mesut Koç imzasında diyor ki;
Haksız bir davada zirvede olmaktansa haklı bir davada zerre olmayı tercih etmeye çalışanlardan.
Mesut Koç'ın Profili Mesut Koç'ın Tüm YazılarıBu Yazının Yorumları
Son Eklenenler
Son Yorumlar
Emre Bağce- 15 saat önce
Teşekkür ederim Barış Bey, var olun. Haklısınız. Um... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Barış Arsalan- 1 gün önce
Emre hocam, yerinde tespitlerinizle net bir farkınd... 2028 Cumhurbaşkanı Seçimleri iç...
Neslihan- 4 gün önce
Çok güzel bir yazı 👏 Başlangıçlar ve Sonları